Ben yeni evleneceğim. Kaç çocuğumuzun olacağı kaderimizde yazılı mı?
Bunu sorma sebebim, aslında başka bir sorumla alakalı. Evlendiğimde korunmalı mıyım, korunmamalı mıyım? Korunmayı günah olarak okuyoruz. Sebebiyse, "sağlıksız olması" deniliyor. Fakat korunanların da çocuğu olabiliyor. Yani "Allah yazmış, olacakmış" diyoruz. Eğer kaç çocuğumuzun olacağı kaderimizse, korunmak mantıksız ve sağlıksız değil mi? Bir yol gösterin, okudukça aklım karışıyor. (Rumuz: Yolcu)
Hiç kimse kaderinde ne yazılmış, ne yazılmamış bilmiyor. Böyle bir bilgiye ulaşmak mümkün olmadığı gibi, buna ihtimal da yoktur. Kader bilgisi Allah'a aittir ve Allah'ın katında mevcuttur.
Bırakın evlenip çocuğunuzun olup olmaması, ne kadar yaşayacağımızı, kaç sene ömrümüzün kaldığını da bilmemiz mümkün değil. Bunun için şöyle diyebilir miyiz?
"Benim bir sene, beş sene sonra ölme ihtimalim var, öyleyse ne evleneyim ne de çocuğum olsun!"
***
"Takdir tedbiri bozar" diye bir kural vardır. Siz ne kadar tedbir/önlem alırsanız alın, İlahi takdir hükmünü vermişse, bunun önüne geçme, engelleme diye bir şey söz konusu olmaz.
"Öyleyse hiç tedbir almayacak mıyız?" Hayır, bu da doğru değil. Kul olarak tedbirimizi alırız, elimizden geleni yaparız ama takdiri, hükmü ve sonucu Allah'a bırakırız.
Tedbir, sebeplere başvurmaktır, vesilelere yapışmaktır. Ama sebepler tek başına sonucu ortaya çıkarmakta yeterli olmaz. "Her sebep mutlaka bir sonuç çıkaracaktır" diye bir kural da yoktur.
Çünkü sebep vardır, sonuç vardır, bir de sebeplere imkân/güç ve tesir veren bir güç vardır. İşte o güce "müsebbip" diyoruz, o da Allah'tır.
Bir olayda bu üç mesele birden düşünülmezse işin içinden çıkılmaz, bir şey anlaşılmaz, bir hükme varılmaz.
***
Kısaca söylemek gerekirse; evlenirsiniz, çocuğunuzun olmasını istiyorsanız, "korunma"yı düşünmezsiniz, çocuğunuz olur. Fakat mutlaka çocuğunuz olacak diye kesin bir şey de denemez. Hiçbir sağlık sorunları olmadığı halde çocuğu olmayan pek çok aile vardır.
Bunun yanında çok az görülse de korunduğu halde hamile kalanları da duyarsınız. Ama yüzde doksan dokuz oranında korunan kadının çocuğu olmuyor. Demek ki, o tedbire, o sebebe Yüce Allah tesir vermiştir, sonuç da böyle gerçekleşmiştir.
Kaç çocuğunuzun olacağını bilebilir misiniz? Hem bilirsiniz, hem bilemezsiniz. Bilirsiniz, hiçbir korunma tedbiri almazsanız, sağlıklı oldukça normal şartlarda belli sayıda çocuğunuz olur.
İradenizi bu şekilde kullandığınız için, sonuç da böyle olmuştur
Diğer yandan kaç çocuğunuzun olacağını bilebilirsiniz. O da tedbirinizi alırsınız, sınırlı sayıda çocuğunuzun olmasını istersiniz, 3 veya 4 çocuğunuz olur. Bu da bir irade ve tercih sonucu gerçekleşmiş olur.
Bu tercihten şu netice çıkıyor. Kader, sizin isteğinize, iradenizi ve tercihinizi kullanmanıza göre tecelli ediyor, hükmünü veriyor.
Evlendiği halde ömür boyu korunup çocuk istememeyi İslam kabul etmiyor, buna izin vermiyor. Çünkü dinin önemli esaslarından birisi de neslin muhafazası ve devamıdır. İşte asıl vebal/günah burada söz konusu oluyor.
Yoksa eğitebileceği, bakabileceği, yetiştirebileceği sayıda çocuk sahibi olmaya İslam hukuku müsaade ediyor. Özellikle İmam Gazali gibi İslam âlimleri, ortamın bozulması, eğitimli, ahlaklı çocuk yetiştirmenin zorlaştığı zamanlarda belli sayıda çocuk sahibi olmanın bir sakıncasının olmayacağı hükmünü veriyorlar.
Başta da ifade ettiğimiz gibi önemli olan kaderi yanlış anlamamak, yanlış yorumlamamak, hatta kaderi suçlayıcı bir yaklaşımda bulunmamaktır.
İnsan elinden geleni yapar, aklını, iradesini kullanır, sebeplere müracaat eder, sonucu Allah'a bırakır, Allah'tan gelene razı olur, huzura ve saadete erer. Bazı kitaplarda hadis olarak geçen güzel bir söz vardır:
"Kadere iman eden kederden emin olur."