Değerli okuyucular, stres; gerginlik, endişe, çatışma, uyarılma, ağır dış şartlar, duygusal çöküntü, benlik ya da güvenlik tehdidi, engellenme vb. kavramların yerine kullanılabilmektedir (Baltaş 2008). Stres yaşayan kişide baş ağrısı, sindirim sorunları, yüksek tansiyon, nefes almada zorluk, aşırı terleme gibi fiziksel semptomların yanı sıra; kaygı, öfke, gerginlik, keyifsizlik, alınganlık, dikkat dağınıklığı, karamsarlık, kararsızlık, uyuma durumu ve düzensiz yemek yeme gibi psikolojik ve davranışsal belirtiler de görülebilmektedir
Stres belirtilerinin bazı çalışmalarda fiziksel, psikolojik ve davranışsal olmak üzere üç ana başlık altında toplandığı; görülmektedir.
Fizyolojik Belirtiler: Stres durumunda çok sık karşılaşılan fizyolojik semptomlar şöyle sıralanabilir; iştahsızlık ya da aşırı yeme, kilo kaybı ve zayıflık, kronik yorgunluk ve halsizlik, uykusuzluk, aşırı ya da düzensiz uyku, bitkinlik, sıkça görülen baş ağrıları, vücudun çeşitli yerlerinde ve eklemlerde ağrı hissetme, nefes darlığı, yüksek tansiyon, kalp çarpıntısı, aşırı hassasiyet, duygulanma, gözlerden yaş gelmesi, aşırı sigara ya da alkol kullanma, normalin üstünde fiziksel ağrı ve acı çekme, enerji kaybı, terleme, titreme, alerji, mide bulantısı veya mide krampları, yüksek sese karşı aşırı duyarlılık, sıcak veya soğuk basması
Psikolojik Belirtiler: Stres durumunda çok sık karşılaşılan psikolojik semptomlar şöyle sıralanabilir; korku ve endişe, aşırı tedirginlik, alınganlık, gerginlik, çabuk sinirlenme, geçimsizlik, yetersizlik, yersiz telaş yaşama, her şeyin boş olduğuna inanma, yaşamdan zevk almama, hasta olmaktan korkma ya da hasta olduğunu zannetme, yapılacak işleri unutma, olayları ve insanları hatırlayamama, bir işe uzun süreli odaklanamama, benlik saygısında azalma, karar vermede güçlük yaşama, bir işi başlatabilme yetersizliği, genellikle kötümser olma, kaygılı olma, çökkünlük hali, olumsuzluklara odaklanma olarak sıralayabiliriz.
Stresle baş etmede etkin olunması gereken bireysel stratejiler aşağıda sıralanmıştır (Lamberton ve Minor, 1995; akt.: Tan, 2006): • Kişilik özelliklerinin değiştirilmesi, • Hayatın kontrol altına alınması, • Gündelik yaşamda şakaya ve mizaha yer verilmesi, • Kişinin kendisini başka bireylerle kıyaslamaması, • Stres ve stres tepkisinin avantajları ve olumlu yanlarının kullanılması, • Süreğen ve başa çıkılamayan stres ile yaşamanın öğrenilmesi
Stresle başa çıkmada birçok yöntem vardır ben bu yazımda nefes ve gevşeme egzersizlerinden bahsedeceğim; Doğal ve uygun nefes alıp verme burundan ve karın hareketleri ile yapılır. Bu nefes diyaframdan alınan nefestir Diyaframdan alınan nefes, ciğerleri oksijen ile doldururken, karnın dışarı doğru itilmesiyle alınan nefestir. Nefes verirken de karın hafifçe içeri doğru çekilmek suretiyle diyafram çalıştırılmış olunur. Doğru diyafram nefesi almak için, nefes burundan alınıp ağızdan verilmelidir. Diyafram nefesi, yatmakta olan veya çiçek koklayan kişinin doğal nefes alış biçimidir. İnsanlar, doğduğu zaman doğal ve rahatlatıcı olan bu nefes alıp verme biçimini zamanla kaybeder ve daha çok göğüs hareketleriyle nefes alıp vermeye alışır. Bu yolla yapılan nefes alışverişi, özellikle gergin ve öfkeli zamanlarda daha hızlı ve yüzeysel olmakta ve gerilimin daha da artmasına neden olmaktadır. Çünkü alınan nefes, sadece ciğerlerin üst kısmında toplanmaktadır. Diyaframın devreden çıkarılması ile yapılan solunum, beyin ve kaslara giden oksijen miktarını azaltırken; karbondioksitin çok miktarda dışarı verilmesine de yol açmaktadır. Böylece, organizmaya bir tehditle karşı karşıya olduğunun işareti verilir ve kaslar gerilir. Bu durum kalp çarpıntısının artmasına, baş dönmesine, kendinden geçme hissine, kesik ve hızlı solumaya, dudakların ve parmakların titremesine hatta aşırı soluk verme ile bilincin kaybedilmesine sebebiyet verebilir.
Kişinin beden işlevlerini istendik bir biçimde terk etmesi esasına dayanan gevşeme egzersizi, beyni bir imge veya mesaj üzerinde yoğunlaştırma, serbest çağrışımlar yaptırma ya da zihinsel sessizlik içinde olmak biçiminde yapılmaktadır. 15-20 dakika boyunca bu durumda kalan bireyler, gözlerini huzur ve stresten kurtulma duygusu içinde açabilir ve kendilerini oldukça enerjik hissedebilirler. Gevşeme eğitimi, stres yaşayan kişide başlayan stres tepkisine tam zıt bir etki yapmaktadır. Stres yaşandığı an kaslar gerilmekte, kan basıncı ve kan şekeri yükselmekte, solunum artmaktadır. Gevşeme egzersizleriyle ise kaslar rahatlar, solunum yavaşlar, tansiyon düşer ve kan şekeri azalır. Gevşeme tekniği kullanıldığında, vücutta başlayan psikosomatik stres tepkisi kırılır ve stresin zararları engellenebilir (Baltaş 2008).
Ülkemizin korona virüsünden bir an önce kurtulması ve sağlıklı, stressiz günler duasıyla Allah( c.c)’a emanet olunuz.