Kazakistan maçından önce en doğru rakip... Çünkü Estonya'nın Kazakistan ile benzer özellikleri var. Bir kere kalitesi sınırlı bir takım. Kazakistan gibi... Eylül'deki kazakistan maçında kapanan bir rakiple oynayacağız. Zaten fazla hücum silahları yok. Bunlar, Estonya için de geçerli. İşte bu yüzden Estonya ile oynamak yerinde bir tercihti.
İlk 35 dakikada 3-0 öne geçerken gollerimiz tamamen bireysel beceriyle oldu. Ve bu sürede öyle pozisyonlar verdik ki; üç tane de yiyebilirdik. Ve bu pozisyonlar da savunmamızın arkasına atılan toplarla oldu. Zaten Kazaklar da burada girerse böyle girecek pozisyona... Bu pozisyonlara şimdilik, "Konsantrasyon bozukluğu" demek iyimser bir yorum olacak. İnşallah Eylül'de takım savunmasında böyle konsantrasyon düşüklüğü yaşanmaz.
İlk yarıda 4-3-3 düzenindeydik. Genelde zaten böyle oynuyor hoca... Orta sahanın ortasında Selçuk Şahin, sağ içte Selçuk İnan, sol içte Emre Belözoğlu... Şu anda ülkemizde en iyi üçlü diyebiliriz buna...
İkinci yarıda 4-1-4-1 gibi oynadık. Defansın önünde tek Selçuk Şahin kaldı. Soldan itibaren Gökhan Töre, Mehmet, Sabri ve Kazım dörtlüsü vardı. Önlerinde de Burak... Bu arada Gökhan'ın da, Mehmet'in de bireysel yeteneklerini gösterebileceği bir ortam ve skor olduğunu belirtelim. Geniş alanda Mehmet iyi toplar attı. Estonya üçüncü golden sonra çizgi halinde oynadığı için Burak'ın koşularıyla pozisyonlar bulduk.
EMRE'YE ISLIK ÇOK TEHLİKELİ
Özlemişiz futbolu... Sezon başı için doğru tercih edilen, iyi oynamasak da morallendiğimiz bir karlışaşma oldu. Ama Milli Takım'ın kaptanı Emre'nin ıslıklanması hiç olmadı. Gelecek için çok tehlikeli bir tablo bu.