İnstagram, sosyal medyanın son dönem en popüler uygulaması. Görsellik üzerine kurulu olması insanları cezbediyor; kullanımı kolay, zaman harcamak gerekmiyor, bakıp geçiyorsun. Ancak son zamanlarda pek çok kullanıcının kafasında ortak bir soru var: Takipçi sayılarının gerçekliği nedir? Bazı hesaplar kullanıcı sayılarını artırmaya çalışırken, neden ‘sahte takipçi’ peşine düşüyor?
Malum, sosyal medya artık herkesin kendi medium’unu yaratabildiği bir fırsat sunuyor. Herkes kendi yarattığı ürünün ne kadar ses getireceğini görmek istiyor. Sosyal medya hesaplarındaki ‘takipçi’ ve ‘like’ sayılarıyla ne kadar izlendiği ve etkili olduğunu ya da isim yaptığını gösteriyor. Peki sormak gerekir: Bu sayılar gerçek rakamlar mı? Sayılar ne kadar önemli? Aslında itibar ve etkinliğin önemi yok mu?
YEMEK DÜNYASI DA NASİBİNİ ALIYOR
Bu soruyu kendi yemek dünyamdan yanıtlayayım. Yazdığım köşemde yemeğe gönül veren en yetenekli kişileri her yıl sonu seçmek için özellikle yemek konusundaki sosyal medya hesaplarının sıkı takip ediyorum. Benim kriterim elbette yapılan tıklamalar değil. Ancak bu takip sırasında dikkatimi çeken enteresan şeyler oluyor.
Mesela bazı kişiler için Instagram hesapları ciddi bir gelir kaynağı. “Homini gırtlak yiyelim, güzel güzel yazalım,” tarzında hesaplar var. Çok havalı isimlerle kurulan hesaplar bunlar. Yediklerini çekip yayınlayan veya tarif veren, kimi zamanda başkalarından yürüttükleri fotoğrafları kullananlara kadar çeşit çeşit hesap. Sonuçta yaptıkları şey, araya markalı bir ürün sıkıştırarak bundan para kazanmak. Dahası, bazı hesapların üzerinde ‘reklam için DM (direkt mesaj)’ denildiğini görüyoruz. Anlayacağınız, reklam vermek istiyorsanız beni doğrudan arayın, diyor. Bunun bir düzeni, vergisi elbet bir gün olur. Ancak burada bir ‘gizli reklam’ söz konusu ki, bu benim hiç içime sinmiyor. Hiç tahmin etmediğimiz kişilerin hesaplarının sahte takipçi ve tıklamalarla dolu olması da ahlaksızlıktan başka bir şey değil. Ve sanal âlemin sahte dünyasının her gün daha da büyümesi söz konusu.Bu mesele yepyeni bir iş alanını da hayatımıza dahil etmiş durumda: Sahte tıklama siteleri. Sahte tıklama siteleri diye bir şey var ve onların işi sahte takipçi sağlamak. Bunu iki şekilde; ya sahte kişileri takipçi yapıp, ya da sizin haberiniz olmadan birilerini size takip ettirerek yapıyorlar. Dahası, bunu sahte yorum yazarak bir adım öteye götürenler de var. Başka bir deyişle, birileri sizi yalandan takip edip, uydurma yorum yazabiliyor. Siz de yalan(cı) şöhret oluyorsunuz!
NE YAPMALI?
Tıklama sayılarına değil, içeriğin kalitesine bakın. Seçici olup, samimi hesapları bulmaya ve size ne kattığına bakmaya çalışın.Hesabımızı ve takip ettiğimiz isimleri ara sıra kontrol edersek, isteğimiz dışında “izlediğimizi” fark ettiğimiz hesapları kolayca tespit edebiliriz. Kendine “yiyecek-içecek danışmanı” diyen sosyal medya uyanıklarından da uzak durmalı. Neyse, biz işimize bakalım. İyi hesap peşinde koşmaya devam. Ben bu yıl hazırladığım liste için son elemelere başladım bile.
UZMANLAR NE DİYOR?
ALGORİTMA OYUNU BOZACAK
Engin Karaaslan / Goodworks İletişim Danışmanlığı Sosyal Medya Direktörü
Konuya üç farklı noktadan bakmak gerekiyor: sosyal medya platformları, kullanıcıları ve reklam verenler. Sosyal medya kullanıcıları sahte takipçi hakkında fikre sahip. Ancak şişirilmiş hesap diye vurgulandığında sarsıntı yaşayacaklar. Sahte takipçi alan hesapların alay konusu olması muhtemel gözüküyor. Reklam verenler için ise şöyle bir algı var: Daha fazla takipçi = daha yüksek başarı. Gel gör ki sahte kullanıcı sayısının çok olması onların yararına gibi görünse de, reklam veren gerçek sonuçlar sunmayan mecralarda yer almaya devam etmek istemeyecektir. Facebook algoritmasını değiştirmişti. Instagram da yeni bir algoritmayı hayata geçirmek üzere.
PARA PARAYI TAKİPÇİ TAKİPÇİYİ ÇEKER!
Burak Kan, nam-ı diğer @GURUKAFA
O, Türkiye’de yemek konusunda sosyal medyanın ortaya çıkardığı gerçek bir fenomen. 100 binin üzerinde takipçisi var. Kendisi bir işadamı. Gurukafa, hobisi olan yemek yeme eylemini paylaştığı bir hesap. Sahte takipçili hesaplar ise özel ilgi alanı. Onları deşifre etmek için algoritma bile yazmış: Instagram’da ilk hesap açanlar şanslıydı. Kullanıcı azdı ve merkez onları hep destekliyordu. Artık kullanıcı sayısı yüksek ve kimse kimseyi takip edebilmek adına kolayca fark edemiyor. Takipçi sayınız yüksekse, gerçek takipçilerin dikkatini çektiğiniz kesin. Kimlerin takipçi satın aldığını bilseniz ağzınız açık kalır. Ama şöyle de bir gerçek var: takipçi takipçiyi çekiyor” diyor.