Çaykur Rizespor için tehlikeli bölgeden kurtulmak ve yukarılara tırmanmak için hedef seçilen bir maç.
Hafta içi yapılan çalışmalar ve seyirciyi stadyuma çekmek için yoğun çabalar etkisini gösterdi.
Haftanın son mesai günü. Saat 20.00 Rize’de kış mevsiminde ve pandemi sürecinde seyircinin ilgi gösterdiği bir maç.
Rakip, kadro kalitesi ve derinliğiyle üst sıraları zorlayan, her geçen sürede futbolunu daha da geliştiren Medipol Başakşehir.
İki takımın puan sıralamasındaki durumu, maç içindeki futbollarıyla orantılı bir düzeyde gelişti.
Kendi sahasında oynamasına rağmen, Çaykur Rizespor topu rakibe verdi. Kendi alanını kontrol ederek önce gol yememeyi hedefledi.
Çaykur Rizespor, hala istenilen oyun kurgusunu oluşturamadı. Ara transferde takıma katılanların bireysel performansları iyi gözükse bile takım oyununa etkisi istenilen düzeye gelmedi.
Oyun rakip Başakşehir`in istediği düzeyde ve şekilde oynandı.
Çaykur Rizespor’da oyuncuların ikili mücadelerdeki isteği ve arzusu iyi gözükse de bu rakibe karşı oyun üstünlüğü kurmasına yetmedi.
Hamza hocanın planı gol yemeden atılacak bir golle kazanmak üzerindeydi. Öncelik gol yememekti.
Başakşehir, rakibi Rizespor’u iyi çalıştı. Defans arkasına atılan toplarda rakipte özellikle Trezeguet tehlikeler yarattı. Sonunda Ndayishimiye’den adrese teslim pasıyla golü buldu.
Çaykur Rizespor’a karşı bu oyun formatıyla her takım tehlikeli olabilir.
Çaykur Rizespor, ikinci yarıya Cumali – Eren değişikliği ile başladı.
Beklenti, rakibe karşı baskı ve coşkulu taraftar desteğiyle üstünlük sağlamak üzerindeydi. Ancak oyun kurgusu ilk yarıdaki gibi gelişti. Auta çıkması beklenen bir pozisyon Eren Albayrak’ın bir anlık teması sonu Trezeguet’in önüne düştü. Skor 0 – 2 oldu.
Eren Albayrak henüz maç ritmini kazanamamış ve eski formundan çok uzak. Yenilen goldeki şansızlığı yanında ikinci yarıdaki görev yaptığı sürece hiçbir katkı veremedi ve uyum sorunu yaşadı.
Çaykur Rizespor, oyunun hiçbir bölümünde oyun üstünlüğünü ve baskısını gösteremeyince, 2-0 sonrası taraftar protestoları başladı. Sahadaki futbolculara, teknik adama ve yönetimine yönelik ıslıklar ve kötü tezahüratlar, skordan daha acı ve dramatik.
Bu sezon, bu futbolcularla bitecek. Taraftar galibiyet, 3 puan ve sevinmek ister. Tehlikeli bölgeden uzaklaşmak için mutlak suretle galibiyet ve seri yakalamak gerekiyor.
Taraftar, sahada kora kor mücadele eden, kaybetmeyi kabullenmeyen ve kazanma arzusunu ve coşkusunu görmek istiyor.
Kendi sahasında taraftarı tarafından ıslıklanan yuhalanan bir futbolcu başarılı olamaz. Risk almak istemez. Kesinlikle bir özgüven sıkıntısı yaşatır.
Bundan sonraki sezonlarda takıma gelecek futbolcuları ve teknik adamları bile olumsuz etkiler.
Unutulmasın.
Durum her geçen sürede zorlaşıyor.
Kümede kalma savaşı veren takımlar rakiplerine ciddi direnç gösteriyor. En zor gibi gözüken takımlardan puan ve puanlar alıyor.
Çaykur Rizespor’da aynı hissi taraftar göremiyor ve skorda istenilen sonuç elde edilemiyorsa bu tür istenilmeyen durumlar ortaya çıkıyor.
O zaman !
Zor dahi olsa, soğukkanlı ve sakin bir şekilde kalan maçlarımıza konsantre olalım.
Bu saatten sonra teknik adam ve futbolcuları küstürmek değil, moral vermek, yeniden ayağa kaldırmak gerekir.
Taraftarlık böyle bir şey.
Artık her maça son maçımız gibi hazırlanıp kazanınca başardık düşüncesi olursa bu takım inanın başarır.
Kazan kazan mantığı.
Rakipleri, isimlerine ve ligdeki durumlarına bakmadan ve gözümüzde büyültmeden.
Haddimizi bilerek ve konsantre olarak oynarsak başarabiliriz.
İnanmak, başarmanın yarısıdır.
Maç sonu Hamza hocanın üzüntüsünü anlamak lazım.
9 maçta 1 puan almış ve demoralize olmuş takımı ayağa kaldırmıştı. Ara transferde takıma katılanların katkısıyla bu işi başarabiliriz.
Yapılan yanlış transferler, takım kurgusu ve kadro mühendisliğini şu anda konuşmanın kimseye faydası olmaz.
Başka ÇAYKUR RİZESPOR yok.
Bu yıl ligde tutunmak şampiyonluktan daha değerlidir.
Sahada kendimizden başka dostumuzun olmadığını bilerek eylemlerimizi ve desteklerimizi yapalım.
Sabır ve inanç başarmanın anahtarı olabilir.
Sağlıkla kalın.