Bismillahirrahmanirrahim!
Şu faizci, faşist, ataist ve terör destekçisi partilerin tabandaki seçmenlerine şaşırıyorum (!) Kendilerini sevmeyenleri seviyor ve alkışlıyorlar! İnanç, örf ve adetlerini gerici, çağdışı, yobaz gören ve dalga geçen tavandaki lider ve kadrosunu niçin destekliyorlar?
Eyyüb Sultan Camii’nde, yıllarca Sabah Namazı dâhil beş vakit namazı cemaatle kılan beyaz sakallı ihtiyar bir amcayla tanışmıştık. Torununun iş yerinde çay içerken torunu bize “Allah’a çok şükürler olsun biz gerçekleri gördük. Dinimize, medeniyetimize, harflerimize, kardeşliğimize ve birliğimize savaş açan partilerin uşağı olmaktan sohbetleri dinleyerek ailece kurtulduk. Ama şu doksan yaşındaki dedemizi bir türlü solculuktan kurtaramıyoruz hocam!” deyince çok şaşırmıştım. O zaman kendilerine Ana Hayat Yasamız Kur’an-ı Kerim’den “Ey Mü’minler! İşte siz öyle kimselersiniz ki, onlar sizi sevmedikleri halde siz onları seviyorsunuz!. Siz, (İslam Düzeninin Ana Kaynağı Kuranı Kerim’in) tamamına inanırsınız; onlar ise, sizinle karşılaştıklarında «İnandık» derler; kendi localarında baş başa kaldıklarında da, siz Müslümanlara olan kinlerinden dolayı parmaklarının uçlarını ısırırlar. O zalim ve hainlere; İslam’a ve Müslümanlara kininizden dolayı geberin! Kahrolup Ölün! deyiniz.. (Ali İmran S.119)” Ayet-i Kerimesini okuyup; anlatmıştık.
Dinin ayrı Devlet işlerinin ayrı olduğunu zanneden bu tip Müslümanlar eliyle cennet vatanımız; dini siyasete alet eden, din ve vatan düşmanlarına teslim edilmişti!
“Dini siyasete, ticarete, sokağa, okula, kışlaya, mahkemeye ve hayatınıza karıştırmayın!” Laiklik zehirli yalanına kanan Müslümanlar, bindiği dalları kesince öz vatanımızda azınlıklara verilen haklardan bile mahrum bırakıldık. Halkımızın yarısı bu zehir ve sihirlerin etkisinden kurtulmuşsa da, yarısı hala uyumaya, şerleri ve şerlileri desteklemeye devam etmektedir.
Dine olan düşmanlığı belgelerle sabit, alnı secdeden mahrum terörist başının kurdurttuğu ırkçı partinin Diyarbakır mitinginde, sarıklı cübbeli bir hocanın elinde Kur’an-ı Kerim’le halka hitab ettiğini görünce daha çok çalışmamız gerektiğini anlamalıyız!
Cumhurbaşkanı’mızın hanımının başörtülü olması sebebiyle davetine katılmayarak Allah’ın (c.c) örtü emrini protesto etmek için köşkü boykot eden Medeniyetimize Hayır Partisi ve yavrusu C.H.P’nin seçimler yaklaştıkça Dini ve Milli değerleri istismar ettiklerini ibretle izlemekteyiz. Yavruları B.D.P’nin Dini istismar yarışına gireceğini ise yaşayarak görüyoruz.
Seçimlerde seçmene selam! Seçimlerden sonra Din ve Vatan düşmanlığına devam! Seçimlerde dindara hatta çarşafa bile selam! Seçimlerden sonra dini ilkelerle alaya ve savaşa devam eden bu Ergenekon Terör Örgütünün avukatı üçüz partilerin ağına düşen vatandaşlarımızı kurtarmalıyız. Dini Ticarete ve Siyasete alet edenlerin saflarından kurtulup ticareti ve siyaseti, Dine ve Vatan’ın güçlenmesine hizmete vesile olarak görenlerin yanında yer almalarını sağlamalıyız!
Unutmayalım ki;
Dini siyasete alet etmek en büyük haram ve günahlardandır. Ama Ticareti ve Siyaseti (Mal ve Makamları) Dinin ve Vatan’ın güçlenmesi için birer vesile olarak görüp, bu anlayışla çalışmak her Müslümanın İmani ve Cihadi görevidir.
Siyaseti Dine hizmet vesilesi olarak görelim ama Dini siyasete asla alet etmeyelim! Ve edenlerin oyunlarına gelmeyelim!
Tavan ile tabanın birbiriyle uyuşmadığı bu ırkçı ve ateist siyasi ve sivil Toplum Örgütlerine aldanan kardeşlerimizi tatlı dil, güzel sözle uyarmalıyız. Karanlıktaki kardeşlerimizi Kur’an-ı Kerim ve Sünneti Seniyye’nin nurlu ışığıyla aydınlatmaya çalışmalıyız.
Ve “Hakkında İlmin ve Bilgin olmadığın bir şeyin ardına düşme ve yanında durma! (İsra S.36)” “Ey iman edenler! Sizden olmayan ve sizinle aynı inancı, aynı hedefleri paylaşmayan kâfir, zalim ve münafıklardan hiç kimseyi kendinize (Lider, müsteşar, danışman, çalışma arkadaşı olarak) yakın bir sırdaş, bir müttefik ve samimi bir dost edinmeyin! Çünkü onlar, size fenalık ve toplumda bozgunculuk etmekten asla geri durmazlar; Hep sıkıntıya düşmenizi isterler. Size karşı kin ve düşmanlıkları, ağızlarından taşmaktadır. Baksanıza, sürekli aleyhinizde propaganda yapıyorlar. Sizlere karşı kalplerinde gizledikleri nefret ise, açığa vurduklarından çok daha büyüktür! İşte zalimleri tanıyıp onlardan aklınızı kullanarak korunmanızı sağlayacak ayetlerimizi size açıkça bildirdik! (Ali İmran,S.120)” Ayeti Kerimelerini ilaç olarak sunmalıyız.
Uyumakta olan milyonların uyandırılması için sohbetlere ve ilmi çalışmalara yılmadan devam etmeliyiz!
Allah (c.c) gerçekleri gizlemeden söyleyen ve söylenen hakikatlere gönlünü açanlardan olmayı ihsan buyursun!
Selam, sevgi ve dualarımızla!