Bir süredir düşüyorum…
Malum Hasan Cemal'in Osman Öcalan ve Karayılan'la yaptığı röportaj epeyce ses getirdi… Röportajları okuyunca son dönem PKK'nın hedefleri ve misyonuna dair önemli ipuçları elde ediyorsunuz.. Ama Osman Öcalan'la yapmış olduğu röportajın bir yerini okuyunca kan beynime sıçradı.. Adeta sürekli gördüğüm ama hiç fark etmediğim bir nesneyi ilk kez fark etmenin şokunu yaşadım. Belki herkes gibi ben de biliyordum; ama PKK içinde evliliğin yasak olduğunu Osman Öcalan'ın ağzından duymak nedense beni altüst etti..
Hasan Cemal evde oynaşan biri 2 biri 4 yaşında çocukları görünce Öcalan'a, “Çok geç baba olmuşsun.” diyor.. Öcalan da ( Gülerek) : “PKK'da evlenmek büyük suç ve günahtır. 2003'te PKK'dan koptum. Evlilik ve çocuk sonra geldi.” diyor
O an durdum ve düşünmeye başladım;
Önceden bir haberde okuduğum, daha 14 yaşında dağa kaçırılan bir kız çocuğunu düşündüm.. Tam 14 yıl orada kalmış; dağ şartlarını yaşamak zorunda bırakılmış.. Ergenlik çağına girmiş dağda, genç kız olmuş dağda, olgunlaşmış dağda… Ama sevememiş; evlenememiş… Bunları önemseyen de olmamış: Çünkü PKK'nın değişmez kanunu.. ÖRGÜT İÇİNDE EVLENMEK YASAK…
Sonra deli deli google'ye saldırdım.. Kaç kadın PKK içinde sırf bu yasaktan dolayı mağdur olmuş, bu yasak kaç kadına tahayyül etmekten ve dile getirmekten ürktüğüm iğrençliği yaşatmış, bulmaya çalıştım.. Zor olmadı; onlarca olaydan ilk önüme dökülenler bile tüylerimi ürpertmeye yetti. İşte sadece bir kaçı;
Ronahi.....
Yedi aylık hamileyken Osman Öcalan ve Cemil Bayık kararıyla infaz edildi. Suçu örgüt içinden biriyle ilişki kurmasıydı… Suç iki kişilikti; ama idam edilen tekti… Zira babaya dokunulmadı. Ronahi'ye infaz öncesi son isteği soruldu.
Ronahi: ”Çocuğumun hayatını bağışlayın.. O doğduktan sonra beni idam edin” dedi.
Cemil Bayık: “Hayır idam edin”…emrini verdi.:
Ronahi karnındaki bebeğiyle birlikte idam edildi…
Evin…
Çok güzel, fakir bir köylü kızıydı. Masmaviydi gözleri. Gece yarısı nöbette PKK`lı bir komutan tecavüz etti. Akli dengesini kaybetti. Çok tedavi gördü, elektrik şoku verildi. Gece yarısı oldu mu kızcağız çıldırıp kayalara tırmanıyordu. Herkes biliyordu. Tecavüzcü, Irak Kürdü`ydü. En sonunda Evin kaçtı ama kaçarken de mayına bastı. İki bacağını kaybetti. Köylüler bulup ailesine teslim ettiler.
Saniye Demirel…
12 yaşında PKK tarafından kaçırıldı. PKK baskısı sonunda hafızasını yitirdi; daha 24 yaşında olmasına rağmen 40 yaşında bir kadın gibi görünüyor… Hafızasını yitirmesine neden olacak kaç rezil olayın şahidi oldu bilinmiyor…
Şimdi bunca insanlık dışı yaşanmışlığı okuduktan sonra; soruyorum;
Sözde haklı bir davanın, bu kadar haksız, bu kadar vahşi, bu kadar ahlaksız, bu kadar mide bulandıran yöntemleri olur mu? Verdiğim örnekler Abdullah Öcalan ve komutanları tarafından tecavüze uğradığını söyleyen bir kadın itirafçı tarafından yazılıyor.. Öldürüceğimi bile bile yazdım diyor kadın…
İnsanların bir arada huzur ve dayanışma içinde yaşamasını sağlayan hiçbir dini, geleneksel, ahlaki ve de toplumsal ritüel içinde yer almayan bu yöntemlerin haklılığını bana kim savunabilir.. Osman Öcalan'ın dahi PKK'dan ayrılmasının 3 nedeninden biri olarak gösterdiği, örgüt içinde evlenme ve sevme yasağının, mantığını bana kim açıklayabilir… Şu an derdim PKK'nın varlık nedenini sorgulamak değil; yada yaşanılan acıları hatırlayıp PKK'ya kan kusmak değil.. Zira rutinin dışına çıkamayan sorgulamalardan bıktım.
Derdim dışarıdan bazı kesimler tarafından, sanki erkek ve kadının omuz omuza düşmanla (!) çarpışıyor gibi algılandığı PKK'nın gerçek yüzünün anlaşılması... Özellikle kadınlara yaşattığı insanlık ve ahlak dışı muamelenin artık daha net görülmesi..
Siz de lanet okumayı bırakın bir kez de.. Bir kez de PKK'lı kadınların yaşadıklarını düşünün.. Sadece gözü kapalı 3-5 saniye… Kanınız dondu değil mi?
Not: Burada anlatılanlar Dilaram kod adlı PKK'dan kaçan bir kadının HÜRRİYET'e verdiği röportajdan alıntılanmıştır...