Pendname, bizim geleneğimizde “Öğüt kitabı” demektir. Ayet, hadis, ilim ve hikmet sahiplerinin vasiyet ve nasihatlerinden derlediğim öğütler şöyle: (Böyle insanlarla dost olalım, ötekilerden uzaklaşalım.)
Önümüzde seçim var. Oy verecekleriniz bu ölçülere en çok uyanlar olsun. Kız ister, düğüne gelenler arasında bu ölçülere uyan damatları seçin, ortaklık yapacaksanız bu ölçülere dikkat edin.
Kibirlenme, alçakgönüllü davran. Kendini de dev aynasında görme. Sakın kibre kapılıp, insanları ezerek kendinden uzaklaştırma.
Tek başına her şeyin üstesinden gelemeyeceğini asla unutma. Her şeye hakim olacağım diye kendini perişan etme, başkalarına zulmetme, hayırlısını iste, kanaat sahibi ol, şükredenlerden, sabredenlerden ol. Allah’ın yardımını iste ve onun sana ulaşmasını engelleyen şeylerden uzaklaş. Çaresiz değiliz. Bizi gören, duyan, bilen, hüküm sahibi bir Allah var! Umutsuzluk haramdır.
İyiliği karşılık beklemeden yapmak gerek. Daha doğrusu, karşılığını yalnız Allah’tan bekliyor olarak yapmak gerek. Yaptığın iyilikleri unut. Başa kakarak onları kıymetsizleştirme. Hiçbir şeyi ihtirasla isteme, o senin imtihanın olur. Hayırlısını iste. Tek başına mutlu olunamayacağını bil. Çevrenin mutluluğu için gayret göster. Unutma kederler paylaşıldıkça azalır ve mutluluklar paylaşıldıkça çoğalır.
Ölümden korkmak yerine, ondan ibret almak gerek. Ölüm en büyük ibret dersidir. Ölüm gerçeğiyle yüzleşmek gerek. Ölmeden evvel ölmek gerek.
Sana yapılan kötülüğün karşılığı başkasına kötülük yapmak değildir. Elbette hakkını ara. Zarar veren de cezalandırılsın. Ama adaletin terazisini gözetmek gerek. Öfke yut. Pişmanlık duyup bağışlanmayı dileyenleri bağışla. Unutma affedenler affedilecektir. Eleştirirken de ölçüyü kaçırmamak gerek, hakkı tebliğ ederken de. Ne söyleyeceksen güzel söz ve hikmetle söyle.. Söylediklerine dikkat et.
Vicdanını rahatsız eden işlerden uzak dur. Gönlünü daraltma.
Hiçbir sırrın sonsuza kadar gizli kalamayacağını unutma. Sırrını emanet edecek birini ararsan, o evinin anahtarını kendine emanet etmekte tereddüt etmeyeceğin biri olsun, ama yine de ihtiyad et.
Egoist olma. Adaleti elden bırakma, el emin ol!
Kibrine yenilip başkasını küçük görme, tevazu sahibi ol. Kanaat sahibi ol.
Ümitsizliğe kapılma. Ümitsizlik haramdır. Unutma ki seni gören, duyan, bilen, hüküm sahibi bir Allah var. Ve bize hayır gibi gelen şeylerde şer, şer gibi gelen şeylerde Allah hayır murat etmiş olabilir.
Başkalarına bakıp kıskanma, senden zor durumda olanları gör ve onlara yardım et. Şükret.
Unutma ki, kederler paylaşıldıkça azalır ve mutluluklar paylaşıldıkça çoğalır.
Adil ol, ilkeleri ol, dürüst ol! Onları küçük çıkarlar için asla feda etme. Başkaları elinden, dilinden ve yaptıklarından emin olsunlar.
Söylediklerinin ve yaptıklarının peşini bırakmayacağını unutma. Unutma, hayrun nas, menyenfeaunnas.. İnsanların hayırlısı, insanlara faydası dokunanlardır. Bencil olma, teşekkür etmeyi ve özür dilemeyi bil. Yalan söyleme. Merhametin öfkenden, sevgin nefretinden büyük olsun.
Haramlar kronolojisinde ilk haram, ilk günah, ilk lanet kibir, üstünlük iddiası, ırkçılıktır. İkincisi fahşa, üçüncüsü katl. Şeytanın hilelerine karşı uyanık ol.
İyilik yapma konusunda cömert ol.. Veren el alan elden üstündür.
Zanların çoğu yanlıştır. Suizanla kendini korusan da, hüsnüzan etmeye çalış. Önyargılarla hayatı kendine zehir etme. Tahammül etmeyi öğren, sabırlı ol ve başkalarına sabrı tavsiye et.
Bilip de açıklayamadığın şeyler, hayatını zehretmesin. Dilini tut, fakat haksızlıklar karşısında susma. Ne zaman konuşacağını ne zaman susacağını bil!
Korkularının esiri olma. Seni koruyan bir Allah olduğunu, kaderin, rızkın ve ecelinden başka kader, rızık ve ecelin yok, bunu unutma.
İki günün birbirine eş olmasın.
Anne ve babana ‘öff’ bile deme. Kendini övme. Çok öven ve çok eleştirenlerden, patavatsız insanlardan uzak dur. Kendini vazgeçilmez görenlerden olma ve öyle zannedenlere yakın olma. Yalan söyleyenler, çok yemin edenler, galiz sözlerle konuşanlardan, fasık tiplerden, söz verip sözünde durmayanlardan uzak dur. Heva ve heveslerinin peşinde koşma! İbadetini ihmal etme. Karar verirken, vicdanının sesini dinle, istişare ve şura yapmadan karar verme. İşi ehline ver, unutma ki, ehliyet ve liyakat imandan önce gelir.
Haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun, mazlumdan yana zalime karşı ol. Zalim baban da olsa, mazlum düşmanın da olsa. Unutma ki, bir kişi, topluluk ya da kavme düşmanlığımızın bile bizi onlar hakkında adaletsizliğe sevketmemesi gerek.
Biz doğduğumuz ana babayı, toprağı, derimizin rengini, cinsiyetimizi kendimiz seçmedik. Bundan dolayı üstün ya da geri olamayız. Üstünlük takvadadır. Biz âlemlere rahmet olarak gönderilen bir peygamberin ümmetiyiz. Bütün inananlarla kardeşiz, bütün erdemli insanlar ve mazlumlarla müttefik olacağız, bize düşman olmayan ve değer üreten herkesle itilaf üzere olacağız. Bütün insanlığın hayrına olmayan bir teklif bizim teklifimiz olmamalıdır.
Bunları seçelim. Bunlardan olalım ki, Allah’ın yardımı bize ulaşsın. Değilse zalimler için yaşasın cehennem.
Unutmayalım ki, her topluluk layık olduğu gibi idare olunacaktır ve biz kendimizi değiştirmeden Allah bizim hakkımızdaki hükmünü değiştirmeyecektir.
Bugünlük de bu kadar. Selam ve dua ile.