Şu geldiğimiz noktaya baktığımızda olayları sadece “olağanüstü yolsuzluk operasyonu” olarak nitelendirirsek ne olur?
Yıllardır halkı aptal olarak nitelendirenleri haklı çıkarmış oluruz!
Yolsuzluk mu var?
Evet, yolsuzluk varsa sonuna kadar takip edip kimse sorumluları cezası verilmelidir. Başbakanın dediği gibi “babamızın oğlu olsa affetmeyiz”..
Hukuki süreç neticesinde kime ucu dokunacaksa dokunsun. Araştırılsın “ne var ne yok” çıksın ortaya. Fakat önemli olan bir gerçeği de unutmamalıyız!
Yolsuzluk operasyonu ile üzeri örtülmeye çalışılan Recep Tayyip Erdoğan’ı siyasetten uzaklaştırma hareketini görmemekte saflık ve aptallık olur..
Gezi olaylarında açıkça ifade edilen “ Mesele ağaç değil sen daha anlamadın mı ? ” sloganının arkasından Başbakanı indirmek için yapılanları hep birlikte görmedik mi?
Bu ülke vatandaşı olduklarını söyleyip Ak Parti hükümetini ve özellikle Recep Tayyip Erdoğan’sız bir Ak Parti’yi haykıranları unuttuk mu?
Gezi olaylarında milli iradenin karşısında ezilen ve darbe girişiminde başarısız olanlar sonra ne dediler?
“Eylül sıcak geçecek okullara ineceğiz” demediler mi?
Bunları denediler mi?
Oralardan da istedikleri sonucu alamayınca bu işin devamını bırakmayacaklarını açıkça bir şekilde ima ettiler mi?
Evet, hiçbir zaman vazgeçmeyeceklerdi. Gelişen Yeni Türkiye’nin dış güçlere ve iç güçlere vermiş olduğu rahatsızlık oldukça büyük.. Mason bir ülke olarak yıllarca oturdukları yerler üzerinden para kazandıkları bir Türkiye artık yok. Ve özellikle son imzalanan uluslararası enerji anlaşmaları ve Halkbank’ın faizsiz sisteme geçiş hazırlıkları dış güçler için büyük bir rahatsızlıktı. İşte bu yüzden ne yapacaklardı?
İçeriden bir şekilde kendilerine yandaş bulup yollarına devam edeceklerdi..
Öylede oldu.
Faiz lobisi, medya patronları ve iş dünyasının bazı isimlerini gezi sürecinde görmedik mi?
Tabi gezi sürecinde Zaman gazetesi yazarlarının da hükümete karşı yazılarını görünce hepimiz şok olduk mu?
Ve nihayetinde dershane diye başlayan tartışma Hakan Şükür’ün istifasını yılın siyasi olayı olarak anlamlandırıp birde üstüne “ Bu hükümete bir uyarıdır beklide son uyarıdır.” cümleleriyle tamamlamadı mı ?
Bir cemaat, devlete karşı bu sözleri neye, kime ve kimlere güvenerek kullanabilir?
Açıkça bir tehdit söz konusu iken bu sözlere “tehdit değil uyarı” açıklaması yapmakta ısrarcı olmak ne kadar anlamlı?
Herkesin anladığı kadar anlamlı!
Yıllardır dini söylemler ve Allah rızası için yola çıkmış bir grubun son olarak “ Biz dini bir cemaat değiliz ” demesi ise büyük bir fiyaskodur..!
Açık ve aleni olarak Fethullah Gülen Hoca Efendi dini bir lider olarak yola çıkmış hatta cemaat içinde “zamanımızın evliyası” olarak tanımlanmış ve cemaatte dini bir cemaat olarak bu yolda toplanmıştır. Bu kadar yardım yapan iş adamı ve hayırsever insanların hepsi dini taraflarını ortaya koyarak varlıklarını gösterdiler. Aynı zamanda da hizmet adı altında fedakarca çalışanlarda din ve insanlık adına çalışıyorlar.
Ayrıca şunu belirtelim.
İnançlı bir Müslüman için bir işin İslami olması “İnsan, Vicdan ve Ahlak” kavramlarına bağlıdır.
Dini kimliği ile yıllardır var olmuş bir grubun kendilerini dini değil insani bir grup olarak nitelendirmesi inanç sistemlerine ters bir durumdur.
Şimdi ne oldu da kendilerini dinden ve inançlardan ayırma gereği duydular?
Ayrıca Allah’ın emirlerini, kanunlarla ve bireysel olarak her fırsatta yasaklama getirmeye çalışanlar ile aynı dili konuşmaya başlamak, o saflarda yer almak ne kadar İslami veya İnsani?
Bazı konular vardır ki birbirinden ayrılamaz!
“ İslami ve İnsani ” kavramları da birbirinden ayrılmaz iki kavramdır.
Evet, şu geldiğimiz noktada görüyoruz konu, ne ağaçlardı ne dershaneler ne de yolsuzluk operasyonu..
Konu burada; Recep Tayyip Erdoğan’ı bir şekilde uzaklaştırmak !
Hoş! Zaten bunu anlamak içinde dahi olmaya gerek yok açıkça ifade edilen bir durum bu.
“Din” gibi mukaddes bir kavramı milletin dilinden çıkartıp bir siyasi oluşum olarak yollarına devam ederlerse çok daha anlamlı olur.
Bir hükümeti uyaracak kadar siyasetin içine girmiş bir topluluk zaten manevi olarak masumiyetini yitirmiş siyasileşmiş demektir.
Bu ülkede birçok tarikat ve cemaat var ve hiçbiri siyasetin içine bu kadar girmedi. Halkımız ise eskisi gibi değil, neyin ne olduğunu sorguluyor ve anlıyor.
Sonuçta hepimizin bir oyu var.
Bu ülke halkı Başbakanını kendisi seçti ve yine kendisi yollar..!
Selam ve Dua ile..