Şeytanın İki Tuzağı, İfrat ve Tefrit...

Mehmet Emin TOPRAK

İfrat, aşırı ileri gitmek, yani ölçüyü kaçırmak, tefrit ise, aşırı geri kalmaktır!

Ülkemizde maalesef şeytanın bu iki tuzağı da, azıya almış vaziyette! Yani hemen hemen her sahada, sporda, siyasette, dini konularda olsun, orta yolu kaybettik gibi…

Halbuki her bir konuda rehberimiz olan Peygamber Efendimiz (ASM), veciz bir şekilde bu durumun ilacını insanlığa sunmuştur, “her şeyin ortası hayırlıdır” diye… Biz bu müvazeneyi kaybetmenin acısını, birçok sahada çekiyoruz!

Hatta Bediüzzaman Hazretleri, ifrat, tefriti doğurduğu için daha kabahatli olduğunu söylüyor. Bu da enteresan bir tespittir. Yani ifrat eden gün gelir tefrite düşer, orta yolu bulamaz. Gerçekten bu durumu bariz bir şekilde yaşıyoruz.

Şahsen eğitim camiasından geliyorum, fazla değil 25-30 sene önce okullarımızda öğrenciye şiddet gırla gidiyordu! Dayak demiyorum dikkat ederseniz şiddet diyorum! Şimdi ise, tefrite düşüp öğrencilerimize bırakın sitem etmeyi, yan bile bakılamıyor!

Biri ifrat diğeri tefrit, iki durumunda yanlış olduğu orta yerdedir…

Fıkra bu ya, Nasrettin Hocamız saz çalarken sol elini sabit bir yerde tutarmış. Görenler hocaya, saz öyle çalınmaz hoca, elini oynatman lazım diye söyleyince, hoca, onlar benim bulduğum yeri arıyorlar diye cevap vermiş.

Biz de, ifrat ve tefrit arasında ki, Nasrettin hocamızın bulduğu(!) o doğru(!) noktayı bulmalıyız diye düşünüyorum.

Şu sıralar bütün dünyanın sorunu haline gelen, kadınlara şiddet konusunda da aynı durum geçerlidir sanıyorum.

Adalet, herkese hakkını vermektir! Ne fazla, ne eksik!

Eşitlik, her zaman adalet demek değildir. Eşitlik hukukta geçerlidir. Hukukun dışında, değil kadın ve erkek, hiçbir insan eşit değildir olmamalıdır.

Güncel hayatımızdaki farklı işlerin icra olabilmesi için, insanlar farklı farklı özellikler taşımalı ki, dünyanın düzeni devam etsin. Onun için herkese fıtratına ve kabiliyetine göre yük verilmelidir.

Bu mezkür açılardan eğitim sistemimizi ve kadın erkek arasındaki farkları tespit etmez isek, günümüzde olduğu gibi debelenip dururuz.

Sayın Yetki pozisyonunda bulunan kişilerin, İstanbul Sözleşmesini ve eğitim sistemimizi tekrar ele almalarını ve aile yapımızı nasıl etkilediğini incelemelerini tavsiye ediyorum.

Cenab-ı Hak milletimizi her türlü şeytani tuzaklardan korusun!

Saygılarımla…

İlk yorum yazan siz olun
OKUYUCULARIMIZIN DİKKATİNE !... Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.