Türkiye’nin;
İnanılmaz bir hızla harekete geçmesi, 21. yüzyılın güç boşluklarını değerlendirip ardı ardına bütün jeopolitik ezberleri sarsan adımlar atması, bulunduğu coğrafyanın çok ötelerinde fırtınalar estirmesi durdurulmalıydı.
Olağanüstü savunma teknolojileri üretir hale gelmesi, bağımsız teknolojilere yönelmesi ve bunu kanıtlaması, on yıl içinde dünyanın en etkili askeri teknoloji üreten ülkelerinden biri haline gelecek olması engellenmeliydi.
TÜRKİYE’Yİ DURDURUN: UÇAK GEMİSİNDEN YAPAY ZEKÂYA, NÜKLEERDEN FÜZE SİSTEMİNE.
Uçak gemisinden yapay zekâya, uzaya yönelmekten sürü SİHA’lara, orta ve uzun menzilli füze teknolojilerinden nükleer teknolojiye, geleceğin bütün askeri teknoloji arayışlarına tam yol ilerlemesi durdurulmalıydı.
Ülke savunmasını “dışarının merhameti”nden çıkarmasına, bölgesel ve küresel askeri akla ve ilgiye yönelmesine, askeri vesayeti ve bağımlılığı sonlandırmasına, ülkesi için savunmadan taarruza geçmesine mutlaka engel olunmalıydı.
Ürettiği SİHA’ları, askeri teknolojileri hızla yaymasına, birçok güçsüz ülke için bunlara kolay erişim sağlamasına, fakir ve savunmasız ülkeler için umut haline gelmesine, o ülkeleri bulundukları coğrafyada güçlendirmeye çalışmasına engel olunmalıydı.
ÖLÜMCÜL MÜDAHALE ALANLARI KAPATILDI. BU, ENGELLENMELİ!
ABD’nin, Avrupa’nın coğrafya dizayn etmesine karşı duruşuna, harita planlarına haritalarla cevap vermesine, yüzyılların iddialarını masaya sürmesine, yepyeni bir oyuncu olarak sahaya çıkıp son yüzyılın hesaplarını sıfırlamasına, üstelik iddialarının bütün bölgeye yayılmasına engel olunmalıydı.
ABD’nin, Avrupa’nın içeride siyaseti dizayn etme, hükümet devirip hükümet kurma, isteklerine ve çıkarlarına göre Türkiye’yi formatlama, ekonomiyi yönetme, ortalama her on yılda bir Türkiye’nin birikimlerini toplayıp çalma, bunu ekonomik krizlerle yürütme gibi ölümcül müdahale alanlarını etkisizleştirmeye dönük kararlı adımlar atılmasına bir dur denmeliydi.
İMPARATORLUKLAR KUŞAĞINDA YENİ BİR GÜÇ YÜKSELİŞE GEÇTİ.
Fas’tan Endonezya’ya, Atlantik’ten Pasifik’e uzanan yeryüzünün ana ekseninde, medeniyetler ve imparatorluklar kuşağında yeni bir gücün yükselmesine, bu gücün yüzyılların hesaplarıyla 21. yüzyıla dönüşüne, bu dönüşün bütün sömürge geleneklerini altüst etmesine engel olunmalıydı.
Cumhuriyet’in kuruluş döneminde çizilen güç haritasının dışına çıkması, Batı’nın coğrafya saltanatını amansız biçimde sorgulaması, yeni bir Türkiye ve yeni bir coğrafya tanımı üretmesi, bunun siyasi akılla, diplomatik kıvraklıkla, askeri güçle ve milletler arası ortaklık ve akrabalıklarla öne çıkarması engellenmeliydi.
ABD ve Avrupa, yeni bir gücün yükselmesini istemiyordu.
ERDOĞAN DEVRİLMEDEN TÜRKİYE ENGELLENEMEZ! BU KAPI KAPATILMALI, BU RUH SÖNDÜRÜLMELİ!
Çin varken, Rusya varken, dünya Doğu-Batı olarak ikiye ayrılmışken, Batı güç erimesi, Doğu güç yükselmesi yaşarken, kendileri için cephe ülkesi olarak gördükleri Türkiye’nin yeni bir oyun kurucu olarak sahne almasını istemiyordu.
Çünkü bunun nasıl bir sonuç doğuracağını son bin yılda çok iyi görmüştü. Osmanlı-Avrupa ilişkiler tarihinde görmüştü. İşte şu an bütün bu tarihi hafızayı öne alarak Türkiye durdurulmalıydı.
