Bu yazının üçte ikisi 29 Aralık 2018 tarihli Yeni Akit’te yayınlanmış. Bugün özetleyerek yeniden yayınlıyorum. Ben kâhin değilim. Bu işler böyle olacak da demiyorum. Ya görünen köyün hikâyesini anlatıyorum, ya da birilerinin niyetleri hakkında sizi uyarıyorum. Ama insanlar bunların çoğunu bir komplo gibi görüyor. Daha doğrusu onlara öyle gösteriliyor, onlar birilerinin uyarılarına değil, birilerinin komplolarına daha kolay, daha çabuk inanıyorlar. Ben de hata yapabilirim. Gaybı da bilmiyorum, ama bildiklerimi ve düşündüklerimi yazmaya, söylemeye devam edeceğim. Gerçekten akleden, dürüst ve cesur insanlar, Allah’ın da yardımı ile bu ifsaddan kendilerini koruyacaklardır. Allah’ın muttaki kullarına kimse zarar veremez. Mahzun da olmayacaklar.
Ahir zamanda insanların çoğu helak olanlardan olacak. Hayali bir cennetin peşinden koşarken cehennemi boylayacaklar. (İtalik kısımlar 2018’deki yazımdan) “Söz dinlemeyen” kavim ve onların peşinden gidenler, yine söz dinlemeyecek ve “öldürmeyeceksin”, “çalmayacaksın”, “rüşvet ve riba yemeyeceksin”, “fuhşa yaklaşmayacaksın” emrine rağmen yine öldürecekler, yine çalacaklar, torpil yapacak, zulmedecek, riba yapacaklar, rüşvet alıp verecekler! Kızılderilileri yok ettikleri, kara derilileri köleleştirdikleri, sarı ırkı sömürdükleri yetmedi. (…)
Savaş başladı aslında. Terör yeni bir savaş şekli. O kadar çok savaş türü var ki, Cyber savaş, psikolojik savaş, asimetrik savaş, vekâlet savaşı, biyolojik savaş, nükleer savaş, kimyasal savaş, ekonomik savaş, vesaire vesaire. Mesela “Cyber savaş” deyince robotlar da bu işin bir parçası, hacker saldırıları da. Mesela Mavi Balina, Angel da. Kendi içinde en az 10 ayrı alt başlığa sahip bir savaş türü bu. Bakın, sadece denizaltılarındaki nükleer başlıklar bile, dünya savaşlarındaki toplam infilak gücünden daha fazla infilak gücüne sahip. Elektronik, biyolojik ve kimyasal ve fizik alanında çalışan özel sektöre ait laboratuvarlarda bu silahların birçoğunu üretmek mümkün, hammadde, üretim maliyeti, teknoloji hiç sorun değil. Bu arada uzay işgal edildi. Dikkat ederseniz, “Gelişmiş”(!?) ülkeler yeni savaş teknolojilerini açıklamıyorlar artık. Çünkü alçak irtifa uyduları ile uzay işgal edildikten sonra, 5G sonrası, enjeksiyon ve haplar, gönüllü denekler üzerinden daha fazlasını yapabildikten sonra, yeni teknolojiye ne gerek var!
Bugün dünya düne göre çok daha güvensiz. Bir “dehşet dengesi” oluşmuş durumda. Bakın artık ekmek silah, su silah, gıda silah, ilaç silah olabilir. Cep telefonunuz, bilgisayarınız, evinizdeki televizyon bir silaha dönüşebilir. Subliminal mesajlarla sizi size vurdurabilirler. Artık suya ya da meyvelere data yüklenebiliyor. Enerji bombalarının kullanılacağı yeni bir dünyadan söz ediyoruz. Hiçbir yer uzak değil, hiçbir zırh delinmez değil, hiç bir engel aşılmaz değil. Adrese teslim bombalar kargoya, ya da postacınıza ihtiyaç duymuyor.(…) Aslında buralardaki savaşların çoğu “Vekâlet savaşları”. Biyolojik savaşa dikkat. Gıda ve ilaç bu konuda en önde gelen silahların başında geliyor. İnsanlara İlahlık ve Rablik taslayanlar, dünya nüfusunu çok fazla buluyorlar. Humanoidler, Siborglar, Genomik’ler derken fazla insana gerek yok!?. Darwin hortladı. 1700’lerde 500 milyon olan dünya nüfusu bugün 8 milyar. Bunu 2050’ye doğru nasıl 4 milyara, asrın sonunda 2 milyara çekeceklerinin hesabını yapıyorlar. Buldukları yöntem, evlilik müessesesini yıkmak, doğum kontrolü, kadın ve erkeklerin doğurganlık imkânlarını sınırlandırmak, intihar ve ötenazinin serbest bırakılması, ilaç ve gıda yolu ile kısırlaştırma. Sorunlu bölgelerde savaş ve terör, nükleer ve kimyasal sızıntı gibi kazalarla toplu imha operasyonları gibi birçok senaryo var.Mesela İran’ın eli ile Arap yarımadasını, Suudilerin eli ile İran’ı yerle bir etmek istiyorlar. DAEŞ ve Husi projeleri onlar açısından çok başarılı oldu. Bizi bize kırdırıyorlar, din, mezhep, tarikat, ırk, kavim, ideoloji, siyaset, felsefi ve vicdani kanaat farklılıkları, işçi-patron, kadın-erkek, hatta futbol takımı taraftarlığı üzerinden bile çatışma örgütleyebiliyorlar. (…) Bir süredir bunu söylüyorum ama kim dinliyor ki. Değişik ülkelerden “Chiristianty Army” dedikleri gönüllü Hristiyan birlikler, yani Neo Haçlılar, Amerikan vatandaşı Kürtler, paralı askerler, Blackwater gibi unsurlar da var.. Kimi “Tanrıyı kıyamete zorluyor”, kimi “kıyamet savaşı”na hazırlanıyor.
