Sigortalının ölümü halinde geride kalan erkek ve kız çocukları ile malul çocuklarına belli koşulların yerine getirilmesi halinde ölüm aylığı bağlanmaktadır.
Erkek çocuklar
Erkek çocuklara ölüm aylığı bağlanabilmesi için öğrenci değilse 18, orta öğrenim yapması halinde 20, yüksek öğrenim yapması halinde 25 yaşını doldurmamış olması şarttır. Orta öğrenimin 20, yüksek öğrenimin ise 25 yaşından önce bitirilmesi halinde, ölüm aylıkları bu yaşlar beklenmeden kesilecek, erkek çocukların evlenmesi halinde aylıkları kesilmeyecektir.
Kız çocuklar
Kız çocuklarının yaşları ne olursa olsun evli olmaması, evli olmakla birlikte sonradan boşanması veya dul kalması şarttır. Kız çocukların hak sahibi olma şartları içerisinde belli yaşlara kadar öğrenci olma koşulu bulunmamaktadır.
Malul çocuklar
Malul çocuklarda, yaş, öğrencilik niteliği ve bekar olma şartları aranmaz. Ölüm aylığı, Kurum Sağlık Kurulu kararı ile çalışma gücünü en az yüzde 60 oranında yitirip malul olduğu anlaşılan kız ve erkek çocuklarına bağlanacaktır.
Özellikle sigortalının sağlığında bakmakla yükümlü olduğu malul çocuklar, sigortalının ölümü halinde mağduriyet yaşıyor. Babasının sağlığında malul olduğu tespit edilen çocuklar, sigortalının ölümü halinde sağlıktan yararlandırılmamakta, yeniden sağlık kurulu raporu alınması ve uzun bürokratik işlemlerden sonra ancak sağlık yardımı alabilmektedir. Özellikle yakın akrabası olmayan malul çocuklar sağlıktan yararlanmadıkları zaman mağduriyetleri daha da artmakta, hatta hayatlarını kaybedilmektedir. Örneğin, yüzde 90 özürlü olduğu tespit edilen bir sigortalının çocuğu, babası üzerinden sağlık yardımı alabilmekteyken, babasını kaybettiğinde sanki durumu değişmiş ve iyileşmiş kabul edilerek sağlık yardımları kesiliyor. Oysa başta diyaliz hastaları ve diğer kronik hastalıkları olan çocuklar olmak üzere, sürekli olarak tedavi ihtiyaçları bulunuyor. SGK mutlaka bu hatalı uygulamasını değiştirmeli, malul olduğu daha önce tespit edilen sigortalıların sağlık yardımlarını kesintisiz olarak devam ettirip, herhangi bir ikinci işleme gerek kalmaksızın ölüm aylığını da bağlanmalıdır.
*****************
Muhasebat kontrolörleri ne istiyor?
Maliye Bakanlığı’ndaki kariyer mesleklerden birisi olan ve kamu kaynak ve hesaplarının denetimini yapan muhasebat kontrolörlerinin bu aralar bazı mesleki sıkıntıları var. Muhasebat kontrolörleri denetim, inceleme ve soruşturma görevlerinin yanında, Maliye Bakanlığı ve diğer kamu kurumların personelinin mali mevzuat açısından eğitimi, adli makamlar nezdinde bilirkişilik ve kamu kurumlarında kurumsal danışmanlık görevlerini yürütmektedirler.
Muhasebat kontrolörleri tenzili rütbeye uğratılarak, fonksiyonel olarak yetkinliklerine uymayan ve özlük hakları açısından daha düşük bir seviyede olan ‘uzman’larla birleştirilmesi yönünde bir çalışma olduğu endişesi taşıyorlar. Pratikte, denetim ve rehberlik hizmetlerinin ‘uzman’ unvanı adı altında yürütülmesinde ciddi sıkıntılar yaşanacağı muhakkak.
İşte 80 yıldan bu yana Maliye Bakanlığı bünyesinde önemli hizmetlerde bulunan binbir emek ve ihtimamla, uzun bir yetiştirme süreci sonucunda göreve hazır hale gelen Muhasebat Kontrolörlerinin sesine kulak vermek gerekiyor. Eğer bir değişiklik olacaksa, Maliye Bakanlığı bünyesinde ‘Rehberlik ve Denetim Başkanlığı’ oluşturularak Muhasebat Kontrolörlerinin bu Başkanlıkta görevlendirilmeleri veya genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerinin muhasebe hizmetlerinin (saymanlıkların) ilgili kamu idarelerine devredilmesi halinde ise; Sayıştay’ın yeni görev tanımı çerçevesinde ortaya çıkan denetçi ihtiyacının karşılanabilmesi amacıyla muhasebat kontrolörlerinin, kurumsal yetkinlik, yeterlilik ve iş yapabilme kapasitelerinin ülkemize daha faydalı olacak şekilde Sayıştay Başkanlığı’nda Sayıştay Denetçisi olarak değerlendirilmeleri gerekiyor.