KARMA EĞİTİM, EĞİTİM Mİ? Alışkanlıklar kolay terk edilmiyor! Yıllardır Türkiye’de eğitim, genel olarak karma devam etmektedir. Yıllar geçtikçe öyle bir algı oluşuyor ki, bu alışkanlıklar, sanki eğitimin olmazsa olmazı anlamına geliyor. Yani 14-15-16-17 yaşına gelmiş genç kız ve genç erkekleri bir arada tutup, onlara eğitim ve öğretim vermek, normal karşılanabiliyor. Bunun dindarlıkla veya dinsizlikle alakası yok! İnsanın yaratılışı ile alakalı bir şey bu! Kim olursa olsun, hangi inanışta, hangi düşüncede olursa olsun, bu konuya “EĞİTİM” açısından bakmalıdır. Bu açıdan bakmayınca kutuplaşma doğar! Spor müsabakalarından önce, maçın önemine göre, bazen günler önce, sporcular kampa girer. Nedir kamp? Ne önemi var? Niçin maçtan günler önce sporcuları bir otele tıkıyorlar? Evlerine bile göndermedikleri gibi, telefonla bile görüşmelerine müsaade etmiyorlar. NİÇİN? Aslında, konumuzun cevabı bu NİÇİN’in içindedir! Söylememe bile gerek yok, fakat biraz açarsak, o sporcu, sadece ve sadece müsabakaya konsantre olsun, olabildiğince enerjisini toplasın ve maçtaki performansı yüzde yüzlere yaklaşsın diyedir o kamp! Şimdi eğri oturup doğru konuşalım! Eğitim ve öğretimden azami verim alabilmek için, çocuğu derse konsantre etmek gerekmiyor mu? Madem gerekiyor, o genç, o kanı kaynayan delikanlı ve genç kızlar, o ortamda zihnini toparlayıp aklını derse verebilir mi? Kimsenin özel hayatına karışmam, karışamam! Herkes kendi çocuğunu istediği gibi ve istediği fikirlerle yetiştirebilir! Bu o anne babanın en tabii hakkıdır. Bu hakka, kimsenin müdahale hakkı yoktur! Fakat eğitim, hem çok ciddi bir iştir, hem de herkesi ilgilendiren ortak bir konudur. Hiç kimse, ben çocuğumu ayrı olarak yetiştireceğim diyemiyor! Çünkü devletimiz bir, Milli Eğitimimiz bir, aynı ülkede, aynı kanunlarla yönetiliyoruz… Fakat okulun dışında, dediğimiz gibi her ebeveyn, kendi çocuğunu istediği tarzda yetiştirebilir, istediği fikirleri aşılayabilir, istedikleri kişilerle gezdirebilir… Buna, kimsenin müdahale hakkı, hele bu zamanda hiç yoktur! Fakat alınan eğitim herkesin ortak malı olduğu için, dünya görüşünü orada yansıtmamalıdır. Bu noktada, eğitim için konuşmamız gereken şey, çocukların zihnini nasıl toparlayabiliriz, derse nasıl konsantre edebiliriz olmalıdır. Öğretmen arkadaşlar bilir, derse girmeden önce çocukların, akıllarını derse vermeleri için, en az beş - on dakika uğraşırız. Aksi halde anlattığın ders boşa gider! Değerli okuyucularımın, bu söylediklerimi sağlıklı düşünebilmeleri için, Japonya, İngiltere ve Amerika gibi gelişmiş ülkelerdeki eğitimi incelemelerini öneririm. Baksınlar ki, neye dönüş yapıyorlar! Saygılarımla…