Feministler tutturmuşlar “eşitlik, eşitlik” diye “kendilerini erkekler üzerinden”tanımlıyorlar. Bir de “kürtaj” meselesi çıktı, tuhaf bir durum var!
Her nedense bazı “kadın hakları savunucuları” kendilerini küçültmek için elinden gelen gayreti gösteriyorlar, battıkça batıyorlar…
Kadıköy Boğa Meydanı, zaman zaman bu tür garabetin sergilendiği yerlerdendir. Başbakan’ın “kürtaj cinayettir” yaklaşımına alınganlık göstermişler ve nümayişte bulunmuşlar. Avazları çıktığı kadar bağırıp çağırmışlar. Burada ifade etmekten dahi hicap duyacağımız sloganlar atıp dövizler taşımışlar. Üstelik “kendilerini dünyaya getiren annelerine rağmen” bunları yapmışlar…
Kadıköy “Boğa” Meydanı’nda “ineklerin boğalara isyan etmesi” ne kadar saçma ise, “kadınların erkeklere meydan okumaları” da o derecedir. Bir kere varlık âleminde canlılar “eril” ve “dişil” olarak yaratılmıştır. Her şey zıddıyla kaimdir. Zıtlıklar olmazsa varlığın ayakta durma imkânsızlığından bahsediyoruz. Varlığın ayakta durması zıtlıklarla ifade edilen paradigmal bir durumdur.
Kadın ve erkeğin “eşit” olması, yaratılış gerçeğine aykırıdır. Ne fizyolojik ne de psikolojik açıdan bu eşitlik mümkün değildir. Kadın olsun erkek olsun birbirini tamamlayan iki kutuptur. Eğer “din” diye bir kaygısı olan varsa; Kuran, kadın ve erkeği “birbirlerinin elbisesi”(Bakara 187) tabiri ile tanımlar. Biri diğeri olmadan eksik kalır. Görev ve sorumlulukları açısından erkeği “üst mercide” görmüştür. Bu bir genellemedir. Öbür taraftan şartlar gereği bu sorumlulukları yerine getiremeyen erkeklerden de bu imtiyazı elinden alır ve kadına verir…
Kadına “eşit hak ve özgürlük” tanımak, kadınlara yapılabilecek en büyük zulümdür. Böyle bir eşitlik, “kadınları kömür ocaklarında çalıştırmak” gibi bir şey! Müslüman’ca düşünen kadınların komplekse girmesi, ezilmesi, kendisini küçük görmesi söz konusu olamaz. Maalesef popüler kültürün etkisiyle bu hastalık “muhafazakâr” bayanlara da bulaşmıştır. Feminist yaklaşım Batı coğrafyasının; “kadının ruhunun olup olmadığı, varsa insan ruhu mu yoksa şeytan ruhu mu taşıdığı” tartışmalarına tepki olarak ortaya çıkmış bir düşüncedir. Bizim 1400 küsur senelik referanslarımızda asla böyle bir şeye rastlayamayız…
Kadıköy Meydanı’nda “merhamet duygularını cinselliğe indirgemiş” acayip bir ruh hali vardı! “Kadınlığı cinselliğe indirgeyen” anlayıştan ne beklenebilir ki? Kadın her şeyden önce annedir, merhamet timsalidir…
“Ve Allah size, kendi cinsinizden eşler yarattı, eşlerinizden de size oğullar, torunlar verdi ve tertemiz şeylerle rızıklandırdı sizi. Hâlâ batıla inanırlar da Allah'ın nimetine karşı nankörlükte mi bulunurlar?” (Nahl 72)