Malavi’de unutulmaz bir bayram sabahı…

Yusuf KAPLAN

Tecrübeyle sabittir: Bayram, Müslümanların azınlıkta olduğu ülkelerde daha lezzetli geçer. Bayram namazları, Müslümanları birbirine daha bir kenetler…

Londra’da 12 yıl yaşamış biri olarak “gurbet elleri”nin bayram hüznünü ve neşesini nasıl da güzel harmanlandığını iliklerine kadar yaşamış biri olarak söylüyorum bunları.

Aziziye Mosque’ta yaşadığım bayram ve bayram namazı sevincini ve hüznünü anlatmaya kelimeler kifâyet etmez…

GURBET ELLERDE BAYRAMLAR BİR BAŞKA GÜZELDİR
Afrika’da bayramlar daha da içlidir: İnsanın yüreğine işler, yüreğini delip geçer, derin izler bırakır, tamiri zormuş gibi görünen kalıcı izler…
Madalyonun bir yüzü öyle.
Diğer yüzü ise şöyle madalyonun: Afrika’da yaşanan bayram sevincini hiçbir yerde yaşayamazsınız. Aylardır, yıllardır yüzleri gülmeyen mazlumların yüzlerini güldürmek, dünyayı cennete çevirmektir onlar için: Bunu siz de hissedersiniz, onlar da bütün hücreleriyle…
Bu yıl da böyle bir bayram için Afrika’dayız Afrika Derneği’nin organizasyonuyla. Mustafa Efe, güzel bir işe öncülük ediyor. MTO İstanbul Avrupa Yakası sorumlusu Hikmet Çolak kardeşim, Hasan Kazankaya, Ramazan Çınar ve Muhammed Yeşil’le üç gün boyunca Malavi’de geçirdik bayramı. ,
MTO olarak biz bu tür organizasyonlara girmiyoruz ama burada güzel bir destek vermiş olduk. Katkı veren bütün kardeşlerime teşekkür ediyorum.
MEDİNE MODELİ YOL HARİTASI: AKIŞ, BAKIŞ VE VARIŞ…

Bayram namazını başka bir şehirde eda edeceğiz ve kurbanlarımızı da orada keseceğiz.

Sabah erkenden yola koyuluyoruz…

İki saatlik bir yol gideceğiz hem bayram namazı kılabilmek hem de kurbanlarımızı kesebilmek için.

Önce bir polis kontrol merkezinden, sonra da Bilal-Mussa Tambuli adlı başka bir polis kontrol merkezinden geçiyoruz. Kimlik filan sormadan “geçin” diyor ikisindeki görevli de.

Bu polis kontrol merkezi Mozambik sınırında. Şehir ikiye parçalanmış: Sol taraf, Mozambik’te kalmış, sağ taraf Malavi’ye bırakılmış. Şairin “bu taksimi kurt yapmaz, kuzulara şah olsa” dediği türden İngiliz emperyalizmi izi bu.
Sınır şehri olduğu için, Malavi’de başkent Lilongwe’den Mangochi’ye ve ötesine kadar yaptığımız bütün yolculuklarda gördüğümüz pazar yerlerinin en büyüğü buradaydı. Hem bayram günü havası vardı hem de pazar çok büyük olduğu için, her taraf insan kaynıyordu: Mozambik sınırında olan bir sınır şehri olmanın verdiği sınır ticareti imkânı buradaki pazarın büyümesine yol açmış.
Dikkatimi çeken küçük ama anlamlı bir ayrıntıya sizin de dikkatinizi çekmek isterim: Müslüman beldelerdeki neredeyse bütün pazarlarda, pazarın içinde, ortasında, merkezinde bir cami var. Medine modeli bu. Şehrin atardamarı ve toplardamarı aynı yerde nefes almasını sağlıyor insanların.

Duble yol veya otoban yok Malavi’de. Genellikle böyle yollar.

