İnsan nasıl kanlı sonuçlar verebileceğini bilmese, okuduklarına takıntılı bir çocuğun yazdığı tuhaflıklar deyip geçecek ama böyle bir eylem planı hazırlayanın, yedi yüz bin askeri olan bir ordu olduğunu bilince, ülkenin başına neler gelebileceğini görüp ürperiyorsunuz.
Bu eylem planının hazırlanma tarihi 2009 Nisan.
Daha çok yeni.
Bizim ordunun kafasının nasıl çalıştığını göstermesi bakımından da ibret verici.
Ergenekon sanığı bir emekli subayın evinde ele geçirilmiş.
Belge, şeriat isteyen AKP hükümeti diye başlıyor.
Ordu ya da ordunun bazı birimleri, hükümetin şeriat istediğine karar vermiş.
Ellerinde bir belge var mı?
Yok.
Onlara öyle geliyorsa belgeye ne hacet zaten.
Ordu, bir hükümetin şeriatçı olduğuna karar verdiğinde darbe gerekçesini de kendine göre hazırlamış oluyor.
Ve, emrinde çalıştığı hükümete şeriatçı etiketini yapıştırıyor.
Bizim günlük dilde Fethullahçılar dediğimiz Fethullah Gülen Cemaatinin de şeriat getirmek için hükümetle işbirliği yaptığını söylüyor.
Bu iki maddeyi yazdıktan sonra da neler yapılacağını belirliyor.
Önce AKP içindeki ajanlarını harekete geçirecek.
Bu ajanlar kafa karıştırıcı açıklamalar yapacaklar.
Sonra ciddi biçimde akıllarını taktıkları anlaşılan Fethullahçılara yönelik operasyon planını yazıyorlar.
Bazı maddeler korkunç.
Fethullahçıların evlerinde silah bulunması sağlanacak.
Bu kelime doğrusu bizim çok ilgimizi çekti.
Sağlanacak.
Evlerde silah bulunması nasıl sağlanır sizce?
Sonra bu cemaat silahlı terör örgütü kapsamına sokulacak.
Şimdi çok korkunç ve tehlikeli olan bu yaklaşım işte.
Fethullahçıların silahlı terör örgütü olduğunu düşünmüyor ama çeşitli entrikalarla onların öyle görünmesini sağlamayı planlıyor.
Bir ordu böyle bir şey yapar mı?
Durduk yerde silahlı terör örgütü icat eder mi?
Onun bunun evinde silah bulunmasını sağlamak ordunun işi mi?
Gömdükleri mayını temizlemeyi beceremiyorlar ama evlerde silah bulunmasını sağlamayı beceriyorlar.
Böyle ordu mu olur?
Fethullahçılarla PKKlıların işbirliği yaptığına halkın inanmasını sağlayacak haberler yaptırmak da operasyonun parçası.
Böylece PKKya düşman olan Müslümanlar Fethullahçılara da düşman olacaklar.
Farkındaysanız tamamen bölme üzerine bir plan bu.
Sürekli birlik ve beraberlikten söz eden ordu, kendi stratejisini bölme üzerine kuruyor.
Zaten bu ülkede bütün sistem bu bölme üzerine kurulu.
Ezilenlerin hepsini bölüp birbirine düşman ediyor.
Dindarla Kürdü birbirinden ayırıyor, solcuyu dindara düşman ediyor ve böyle yönetiyor.
Bunun için kullandığı en elverişli alet de milliyetçilik.
Hatta, Ermenistan ve Yunanistan aleyhine haber ve yorumlarla milliyetçiliği beslemek de operasyonun hedefleri arasında.
Bu arada, Ergenekon çetesi üyesi olmaktan yakalanan muvazzaf subayları da koruyacaklarmış.
Onların şeriatla mücadele eden insanlar olarak sunulmasını sağlayacaklarmış.
Bütün bunları da medyayı kullanarak gerçekleştirecekler.
Ordunun bütün planlarının içinde hep bu medyaya rastlıyorsunuz.
Medyayı kullanıyorlar ve daima kullanabileceklerini biliyorlar.
Ergenekon örgütünün bir parçası ordunun içine uzanıyor.
Bunu yakalamaya uğraşmıyorlar.
Ergenekon cephaneliğinden ordunun silahları çıkıyor.
Bununla da uğraşmıyorlar.
Hükümeti şeriatçı ilan etmek ve bir cemaatin üyelerini silahlı terör örgütü kılığına sokmak için planlar yapmakla uğraşıyorlar.
Bu Fethullahçı denilen insanlar suç işliyorlarsa, devlet belgelerini bulur ve yargılar.
Devlet, yargı, polis, ordu, ben bunlardan kuşkulanıyorum, bunların evinde silah bulunmasını sağlayayım diyemez.
Bunu yapmak suçtur.
Devletin ve ordunun suç işleme özgürlüğü yoktur.
Ordu bunu bir türlü anlamıyor.
Plan üstüne plan yapıyor.
Ona buna iftira atmak, dehşet salmak, panik yaratmak ve insanları bölmek için plan yapan ordu olmaz.
Ordu, ülkeyi savunur ve mümkünse kendi gömdüğü mayınları çıkartmayı becerir.
Artık bizim ordu kendi işinin askerlik olduğunu kavrasa da Türkiye bir rahatlasa.
Yoksa bu ordu bu ülkeye rahat vermeyecek.