Bugün müdahil olduğum 28 Şubat davasını yazacaktım ama, dolar konusundaki gelişmeler sebebi ile bu konuyu yazayım dedim. Bize hayır gibi gelen şeylerde şer, şer gibi gelen şeylerde Allah bizim için hayır murat etmiş olabilir..
Şu dolarla imtihanımız da bu son krizle birlikte artık yeni bir şekil kazanacak.. Dolar baskısı ve kıskacından kurtulmak için bu süreç önemli.
Önce def-i mazarrat. Def-i mazarrat, celb-i menafiden evladır. MASAK ve Merkez Bankası, bankalar, borsa, piyasayı sıkı bir takibe alarak, kim piyasadan dolar çekiyor tesbit etmesi gerek. Bu yangına körükle gidenlerin deşifre edilmesi gerek. İçeridekiler ve bunların dış bağlantılarını tesbit etmek zor değil. Bunlara da yakın gelecekte bir operasyon yapılırsa benim için sürpriz olmayacak..
Bu tıynetteki adamlar madem dolar üzerinden bu haltları yiyorlar, borsayı manüple edenler de bunlardır. Piyasadan mal çekenler, ihtikâr yapanlar, tefecilik yapanlar da bunlardır.. Para kazanmak için her yolu meşru görenler için her yol mübah!
Kamu sözleşmelerinde dövizden TL’ye geçildi. Bu doğru yönde ileri doğru atılmış bir adımdır.
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin açıklamasındaki satır araları önemli: “Devlet olarak bizim de dolardan vazgeçmemiz lazım, özelleştirmelerde, Enerji Bakanlığı’nda ve diğer kurum ve kuruluşlarında dolar üzerinden yapılan anlaşma ve ihalelerde artık TL kullanılması gerek. Bu durumda piyasada döviz talebi 10 milyar dolar azalacaktır.
Kur’a müdahaleler ancak bu şekilde kalıcı bir likidite ile yapılırsa başarılı olacaktır.”
Aslında Merkez Bankası’nın da döviz stoklarını yeniden gözden geçirmesi, çeşitlendirmesi gerekir.
Haddinden fazla şiddet gayedeki hikmeti yok eder. Dolar’daki kur artışı tamamen spekülatif ve manipülatif.. ABD’de derin bir siyasi kriz sözkonusu. Buna rağmen dolar değer kazanıyor. Türkiye’deki değer artışı, dünyadaki artışın çok üstünde. Bu durum Türkiye’de dolar ve ABD karşıtı lobinin güçlenmesine sebeb oluyor. Dolar üzerinden ekonomik kriz örgütlemeye çalışan FETÖ’ye ve spekülatörlere karşı giderek artan bir öfke sözkonusu.. Bunun sonucu döviz hesapları kapatılıyor, dolar satışı ve dolardan kaçış eğilimi artıyor..
Kur ve faiz sarmalına kapılmak tam bir felaket. Her iki konuda da dikkatli olmak gerek. Biri diğerinin panzehri değil, aslında aynı yanlışın iki yüzü.. Kur her zaman enflasyonun gerçek karşılığı şeklinde “U borusu” gibi artmıyor. Birileri arz-talep arasındaki dengeyi bozarak vurgun yapmak istiyor..
Dolar biliyorsunuz 3,5 lirayı geçti.. Bakıyorum, bunu Erdoğan’ın başkanlığı ile ve Ankara’nın AB’ye karşı politikası ile ilişkilendirenler var. Yani, ABD’ye, AB’ye, NATO’ya bağlılığımızı bildirirsek, FETÖ ile uğraşmaktan vazgeçersek, BM ve Güvenlik Konseyi ile ilgili eleştirilerimizden vazgeçecek olursak dolar düşecek!.. Yorumlardan böyle bir sonuç çıkıyor.
Hatta Türk askerlerinin vurulmasının arkasındaki sır perdesi hâlâ tam olarak aralanmadı.. Rusya, saldırının kendilerinden ve Suriye’den gelmediğini söylüyor. Dikkatler ABD’nin üzerinde toplanıyor..
Bu arada Türk jetleri tarafından vurulan PYD kampında bir Amerikalı ve bir Alman’ın hayatını kaybettiği açıklandı. İki Türk askeri de DAEŞ’in elinde..
Hatta Adana’daki yurt yangını olayını da bu süreç içinde istismar konusu yapmak isteyenler de oldu. Yarın başka yolları da denemek isteyeceklerdir.. Bu arada Adana’daki yurda 200 metre mesafede Aladağ’da yeni bir yangın daha çıktı. Sanki iyi saatte olsunlar iş üzerinde gibi..
FETÖ Türkiye’ye karşı her planın içinde gönüllü olarak yer almak isteyecektir.. Ama bana kalırsa yine suçüstü oldular. Deşifre oluyorlar. Halkın öfkesi daha da büyüyor. Halk da bu süreçte oynanan oyunun farkına vardı. Döviz spekülatörleri açısından da gelecek günler, bugünleri aratacak gibi gözüküyor.
Birbirinden tamamen bağımsız, ilgisiz gibi görünen bu olaylar arasında derin bir bağ olabilir..
Ankara kendi yolunda ilerlemeye devam ediyor.. Anayasa değişikliği ve başkanlık süreci ile ilgili yol haritası belli oldu.. İslam ülkeleri ile yakınlaşma devam edecek, Türk dünyası ile de. Yani Avrasya çerçevesinde Balkanlar ve Kafkasya ile de daha da canlandırılmaya çalışılacak..
Yakında el mi yaman, bey mi, göreceğiz..
Bu süreçte kim kimdir, hangi siyasetçi, hangi bürokrat, hangi banka, hangi işadamı ve hangi gazeteci, gazete patronu nerede duruyor, kimlerle işbirliği yapıyorlar.. İlişki içinde olduğumuz ülkeler bu gelişmeler karşısında nerede duruyorlar, hepsi ortaya çıkıyor..
Sabırlı olmamız gerek. Belki hemen bugünden yarına değil ama, yakın gelecekte ne olacağını göreceğiz.. Allah yardım edecek, bu konudan da en az zararla kurtulacağız ve daha sonraki günlerde bu zararları kapatan başarılar elde edeceğiz.. Hatta kârlı çıkacağız bu işten.
Devlet de, millet de bu olanlardan ders alacak inşallah.. Hainler bir kez daha suçüstü olacaklar..
Selâm ve dua ile..