Fenerbahçe'de oynayıp oynamayacağı son ana kadar belirsiz gibi üç isim. Beşiktaş'ta "Kim dışarıda kalacak?" sorusu... Sahaya çıkan 11'lerle başlayalım.
Fenerbahçe, beklenen 11'le çıktı. Gökhan fazla hücuma çıkmadı. Bunda sakatlığının da etkisi var. En azından takım uzun süredir kolay kolay gol yemediği için dörtlüyü bozmak istemeyen Aykut Kocaman, savunma görevi istedi ondan. Emre, ilk 20 ve son 20'de iyiydi... İlk yarıda numaralı önündeki oyuncular maçın kaderini çizdi. Santos kartlı, Ekrem kartlı. Karşılarındaki Quaresma ve Dia etkili. Pozisyonlar da hep oradan oldu. Beşiktaş'ın çıkaracağı her 11 tartışılırdı. Ama dün çıkan 11 için sürpriz denebilir. Sonuçta hangi 11'i çıkarırsanız bu kadar yabancının olduğu bir takımda tartışılacaktır.
Bu bir tercih. Kimi dışarıda bıraksanız eleştirilir. Ama Almeida'nın kaçırdığı, Volkan'ın kurtardığı net bir pozisyon maçın gidişini etkiledi. Zaten çok gitti-geldili bir maç oldu. Kendine son derece güveni olan bir Fenerbahçe gördük oyunun başında ve devamında. İlk 20-25 dakika kendine güvenli, iyi oynayarak, önde basarak başladı. Öne de geçti. Beşiktaş güvensizdi o dakikalarda. Özellikle Rüştü'nün iki tane yüzde yüz golü çıkarması Beşiktaş'ı toparladı. 25'ten sonra seyircinin de baskısıyla yüklenmeye başladı Beşiktaş. Önce 1-1, sonra da 2-1'i buldu. Burada psikolojik etkenler devreye girdi.
Maça güvenli başlayıp öne geçen, devamında geriye düşmesine rağmen demoralize olmayıp maçı kazanan Fenerbahçe bir tarafta... Öndeyken, şuursuzca, gereksiz bir kırmızı kart ve penaltı diğer tarafta. bu, maçın da kırılma anı idi. Bir tarafta bu derbiyle 6 maçtır kazanan ve her gün üzerine koyan, her gün teknik direktörünün de el attığı, camia olarak da kenetlenmiş bir takım. Bir tarafta da iç bünyesinde sorunlar yaşayan, oyuncular arasında sorunlar yaşayan, teknik direktörle problemler yaşayan bir takım. Bu, maça yansıdı. Hafta içi duran toptan dört gol yiyen Beşiktaş, dün de ilk golü duran toptan yedi. Öğlen saatlerinde öğrendim. Bobo twitter'dan "Sivok ve ben 18'de yok" diyecek kadar large olmuş.
Alex üç gol attı. Dia geldiğinden beri en iyi topunu oynadı. Müthiş oynadı. Aykut Kocaman'a ayrı bir paragraf açmak istiyorum. "Sabır, sabır, sabır" dedi sezon başından beri. Ve sadece çalıştı. Başkan ve yönetim ile uyum içerisinde, kapalı kapılar ardında, sadece takımıyla Antalya'da bu temelleri attı.
Son notum Beşiktaş taraftarına... 4-2 yenikken dahi kendilerini güçlü hissetmek istediler. Sonuna kadar takımın yanındaydılar. bu tavırları takdire şayandı.