Yaratıcımız, Yaşatıcımız ve Yöneticimiz Allah’ımıza hamd; Önderimiz, Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a) Efendimize, tüm Peygamberlerimize, izinden gidenlere, Ehlî Beyti’ne, Ashabına, canımız ana ve babamıza, Allah (c.c)’ın ilke ve inkılabı İslam’a tabi olan Mü’min kardeşlerimize, din ve vatan muhafızı şehid ve gazilerimize salat ve selâm olsun!
Çok özlediğimiz ve adeta mumla aradığımız adil bir Hukuk Devleti’nin inşası ancak manevi ilkelere, maddi tedbirlere ve ahlaki değerlere bağlı nesillerle mümkündür! Bu gerçeği bilen Şeytan ve yandaşları Siyon-Haç ve nifak ittifakı tüm dünyada din, ırk ve mezheb ayırımı yapmadan nesil erozyonuna acımasızca devam ediyorlar!
Nesillerimizi, kimini Filistin, Afganistan, Arakan, Irak, Suriye, Yemen ve Ukrayna’da yaptıkları gibi genç-yaşlı ayırmadan savaşlar yoluyla yok ediyorlar!
Kimini DNA’sını değiştirdikleri hormonlu gıdalar ve ilaç sandığımız ürettikleri zehirler yoluyla yok ediyorlar!
Kimini kültür emperyalizminin ve gayri milli eğitim planıyla medeniyetine, tarihine, dinine ve vatanına düşman ederek yok ediyorlar!
Gençlerimizden kimini de alkol, kumar, fuhuş, esrar, eroin, bonzai ve moda bağımlılığı zehirleriyle yok ediyorlar!
(Ey Müslümanlar!) Size ne oluyor (ve nasıl bir vicdani sorumsuzluğa kayıyorsunuz) ki; «Ya Rabbi, ehli (ve idarecileri) zalim olan şu ülkeden (ve şu düzenden) bizi kurtar, bize Kendi katından bir sahip gönder ve bize Kendi rahmetinden bir yardımcı ver» diye yalvarıp duran; erkek, kadın ve çocuklardan oluşan aciz ve çaresiz kimseleri kurtarmak için Allah yolunda (çalışıp) çarpışmıyorsunuz? (Nisa S.75) İlahi Mesajına karşı sağır, dilsiz ve vicdansız bir Âlemdeyiz! Zalimlerin İşgalleri sebebiyle evlerinden yurtlarından olan milyonlarca aç ve sefil mazlumlar toplumu ağlarken, insafsız ve vicdansız âlem halen oyun ve oynaşta! Maç seyreder gibi işgal ve katliam zulmü seyretmeye devam ediyorlar!
Zulümden kaçarken denizde boğularak cesetleri sahillerde bulunan bebek, çocuk ve gençlerin içler acısı can yakan fotoğraflarıyla, Avrupa sınırlarından çırılçıplak soyularak geri çevrilen ve donarak ölüme terk edilen mazlumların içler acısı can yakan fotoğrafları hafızlarımızda halen taze değil mi?
Bütün bu zulümlere rağmen nesillerimizin en şansızı bombalarla hayatını kaybedenler değil, uyuşturucu bağımlılığı ve inançsızlık hastalıklarıyla acı içinde yaşayıp ölenlerdir!
Savaşlarda, işgallerde ve hicret yolunda ölenler Şehid olup Cennetlerine kavuşuyorlar!
Ya moda, fuhuş, alkol, esrar ve eroinin kurbanları nesillerimiz! Ya onlar? Onlar yaşarken hayatlarını cehenneme çeviriyorlar! Ölmeden, ölüyorlar! Gençlikleri öldürülüyor! Gelecekleri öldürülüyor! Evlilik hayalleri öldürülüyor! İş sahibi olma ümitleri öldürülüyor!
Kurtuluşu intiharda gören bunalmış zavallı nesillerimize Devlet Ana şefkatiyle acıyalım! Sahip çıkalım! Onları maddeci, materyalist eğitim ve moda silahlarıyla, esrar ve eroin vb. uyuşturucu bombalarıyla vurdurmayalım!
Silahlı terör ve teröristlerle mücadelede başarılı olan Devletimizin Eğitim, Maliye, Gümrük, Emniyet, Jandarma ve İstihbarat birimleri; zulmün anası olan faiz, fuhuş ve uyuşturucu mafyasına karşı aynı oranda ve daha fazlasıyla başarılı olmalarını istiyor ve bekliyoruz? Yapılan yüzlerce operasyonlara rağmen okullarımızda ve sokaklarımızda uyuşturucu ve fuhuş kurbanı nesillerimiz niçin artmaya devam ediyor!
Fuhuş ve uyuşturucu cehennemine sürekli benzin dökmekle meşgul bu mandacı satılmış ahlaksız medyadan ne zaman hukuki hesap sorulacak!
Nesillerimizin tarihi geçmişine, kahraman ecdadına, engin ahlaki değerlerine, eşsiz İslam Medeniyetine, ölüm ve ölüm ötesi sonsuz Ahiret yurduna nisyanına (unutkanlığına) ve isyanına asla seyirci kalamayız! Ve asla kalmamalıyız!
Fert, aile, toplum, iktidar ve muhalefet olarak hepimiz nefislerimizin ve emanet olan nesillerimizin çobanıyız ve hepsinden sorumluyuz!
“Rabbimiz, katından bize bir rahmet verip (kutlu amacımıza) ulaştır ve şu işimizden (dolayı sıkıntılarımızı kaldırıp) bize doğruyu kolaylaştır (bizi başarılı kıl)”(Kehf 10) Amiin!
Nefsimizde, ailemizde ve ülkemizde “İslam Sözleşmesi ”nin uygulanması, Mescid-i Aksa’mızın, Osmanlıcamızın özgürlüğü, tatil olması dileğiyle
Selâm, sevgi ve duayla...