Eski parayla bir katrilyon...
Yeni parayla bir milyar lira...
Dolarla söylersek yaklaşık 600 milyon dolar.
Yüz “devlet” ihalesinden elde edilen vurgunun parasal karşılığı bu.
Çok hükümetler geldi, çok hükümetler gitti, çok kavgalar yaşandı, çok dövüşler oldu ama soygun hiç bitmedi, hiç bitmiyor.
Yaşanan bütün kavgaların asıl nedeni de bu zaten.
İktidara gelen, taraftarlarına devlet kesesinden büyük paralar dağıtma imkânına kavuşuyor, iktidarın asıl çekiciliği parayı dağıtma mekanizmasının kontrolünü ele geçirebilmesinde.
Bu ülkede medya denen garabet neden köpek eniği gibi “korkuyorum, korkuyorum” diye iktidarın ayakları dibinde yuvarlanıp duruyor, çünkü onlar da bu paradan pay almak istiyorlar.
Ortada, halktan topladığın ama halkın denetlemesine izin vermediğin büyük bir para olduğunda her şey çarpılır.
Ne savaş biter, ne çete biter, ne kavga biter.
Demokrasi dediğiniz şeyin özü, halkın devlete verdiği paranın harcanmasını kontrol edebilmesidir.
Demokrasi oradan başlar.
Demokrasi istemeyenler niye istemez demokrasiyi?
Çünkü paranın denetimini halka kaptırmaktan hoşlanmaz.
Devlet parayı canının istediğine dağıtabildiğinde, devletin başına geçen adam da herkesin “patronu”olur, böyle lüksü kim kaybetmek ister?
Demokrasi ve “temizlik” sözü veren AKP, ihale yasasını kaç kere değiştirdi biliyor musunuz?
On sekiz kere.
Niye?
Çünkü Avrupa Birliği standartlarını Türkiye’de geçerli olmasını istemiyor.