Mekke-i Mükerreme’de iman ve ahiret esasları üzere temelleri atılan İslam Hayat Nizamı’nın yaşanılması için; ahlak, hayâ ve edeb kurallarının bilinip uygulanması şarttır!
Yeniden ahlak, hayâ ve edeb nesli yetiştirmeden ilmi, iktisadi ve ticari yozlaşmayı, sahtekârlıkları dolandırıcılıkları, soygunları ve vurgunları; denetimlerle, polisiye tedbirleriyle ve ceza yasalarıyla önlemek mümkün değildir!
1876 yılına kadar yazılı bir Anayasa’sı olmadan asırlarca cihana hükmeden Osmanlı Cihan Devleti’nin yükseliş döneminde yaşayan ünlü Şairimiz Fuzuli’nin Şikayetname’sinde kaleme aldığı “Selam verdim, rüşvet değildir deyu almadılar!” ifadelerinde de yer aldığı gibi; ahlaki değerlerin terkedilmeye başlanmasıyla bu yükseliş durmuş ve batılılaşma hastalığıyla dinden, örf, adet ve ahlaki değerlerden uzaklaşması sebebiyle Hak ve Adalet İlkelerini terk edince Osmanlı’nın yıkılması mukadder olmuştur!
Osmanlı Devleti’nin çöküşünü önlemek için Kur’an-ı Kerim ve Sünnet-i Saniye’ye dayalı yazılı İlk Anayasası Mecelle yasallaştırılmasına rağmen Devletin yıkılması önlenemedi! Çünkü Allah’tan uzaklaşan, Ahiret Hayatını ve büyük mahkemeyi unutan, doğruluk, dürüstlük, sadakat, kamu ve kul hakları gibi ahlaki değerlerle yetiştirilmeyen fert ve toplumu cezalarla, teftişlerle, anayasa ve yasalarla ıslah etmek mümkün değildir!
Ana Baba’ya davranış Ahlakı, Evlatlara davranış Ahlakı, Eş Ahlakı, Kardeşlik Ahlakı, Komşu Ahlakı, Ticaret Ahlakı, Siyaset Ahlakı, Yönetim Ahlakı vs. İmani, Ahlaki ve edebi değerlere önem vermeyen Materyalist maddeci bir çarpık eğitim sistemiyle Ahlak ve edeb neslini yetiştirmek mümkün değildir! Yıllar önce sohbetlerimizde, “Eskiden eşkıya cahillerden çıkardı! Ahlak, Hayâ ve Edep terkedileli eşkıya üniversitelilerden yani okuyan, eğitimlilerden çıkıyor!” sözümüzün acı sahnelerini hâlâ yaşamaya devam ediyoruz! “Eskiden az sayıda da olsa Cahillerde boşanma olurdu! Şimdi ise güya Eğitilmiş Diplomalılarda artarak devam ediyor!”
Ahlak, Edeb Muallimi ve Mürşidi Yunus Emre’nin;
“Girdim ilim meclisine, eyledim kıldım talep, dediler ilim geride, illa EDEP illa EDEP!”
“İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsin, ya nice okumaktır?
Okumaktan mana ne, kişi Hakk’ı bilmektir
Çün okudun bilmezsin, ha bir kuru emektir.” dizelerindeasırlar önce söylediği bu uyarılarıyla ne zaman uyanacağız? Karma eğitimin olmadığı, teoriden pratiğe geçen, iman, hayâ ve ahlak temeline dayalı Milli Eğitim ve Öğretimine ne zaman döneceğiz?
Emperyalist ülkelerin hayranı, kalkınmaya karşı, din, vatan ve insan düşmanı nesilleri kendi ellerimizle ve kendi okullarımızda yetiştirme gafletini ne zaman terk edeceğiz?
“Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim!” buyuran Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a) Efendimizin her şeyde örneğimiz olması gereken güzel ahlakını örnek alacak nesilleri yetiştirmeyi ne zaman hızlandıracağız?
“O Allah, (İslam’a ve insanlığa uygun davranış, ahlâk ve anlayışta) amel bakımından hanginizin daha iyi (daha güzel ve daha verimli) Kul olacağını denemek (ve hak ettiği karşılığı vermek) için, (dünyada yaşattıktan sonra) ölümü ve (ahirete kaldırıp sonsuz kalacağınız) hayatı yaratmıştır. O, en Üstün ve en Güçlü olandır ve çok Bağışlayandır.” (Mülk S. 2) İlahi Mesajında belirtilen yaşayışımızın tek gayesi olan insanlığa faydalı, tüm haklara saygılı, çekinmeden zalimin karşısında mazlumun yanında, Hak, Adalet, doğruluk, dürüstlükten asla ayrılmayan ahlak, hayâ ve edeb sahibi bir güzel Kul olmamız Anayasalardan önce Ahlak yasalarıyla mümkündür!
Sevgi, Merhamet, İhsan ve Vicdan nesli yetiştirmekle mümkündür!
“Kapkaranlık gecede Siyah taşın içinde Siyah Karıncayı gören ve ayaklarının sesini İşiten Allahımızın bizi her yerde gördüğü ve hal ve hareketlerimiz kaydettirdiği” inancında Kulluk eden bir İhsan Nesli yetiştirmekle mümkündür!
Zira; beş bin yıl evvel yaşamış Peygamber olduğu da söylenen Çinli Ünlü Düşünür Konfüçyüs’ün
“Ahlaklı yöneticilerin (toplumun) yaşadığı Ülkelerde Yasalara İhtiyaç yoktur! Ahlaksız yöneticilerin (ve Toplumun) yaşadığı Ülkelerde de Yasalara İhtiyaç yoktur!” dediği gibi en büyük yasa Allah sevgisinden ve korkusundan yeşeren Ahlaktır! Edebtir! Ve Hayâdır Vesselam!
“Yaratan, Yaşatan ve Yöneten Allah’a, Din ve Düzen olarak İslam’a, Önder ve Peygamber olarak Hz. Muhammed (s.a) Efendimizden İman ettim. Ve Hepsinden razı oldum!” diyen Ahlak, Hayâ ve Edeb toplumuna ve bu toplum için gece gündüz demeden çalışanlara selam olsun! Amiin
Nefsimizde, Ailemizde ve Ülkemizde “İslam Sözleşmesi ”nin uygulanması, Mescid-i Aksa’mızın özgürlüğü ve tatil olması dileğiyle
Selam, sevgi ve duayla...