Tabiatın en önemli varlığı insandır, tabiatın başka hiçbir veçhesinde görülmeyen özellikler insanoğlunun sırtına yüklenmiştir.
İnsanı çıkartıp geri kalanına baktığınızda şaşırtıcı derecede “basit” bir döngünün “vahşet” üzerinden döndüğünü görürsünüz.
Hayvanların ve bitkilerin varlığında büyük bir estetik yaratıcılık vardır ama o estetiğe uygun bir derinlik yoktur.
Yaratıcının, “zanaatkarlığının” eseridir insanın dışında kalan tabiat.
Ama insan, yaratıcının “dehasının” görkemli yansımasıdır.
Paletindeki renkleri hayvanlar ve bitkiler için cömertçe kullanmış, yedi renk ve iki çizgiden muhteşem bir görsellik yaratmıştır.
İnsanı yaratırken ise “görsellikten” ziyade “derinliğe” önem vermiş, “ruhunu” insanın zihnine üfleyerek, evrenin sonsuz karmaşasını küçücük bir insanın zihnine yerleştirmiş, neredeyse bütün bir evreni insan ruhunun içine sığdırmıştır.
Tabiatın belki de en gösterişsiz, en çelimsiz, en dayanıksız yaratığı, bu zayıf bedende bütün bir evreni taşır.
İnsan kadar zaaflı ve insan kadar kudretli başka hiçbir canlı yoktur yeryüzünde.
Güçsüz bir bedende bütün bir evreni taşımak, insana verilmiş en büyük ödül ve yaratıcının o alaycı eşitlik anlayışının sonucu en büyük cezadır.
Bu büyük armağanla gelişir ama bu armağanın ağır yükünü taşımakta zorlanırız.
Tabiatın içinde rastlayamayacağınız iyilik, kötülük, günah, sevap, yazı, rakam, ahlak, sanat, inanç, fikir sadece insan zihninde ortaya çıkar.
Koca bir tabiatın bir kefesine konduğu terazinin diğer kefesini tek başına dolduran, sadece insan zihninin bu parlak ve zehirli yüküdür.
İnsan, tek başına tabiatın dengesini zihinsel varlığıyla sağlar.
Bütün bir evreni kendi zihninin derinliklerinde taşımak, tabiatın neredeyse bütün çelişkilerini kendi ruhunda barındırmak, iyilikle kötülük, vahşetle şefkat zıtlıklarının gelgitlerinde çırpınmak, çıkarcılıkla fedakârlığın çarpışmalarını sürekli yaşamak, vicdanla vicdansızlığın birbirine yapıştığı ruhsal eklemlerin sarsıcı ağrılarını çekmek, içimizi büyük bir savaş alanına çevirir, kendi kendimizle dövüşür, kendi kendimizle mücadele ederiz, kendimize yenilir, kendimizi yeneriz.