Ergenekon sanığı Doğu Perinçek, Silivride Ergenekonun 1 numarasını Hüseyin Kıvrıkoğlu olarak açıkladı.
Peki neden?
Gölge İktidar kitabımı okuyanlar hatırlayacaktır; 58. sayfanın son bölümünde Aklınca 1 numaraya mesaj mı verdi? ara başlığı altında Doğu Perinçekin kafasındaki 1 numaranın Hüseyin Kıvrıkoğlu olduğuna işaret etmiştim.
Böyle bir algının oluşmasına yol açan gelişmeleri isterseniz yeniden hatırlayalım.
Aydınlık Dergisi, 2008 Ocak ayındaki birinci dalga operasyondan sonra Ergenekon soruşturmasına karşı daha yoğun karalama kampanyası başlattı. 17 Şubat 2008 tarihli Aydınlıkta Ergenekon palavrası devam ediyor başlığı altında şahsımı hedef alan düzmece habere yer verdiler.
Doğu Perinçek ise 13 Mart 2008 günü düzenlediği basın toplantısında, hem Hüseyin Kıvrıkoğlu hem Veli Küçük hakkında suçlayıcı ifadeler kullandı: Veli Küçük TSKnın Amerikadan bağımsız, Kuzey Irakta operasyon kabiliyetine sahip bağımsız özel kuvvet inşa edilmesinde görevlendirilmiş bir general. Görevlendiren kimdir? Hüseyin Kıvrıkoğlu. Kıvrıkoğlunun 1999 Aralık ayındaki konuşmalarına bakın.
Bu açıklamalar ister istemez, Tuncay Güneyin 2001 yılında İstanbul Emniyetindeki ifadelerini zihinlere düşürdü: Veli Küçük JİTEM aracılığıyla PKK liderlerinden Cemil Bayıka silah sevkıyatı yaptı. Küçük ile beraber olduğumuz dönemde Perinçekin referansıyla Aydınlık Dergisinden Kuzey Iraka gittik. JİTEMden bazı subaylar da yanımıza geldi. Arkamızda silah yüklü araçların olduğunu öğrendik. Barzaniye 12 bin, Talabaniye 12 bin adet silah verildi...
Bu ifadelerin doğruluğu veya yanlışlığı ayrı bir tartışma konusudur, ancak Perinçekin Küçükün gözaltına alındığı tarihten 22 gün sonra böyle bir basın toplantısı düzenlemesi ilginçti. Şu soru zihinleri kurcaladı: Perinçek, sıranın kendine geldiğini düşünüp aklınca 1 Numara olarak gördüğü Hüseyin Kıvrıkoğluna mesaj mı verdi? Bana sahip çıkmazsanız yakarım demeye mi getirdi?
Bir nevi kriptolu basın metni...
Sonra neler yaşandı?
Doğu Perinçek ve arkadaşları, 21 Marttaki ikinci büyük dalga operasyondan sonra tutuklandılar. Yani hesap tutmadı.
Bu kez hedefte Genelkurmay ve komutanlar vardı.
16 Mart ve 13 Nisanda (2008) ince işçilikle hazırlanmış kapak konularıyla Genelkurmaya mesaj gönderen Aydınlık Dergisi, 25 Mayıs tarihli sayıda Ergenekon darbesiyle suçlanan 15 komutan haberini kapağa yerleştirdi.
Sözüm ona, tüm komutanları, şahıslarına isnat edilen suçlar ve bu suçlamaları yönelten isimlerle birlikte tek tek sıraladı! Üstelik bu yayını, Ergenekonun üzerine giden yazarlar üzerinden kurnazca yaptı.
Mesela; Hüseyin Kıvrıkoğlunu birinci ve ikinci darbe girişimlerinin lideri, Aytaç Yalmanı üçüncü darbe girişiminin lideri, Yaşar Büyükanıtı beş, altı ve yedinci darbe girişimlerinin lideri, İlker Başbuğu sekizinci darbe girişimlerinin lideri olarak gösterdiğim yalanını yazdılar.
Oysa hiçbir kitabımda bu minvalde kategorik bir tanımlama yoktu. Buna rağmen kendilerini TSKnin yılmaz savunucusu olarak gösteren Perinçek ve ekibinin, hiçbir yayın organında olmayan bir tarzda tüm komutanları hedef tahtasına oturtmasının habercilik kaygısından öte gizli bir mesajı olmalıydı.
Yazarların üzerinden paşalara ateş ediliyordu. Bu hesap da tutmadı.
Genelkurmay eski Başkanları İsmail Hakkı Karadayı da Hüseyin Kıvrıkoğlu da Veli Küçüke sahip çıkmadı. İkisi de bu ocak ayı içinde Küçükü tanımadıklarını açıkladılar.
Avukatı aracılığıyla yaptığı açıklamada Bu komplo karşısında korkmak, kişisel kaygı ve saiklerle tepkisiz kalmak, dolaylı olarak destek vermek ve komplo sahipleriyle aynı safta olmaya eşdeğerdir diyerek Kıvrıkoğluna sert bir üslupla cevap veren Küçük, Karadayıya ise O adam değilim dedi.
Asıl bombayı ise Doğu Perinçek patlattı. 13 Mart 2008 tarihli basın toplantısında Veli Küçük üzerinden Hüseyin Kıvrıkoğlunu uyaran Perinçek, 17 Ocak 2009 tarihli Hürriyetteki açıklamasıyla Küçüke destek vermeyen Kıvrıkoğlunu önceki gün Silivriden Ergenekon şemasında 1 Numara Hüseyin Kıvrıkoğludur diyerek bombaladı.
Ergenekon şemasını görmediğim için Perinçek gibi kesin bir ifade kullanamam. Ancak Perinçekin Küçük ve Kıvrıkoğlu ile ilgili yaptığı açıklamalara bakacak olursak; üçlü arasındaki ilişkinin boyutları araştırılmaya muhtaç gözüküyor.
Üstelik, Hüseyin Kıvrıkoğlunun İsmail Hakkı Karadayı ile birlikte Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğdan randevu aldığı gün 1 Numara açıklamasının yapılması, görüşmenin gerçekleştiği gün (dün) medyaya haber olması ise tesadüf değildir diye düşünüyorum.
Anlaşılan, dava süresi boyunca Perinçeki yakından izlemeye devam edeceğiz. Bakalım heybeden daha ne gibi numaralar çıkaracak? Bir numarasını öğrendik, sırada son numarası var...