Geçen gün Ulvi Saran’ın Twitter’da RT ettiği bir ölüm raporuna rastladım. Burada dikkat çekici birkaç nokta var. Tablo sanki dünya derin devletinin güç temerküzü ile aynı. 32 kategoride ölüm sebepleri oransal olarak verilmiş. Tabi burada bazı Afrika, Asya, Latin Amerika gibi ülkelerden ölüm sebepleri ile ilgili istatistiki veri bulmak çok mümkün değil. Yoksul ülkelerde ölüm sebepleri açlık, savaş, terör, çocuk ölümleri şeklinde gözükebilir. Dünyada hastalıklara göre ölüm nedenleri (2016): 1. Kalp-damar 17.6 m, 2. Kanser 8.9 m, 3. Solunum 3.5 m, 4. Şeker 3.2 m, 5. Demans 2.4 m, 6. Solunum yetmezliği 2.4 m, 7. Bebek ölümü, 1.7 m, 8. İshal 1.7 m, 9. Kaza 1.3 m, 10. Karaciğer 1.3 m, 11. Verem 1.2 m, 12. Böbrek 1.2 m, 13. Sindirim 1.1 m, 14. AIDS 1 m, 15. İntihar 0.8 m (2018 Aralık 15 verisi 1.039.909). İlk 3 hastalıktan ölenlerin toplamı 30 milyon. Bunların ilki Kalp-Damar 17.6 milyon, 2. Kanser 8.9 milyon, 3. Solunum yolları 3,5 milyon. İlk 1., diğer ikisinden daha büyük. İlk 3, sonraki 4’ten büyük. İlk 7, takip eden 55’ten daha büyük. Derin devletin ilk 62 şirketi de aynen böyle, ilk 7, 55’ten, ilk 3 devamındaki dörtten, 1., takip eden diğer 2’den daha büyük. Terörden yılda 34.676 kişi ölürken, intihardan ölen insan sayısı 817.148. Evet, aşırı beslenmenin sebep olduğu obeziteden ölen insan sayısı açlıktan ölenden daha fazla.
Evet, yakında intiharı serbest bırakacaklar. Dün ötenaziyi konuşuyorlardı, bugün intihardan söz ediyorlar. Öldürmekten yoruldular, sizin kendi kendinizi öldürmenizi bekliyorlar. Bunların 2018’de bu ayda yazmışım. Peki, ne değişti. O yıl “İlaç X” adlı maddeden söz ediyorlardı, onunla 2019’da tanıştık. Hollanda’da kendi isteğiyle hayatını sonlandırmak isteyen kişilere yardım etmek amacıyla kurulan “Son Arzu Kooperatifi” (Coöperatie Latste Wil), 300 üyesine “ölümcül pudra” verdiğini açıklamıştı. Aslında o “X” Hollanda’da kullanıldı.
Aynı yıl intiharı meşrulaştırmak isteyen lobi şu haberi servis etmişti: “Başka birine muhtaç olmamak için hayatına son vermek isteyen 104 yaşındaki bilim insanı David Goodall, Avustralya’daki evinden doktor yardımıyla intiharın yasal olduğu İsviçre’ye doğru yola çıktı. Ekolog ve bitki bilimci Goodall’ın ölümcül bir hastalığı yok ancak kendi kendine bakmakta zorlandığı için hayatına devam etmek istemediğini söylüyor.” Şimdi size ölümsüzlüğü vadedenler de aynı çevreler. ABD’de intihar patlamış durumda, kızlar, asker kökenliler, yaşlılar yanında genç kızlar daha çok intihar ediyor. Varyant varyant öldürülüyoruz. Savaş, terör ile ölüme sürükleniyoruz. İklim, sağlık ve gıda bile ölüm saçıyor artık! Öldürmenin aracı haline getiriliyor. Dünya giderek yaşanılmaz hale getiriliyor ve kimileri uzayda yer arıyor, kimileri sanal bir dünyaya davet ediyor, kimileri, insanlığın soyunu kurutma derdinde. Aman dikkat! Aman efendim aman, galiba ahir zaman! Bugünlük de bu kadar. Selam ve dua ile.