İnsanın hayali her şeye açıktır. Her bir soru aklımıza gelebilir. Aklımıza gelen bu sorular hiçbir zaman günah olmaz. Çünkü insanın elinde değildir.
Bediüzzaman’ın ifadesiyle “Tahayyül-ü Küfür Küfür Değildir” yani küfür ve günahı hayal etmek küfür olmaz. Fakat dikkat etmemiz gereken şu nokta olabilir: Şayet hayalimize çok geliyor ve rüyalarımıza da sık sık giriyorsa, kendimizi kontrol etmemiz gerekiyor. Cenabı Hak tarafından bir ikaz ve mesaj olabilir.
Başlıktaki soru bağlamında zihnimizi kurcalayan bazı soruları sıralayalım.
-Allah biz insanları niçin yarattı?
-Bu zor ve sıkıntılı dünyada niçin yaratıldık?
-Niçin bizleri cennette yaratmadı?
-Hiç yaratılmasaydık daha mı iyi olurdu?
-Allah’ın ihtiyacı mı vardı ki bu kainatı ve bizleri yarattı?
Daha bunun gibi birçok soru ve düşünce aklımızdan geçmekte ve bazılarına cevap bulurken bazıları da zihnimizi her an kurcalamaktadır.
O halde ne yapmalıyız?
Her derde deva ve her hastalığa şifa olan Kur’an-ı Kerim’i dinler ve ona karşı kulağımızı kabartırsak, hiç şüphe yok ki kuşku ve vesveselerimiz gidecek, dünyadan da tat ve lezzet almaya başlayacağız.
Öncelikle YOKLUK ile VARLIK arasında bir mukayese yapalım: Hiç yaratılmasaydık, YOK olmuş olacaktık. YOKLUK ve HİÇLİK mefhumunu biraz kurcalar ve biraz daha içine girersek, çok korkunç bir şey olduğunu anlarız!
Şöyle de söyleyebiliriz; Dünya gibi bir yerden gidip de yok olmak istemiyor insan! Yani, öldükten sonra dirilmek olmadığını düşünün! “YOK OLMAK” düşüncesi bile zor geliyor bizlere!
Onun için biz yokluktan varlığa çıktık. Yani, yoktuk var olduk. Sırf bunun için ne kadar şükretsek az!
Bizi var eden zat dünyada bizi imtihan etmekle bize haksızlık mı yapıyor? Yani diyebiliyor muyuz ki, yaratan beni var etmeseydi de yoklukta kalsaydım!
Vicdanımıza danışınca, kesinlikle diyemiyoruz. Kaldı ki, dünya imtihanından bizden istediği şeyler, yapabileceğimiz ve üstesinden gelebileceğimiz şeylerdir. Karşılığında ise vaat ettiği EBEDİ SAADET ve CENNET’tir. Bu şekilde bir alışveriş iyi mi, kötü mü?
İnanan bir akılla bakınca iyi görünüyor, inanmayan bir bakışla değerlendirince ise dünyada da felaket var ahrette de azap var.
Ayrıca Allah’ın bizi ve kainatı yoktan yaratması, ihtiyacı olduğundan değildir. Değil bize ve kainata, O hiçbir şeye muhtaç değildir.
O zaman niçin yarattı kainatı? Cevabı: İSTEDİ ve YARATTI. Çünkü Allah’ın “İRADE” diye bir sıfatı vardır. İstediği şeyi istediği zamanda istediği şekilde yaratır. Nitekim Hadis-i Kutsi de Cenab-ı Hak: “Ben gizli bir hazine idim, bilinmek istedim. Taki bu kainatı yarattım” buyurmaktadır.
Evet, Aziz Dostlar!
Dikkat edelim! Yaratan Allah’ı değil de kendimizi yargılayalım.
Biraz da “Niçin yaratıldık” konusu üzerinde duralım: Bu ve bunun gibi sorulara cevap ararken sadece aklımız bize yetmez! Aklımıza ışık tutacak bir rotaya ihtiyacımız olduğunu unutmayalım. O da mucizeler hazinesi ve 1400 küsür senedir insanlığı aydınlatan ve herkese meydan okuyan Kur’an-ı Mucizekar’dır. O ilacı yaralarımıza sürelim rahat edelim yoksa zihnimizi bu tip sorular tokmak gibi sürekli dövecektir.
Bizler silahlanmadan savaş kazanmak istiyoruz. Tabii ki bu şekilde olmuyor!
Cenab-ı Hak herkese hidayet versin!..