Çalışan kadının hem istihdamda kalması hem de çocuk yapması için bir takım teşvik sistemleri getirilmeye çalışılıyor en önemli dedikleri ise 16 haftalık doğum izninin 18 veya 24 haftaya çıkarılması ama bu kadının istihdam edeceği gibi doğuma da teşvik etmez… Kadının asıl derdi; işe giderken çocuğunu kime veya nereye bırakacağıdır…
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın öncülüğünde birçok bakanlıkla ortak hazırlanan taslakta doğum yapan kadınlara uygulanan 16 haftalık analık izninin 24 haftaya kadar çıkarılması, yarım gün çalışarak ‘tam gün’ çalışmış gibi prim yatırılması gibi düzenlemeler gündemde. Ancak bu düzenlemeler kadını çalışma hayatında tutmaz. Zira çalışan veya çalışmayı düşünen annelerin en büyük derdi, işe giderken çocuğumu kime bırakacağım nereye bırakacağım ve cebimden kaç para çıkacak? Kreşe ödeyeceğim para ile çalışırsam alacağım ücret arasında ne kadar fark olacak?
***ÇALIŞAN ANNENİN DERDİ KREŞTİR
Kadınlara doğumdan önce 8 sonra 8 hafta doğum izni var, bu sürenin 24 haftaya çıkarılması kadının hem çalışıp hem de anne olmasını sağlamaz, üstüne üstelik işvereni de kadın işe almaktan imtina etmesine sebep olur. Zira, kadının çalıştığı pozisyon hamileliği süresince boş kalacak ve işveren doğum izni süresince kadının yerine başkasını işe alacak, peki doğum izninden dönen kadın işe başladığında diğerine ne olacak, işsiz kalacak. Bu sebeple devamlılığı sağlamak adına işveren kadın yerine erkek almaya çabalıyor. Ülkemizde kadın istihdamının zaten düşük olduğu gerçeği karşısında bu teşvikler bir işe yaramaz. Hatta ters etki yapar. Çalışan veya çalışmayı düşünen kadının en büyük derdi kreştir. Kreş işini de (belli sayıda kadın çalıştıran) işverene yüklemek de kadının işe alımına engeldir. Kreş işinin mutlaka kamu (özellikle belediyeler) tarafında yerine getirilmesi şarttır.
***ÇOCUĞUN GİDERLERİNE TOPLUM KATILMALIDIR
Aileye çocuk girdiğinde ailenin giderleri de artmaktadır. Hatta kadının çocuğuna bakmak için işinden ayrılması halinde bir de gelirleri de azalmaktadır. Madem ki toplumun geleceği için çocuğa ihtiyacımız var o zaman, çocuğun aileye getirdiği giderlere toplumun (devletin) karşılaması da gerekir. En azından her çocuk için komik sayılmayacak rakamlarda çocuk parası, kreş yardımı gibi ödenekler getirilmelidir. Özellikle Avrupa ülkelerinde de hükümetler hem doğurganlığı artırmak hem de kadının istihdamda tutmak adına bir takım teşvikler veriyor ve bu teşvikler için de her iki amaca en iyi hizmet edenleri, kreş ile okul çağına gelmiş çocuklar için de tamgün okul, evde çocuk bakıcısı yardımıdır.
***BU TASARI KADINI EVE KAPATIR
Sonuç olarak, hükümetin açıkladığı paket, kadınları çocuk doğurmaya teşvik etmeyeceği gibi çalışma hayatında tutmaya veya çalışma hayatında yer almaya da yaramaz. Ancak, çalışan veya çalışmaya hazır kadının çocuğum ne olacak sorusuna cevap olacak teşvikler kadını istihdama iter. Yani, kadının evden çıkarak çalışmasını kolaylaştırmak, hem istihdamı hem de doğurganlığı arttırır. Bizdeki tasarı ise kadınları evde oturtacak düzenlemeleri içeriyor. Analık izninin uzatılması, doğumdan sonra çalışmasa da borçlanarak emekli olabilmek gibi uygulamalar kadını istihdama değil eve kapanmaya teşvik eder