Allah’ımızın lütfu, inayeti ve yardımıyla aziz milletimiz; karanlık şeytani düzenler karşısında can feda bir mücadeleyle rızaenlillah, fisebilillah saf tutmuş, bu safta el bağlamış, boyun bükmüş eren olmuş, kılıç kuşanmış alperen olmuş, hırka giymiş kalperen olmuş, at binmiş; serden, yeri gelmiş candan, canandan vazgeçmiş ve bu fedakarlığı nedeniyle de batıl-habis-şeytani düzenlerin hep hedefi olmuştur.
Özellikle son üç asırdır siyasi, iktisadi ve ilmi sahalarda siyon-haç-nifak zihniyetleriyle mücadelemiz durmamış, kıyasıya devam etmiştir! Ve Kıyamete kadar da devam edecektir! Ehl-i Salib teyakkuzda ve uyanıkken uyumak, gaflet ve aramızdaki kavgalar maskaralıktır!
Zira duracak ve oturacak zamanımız yoktur!
Hem de hiç yoktur!
Bu sebeple her şeyi iktidardan bekleme gafletinden kurtulup milli muhalefeti ve iktidarıyla hepimiz içimizdeki hesabi mal ve makamkolik kargaları her yerden kovmakla sorumluyuz! Ayrıca her kurum ve kuruluşta, içindeki habis zihniyetlileri ayıklamakla sorumludur!
Şunu üzüntüyle ifade etmeliyiz ki; tam yirmi yıllık iktidarımızda Milli Eğitim sahasında istediğimiz noktada değiliz!
Reisicumhurumuzun halkımıza seslenişlerinde her zaman tekrar ettiği gibi Din, devlet ve millet sevdalısı, tarih şuuruna sahip, ahlaki değerlerle donatılmış öğretmen ve öğrencilerimizi yetiştirmek zorundayız.
Bekçilerin dahi mülakatla göreve alındığı bir dönemde öğretmenlerimizin bekçiler kadar da mı önemi ve mesuliyeti yoktur!? Suali haklı bir zemine oturuyor olsa gerek!
Çünkü evlatlarımızı emanet ettiğimiz öğretmenleri ve öğretim üyelerini emin, ehil, sadık ve güzel ahlak sahibi olduklarını tesbit için ciddi mülakatlara ne zaman başlayacağız? Ne zaman?
Hz. Mevlana’nın “İnsan yetiştirme, insanı yetiştirecek insan yetiştir!” sözünü ne zaman uygulayacağız ne zaman?
Dış güçlerin iç piyonlarının işbirliğiyle gerçekleştirilen ihanet darbelerinde Gezi Parkı ve 15 Temmuz ihanet kalkışmalarında çoğunlukla aldatılmış talebelerin kullanıldığını ne çabuk unuttuk!
Osmanlı Cihan Devletimizi yıkmak için Selanik merkezli çoğu dönmelerden oluşan paşa kılıklıların yönettiği Hareket Ordusuna yataklık eden o günkü medreselerde (üniversitelerde) okuyan aldatılmış gençlerimiz ve o gençleri batıcılık ve modacılıkla zehirleyen eğitim görevlisi hocaların olduğunu ne çabuk unuttuk!
Halifemiz Sultan Abdülhamid Cennet Mekân Hazretleri de devasa yollar, köprüler, devasa hastahaneler, devasa okullar, devasa üniversiteler ve devasa yurtlar yaptı. Ama açtığı eğitim yuvaları dönme hocaların eliyle sultanımızı ve devletimizi yıkacak eşkıya yuvalarına dönüştürüldüğünü ne çabuk unuttuk!
Günümüzde üniversitelerin yönetim merkezi olan YÖK ise şimdi hiç ortalarda sanki yok!
İçinde samimi ve sağlam bildiğimiz bir avuç kişi dışındaki kadroların hali ve pürmelali dillere şenlik!
Ömrünü kıtalararası çile dolu mücadeleyle geçirmiş bir kardeşiniz olarak vallahi bu satırları yazarken üzülüyorum!
Nice şehidler, gaziler verilerek ve nice bedeller ödenerek elde edilen iktidarımızda Yaratıcımız, Yaşatıcımızın ve Yöneticimiz Allah’ımızın, Sevgili Peygamberimizin ve Hz. Ayşe (r.a) ve Hz. Meryem (r.a) Analarımızın ve mukaddes değerlerimizin dokunulmazlığı bir taş parçası heykel kadar ne zaman olacak ne zaman?
Depremlerin, sellerin, afetlerin, artan susuzluğun, artan hastalıkların ve benzeri belaların devamının sebebini hâlâ anlayamadık mı?
Allah’ımız, nihai ilahi tokadını önlemek için dış güç ve piyonlarının oyunlarını bozmak adına iktidarımızın içindeki ihanet güçlerini ve kriptolarını her yönüyle samimi olduğuna inandığımız Reisimize ve samimi bir avuç ekibine temizletmeyi nasib etsin. Amiin
Ve “Hani Rabb’ınız Allah size şu uyarıyı yapmıştı: “Eğer Kulluğunuzun gereği ve isbatı emirlerime ve yasaklarıma boyun eğerek Bana şükrederseniz, size verdiğim nimetleri kat kat artıracağım; ama eğer sayısız nimetlerime nankörlük ederseniz, bilin ki Benim azabım çok çetindir!” (İbrahim S.7) ilahi uyarının acı neticelerinden hepimizi korusun. Dar günlerdeki dostlarımızla iktidar nimetleri sebebiyle dost gözükenleri ayırma basıret, feraset ve hikmetini lütfetsin! Amiin
Nefsimizde, ailemizde ve ülkemizde “İslam Sözleşmesi ”nin uygulanması, Mescid-i Aksa’mızın, Osmanlıcamızın özgürlüğü, tatil olması dileğiyle Cuma Bayramımız mübarek olsun.
Selâm, sevgi ve duayla...