Pazar yerlerinin istisnasız ana caddeler üzerinde kurulması, ticaretin dünyanın bütün kültürlerini ve insanlarını birbirine bağlayan köprü’sü olduğunun bir göstergesi yolların, ana caddelerin. Akış, bakış ve varış: Hayatın başka hayatlara, insanın başka insanlara değmesinin, değebilmesinin üç aşamalı yol haritasını sunuyor bu yollar ve pazarlar…
Ayrıca yollar, sadece uluslararası ticaretin ve kültür alış verişinin değil, mahallî hayatın da ayrılmaz bir parçası: Yollar, sadece taşıtlar için değil, insanlar için de kullanılan hayat alanları: İki şerit gidiş-geliş şeklinde planlanmış ama her iki şeridin yanına birer şerit de insanlar için yapılmış. İnsanlar, yolları hayat alanına dönüştürmüş. Hareketli hayat alanı ama. Oyun alanı gibi aynı zamanda tıpkı hayatta olduğu gibi.
BAYRAM HAVASI: HAKİKAT ŞARKISININ NEFESİ
Ben bu yazıyı Mangochi’den Bayram namazı ve kurban kesimi yeri Nyenje’ye giderken arabada yazıyorum: İnsanların sokaklarda, caddelerde, pazar yerlerinde bayram havasına tam tamına girdiklerine, bayramı doyasıya yaşadıklarına şehadet ediyoruz: Sade ama en temiz giysilerini giyinen insanlar; bayramlık giysileriyle etrafına bakınan, şakalaşan, oynayan, belli ki bayramı yaşayan gençler, çocuklar; evlerinin önlerini süpüren erkekler, kadınlar; pazar yerlerinde kendi satış yerlerinin önünü temizleyen insanlar… Yollarda motosikletleriyle, daha çok da bisikletiyle coşkuyla, heyecanla insan taşıyan, eşya taşıyan, yük taşıyan insanlar.

Bayram diye rengârenk başörtüsü takan kızlar, kadınlar…

Ve sonunda iki saatlik yolculuktan sonra Nyenje’de bayram namazı kılacağımız noktaya geliyoruz.

Bizi karşılayan insanlarla bayramlaşıyoruz, samimi, yürekten musafaha yapıyoruz ve sarıyoruz birbirimize kopmamacasına: Sarılmak, insanın yüreğinden yakalayarak sarsmanın ve sarsılmanın peygamberî yolu.

Caminin dışına sergiler serilmiş, dışarıda kılacağız namazı. Abdest almak için bir çeşme yapılmış hemen oracıkta. Bir kısım insanlar sıraya girmiş abdest alıyorlar.

Bu şadırvan işlevi gören çeşmenin hemen önünde namaz kılınacak duvarla ayrılan bir mekanda bir tarafta kız talebeler ve büyükleri, diğer tarafta erkek talebeler ve büyükler yer alıyor. Talebeler, yetimhanenin medrese talebeleri. Büyükler de köyün ahalisi. Yeşillikler arasından büyükler namaz için gelmeye başlıyorlar…
Bayramlıklarımızı, bayram namazından sonra Filiz Ertuğrul Hanım kardeşimizin emek vererek hazırladığı hediyelerimizi çocuklara dağıtırken büyük bir coşku kaplıyor etrafı. Ezilmekten zor kurtuluyorum… Ne olursa olsun bu coşkuyu yaşamalarını istiyorum iliklerine kadar. Nefes alsın onlar da, nefesimiz nefesimize değsin de hakikatin sesi, gür sesi ulaşsın yeryüzünden gökyüzüne… Rahman, rahmetiyle muamele etsin hakikatin şarkısını besteleyen insanlara; rahmet, prangaları kırsın, kardeşlik hâkim olsun yeryüzünde, özellikle de mazlum kıta Afrika’da…

Bayram hediyelerini aldıkça sevinç çığlıkları atıyor çocuklar, birbirlerine sarılıyorlar coşkuyla…

Yüzleri gülmeyen insanların yüzlerini güldürmek değil midir bayram!

Vesselâm.

İlk yorum yazan siz olun
OKUYUCULARIMIZIN DİKKATİNE !... Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.