En önemlisi de; Türkiye’yi bu alana çeken, ona bu ruhu yeniden aşılayan, vesayet altında uyuyan bir ülkeyi uyandıran Cumhurbaşkanı Erdoğan ve kadroları, ona destek veren ezici çoğunluk, yanında duran milletin gücü dağıtılmalıydı.
Durdurmak yetmez, tasfiye edilmeli, bu kapı bir daha açılmayacak şekilde kapatılmalıydı.
YAPMADIKLARI NE KALDI?
Bunun için;
Her yolu denediler. Her çirkinliği sergilediler. Her gizli ve açık düşmanlığı gösterdiler. Darbeler tezgâhladılar, ekonomik saldırılar yaptılar, iç savaş senaryosu yazdılar. Mezhep ve etnik çatışma tezi uyguladılar, ülkenin Cumhurbaşkanı’na suikast dâhil her çılgınca girişime yeltendiler.
Irak’tan vurdular, Suriye’den saldırdılar, Türkiye’yi teröre boğdular, Akdeniz’den çıkarmaya çalıştılar. Ege’de cepheler kurdular, Yunanistan’ı askeri garnizona dönüştürdüler. Ama bütün hesapları ellerinde patladı.
İÇERİDE SİYASİ İÇ SAVAŞ BAŞLATTILAR!
Şimdi yeniden deniyorlar. İçeride büyük cephe kurdular. Siyasi partilerle terör örgütlerini birbirine karıştırdılar. MHP’den adam kopardılar, CHP’yi Türkiye ekseninden çıkardılar, AK Parti’den adam kopardılar, hepsini tek çatı altında topladılar.
Bir siyasi iç savaş başlattılar. Türkiye’nin milli eksenine karşı bu cepheyi seferber ettiler. İçeriden ve dışarıdan Türkiye’ye, milli eksene, ülkenin bütün iddialarına, gelecek hesaplarına, yüzyıllardır tarih yazan siyasi genetiğe ortak savaş başlattılar.
BU NASIL BİR ORTAKLIK, BU NASIL BİR İÇ CEPHE…
Ajanlarını, Truva atlarını, kırk yıl eğittikleri kadroları harekete geçirdiler. Ekonomik sömürüyü kırmaya ayarlı yapısal adımlar atılınca yeni bir fırsat yakaladılar.
Küresel tefeciler, içerideki ekonomi çevreleri, fırsatçılar, siyasi partiler, terör örgütleri hep birlikte Türkiye’ye, Erdoğan’a vuruyor bir kez daha.
Bunu da milleti cezalandırarak, kışkırtarak, sıkıntılarını istismar ederek, tahrik ederek yapıyorlar (Burası çok önemli).
OSMANLI’DAN SONRA İLK KEZ. TÜRKİYE BU YOLDAN DÖNMEZ. BU SALDIRI DA ATLATILACAK.
Peki, ne olacak;
Türkiye yolundan dönmeyecek. Osmanlı’nın yıkılışından bu yana ilk kez doğan bu fırsatı gömmeyecek. Bu ekonomik saldırı da, kriz de atlatılacak.
Erdoğan, siyasi hayatı boyunca krizlerle boğuştu. Kriz yöneterek hayatta kaldı. Benzersiz bir yetenek, içgüdü ile her krizden başarı ile çıktı. Türkiye’yi olağanüstü alana çekti. Devler ligine taşıdı. Son bin yıllık tarihimize büyük bir imza attı.
Bu krizi de yönetmesini bilecek. Birkaç ay içinde iyileşmeleri göreceğiz. 2022’de bu krizin de, kriz üzerinden saldırının da boşa çıkacağını göreceğiz.
DURMAK KÜÇÜLMEKTİR, İNTİHARDIR. BU İÇ POLİTİKA DEĞİL, VAROLUŞTUR.
Bunu bahane edip sırtlanlar gibi içeriden saldıranların, “Bu sefer başaracağız” diye ABD ve Avrupa’ya çağrılar yapanların, Türkiye’nin felâketini artık açıkça isteyenlerin nefretlerinde boğulacağını da göreceğiz.
Bu bir siyaset değil, siyasi, iç politik bir mesele değil. Bu, milletlerin uzun yürüyüşleri ile alakalı bir durum. Türkiye’nin geçmişi ve geleceği ile ilgili bir durum.
“Siyasi terör-terör örgütleri ittifakı” içeriden, ABD ve Avrupa dışarıdan ne kadar saldırırsa saldırsın, Türkiye’yi engellemek, durdurmak, yolundan çevirmek artık mümkün değil.
Durmak küçülmektir, intihardır!
Bunu da açıktan ilan ettiler zaten.