Ve Eylül! Yaz bitiyor, okullar açılıyor. Turizm mevsimi sona ererken köyden kente geri dönüş yolunda insanlar. Adli tatil bitti, Meclis açılacak. Piyasanın da hareketlenmesi bekleniyor.
İçeride yaşanan sansasyonel olaylar, bölgemizde ve dünyada olanların üstünü örttü. Aslında savaş riski, Ukrayna, güney bölgemizdeki sıkıntılı durum devam ediyor. Aşı tartışmaları da öyle.
Tam böyle bir zamanda benim Akit’ten ayrılmam yeni bir takım tartışmaları da beraberinde getirdi.
Bu süreçte bu tartışma ile ilgili okurlarımın ilgi ve desteklerine teşekkür etmek istiyorum. Sosyal mediada düşüncelerini paylaşan telefonla ve mail yoluyla mesajlarını ileten, yurt içinde ve yurt dışında yaşayan bütün dostlara da aynı şekilde teşekkür ediyorum. Hayat devam ediyor, yapacak çok işimiz var ve oyalanacak, birbirimizle uğraşacak vaktimiz yok.
Susmayacağımı benim okurlarım bilirler. Bundan sonraki yol haritam, 15 Eylül’e kadar inşallah netleşir. 14 Eylül’de AK Parti davası var; İstanbul’da, Küçük Çekmece 2. Asliye Ceza Mahkemesinde, saat 10.00’da. Dedikodularla, gereksiz tartışmalarla kaybedecek zamanım yok. Ekonomi, siyaset, sağlık, eğitim, adalet, yolsuzluk, aile, ahlaksızlık, dış politika gibi konular her zaman gündemimde olacak. Ve tabii 5G, Aşı, İklim, Gıda politikaları da. TBMM açılırken, 5gvirusnews olarak bakalım, mecliste grubu olan partilerden başlayarak ulaşabildiğimiz yasama, yürütme, yargı, STK, Media her adresin kapılarını çalalım, ülkemiz, bölgemiz ve dünya ölçekli tehditler konusundaki ajandamızdaki bilgileri paylaşalım ve seçim sürecinde yapmaya çalışacağımız işler konusunu paylaşalım istiyoruz.
Biz kimsenin karşısında ya da yanında değiliz. HAK merkezli bir bakış açısına sahibiz. Dini, etnik, ideolojik, politik, felsefi ve vicdani kanaat farklılıklarına dayalı ayrıştırıcı, kışkırtıcı bir tavır içinde değiliz ve olmayacağız. İnsanlarla ittifak ettiğimiz konularda, noktalarda birlikte çalışabilir, ihtilaf ettiğimiz konularda, temel hak ve hukukumuza yönelik bir tehdit oluşturmadıkları sürece onlarla bir arada yaşayabiliriz. Erdem ve meşruiyet temelinde, herkesle dirsek teması kurmaktan yanayız.
Bu anlamda benim tek bir adresim olmayacak. Kulağı olan herkese söyleyecek sözüm olduğuna göre, herkese ulaşmak için bütün imkânları kullanmak istiyoruz.
Ekim başına kadar, inşallah sosyal mecraların hemen hemen tamamına aktif olarak yerimi alacağım.
Çok eskiden beri kullandığım bir sloganım var: Hakk’ın ve Halkın, gören gözü, işiten kulağı, tutan eli, haykıran sesi olacağız. Bu mücadelede dünden bu güne habervakti.com’un da ayrı ve özel bir yeri var.
Nurettin Topçu’nun “Yarınki Türkiyesi”nde anlatmaya çalıştığı adalet, barış ve özgürlük ülkesi geleceğim Türkiye’sinin ihya ve inşası için, önce imparatorluk bakiyesi bir Cumhuriyet'in dayanacağı temel değerlerine dayalı bir ekonomik, politik, toplumsal düzen için gerekli kavram ve kurumların aklımıza yön vermesi gerek. Bunun bir bilimi, sanatı, felsefesi, estetiği olmalı.
Övünmeyi ve dövünmeyi bırakıp, Halka hizmeti, Hakk’a hizmetin vesilesi sayan bir akla ihtiyacımız var.
Biz âlemlere rahmet olarak gönderilen bir peygamberin ümmetiyiz. Bütün insanlığın hayrına olmayan bir reçete bizim reçetemiz olamaz. Global tehditlere karşı da Evrensel bir adalet, barış, özgürlük cephesi, insanlık cephesi oluşturmalıyız. 600 yıl öncesinden bize ulaşan bir deniz feneri ışığı var, kaybolmuş bir gezegenin bize ulaşan ışığı gibi. O ışık “Ahi Evran” “Evrensel kardeşlik” ışığıdır.
Magazinleşen din, siyaset, tarih ve sağlık fitnesinden kurtulup, aşk ve öfke büyüsünden sıyrılıp gerçeklerle yüzleşme cesareti gösterip, farklılıklarımıza rağmen barış içinde bir arada yaşamak için bir irade ortaya koyabilirsek, umulur ki, Allah’ın yardımı bize ulaşır ve kurtuluşa erenlerden oluruz. Değilse müstevliler ve onları yerli işbirlikçileri, dâhili ve harici bedhahlar aynı ülkenin çocukları birbirine düşürür ve onların kanları ve gözyaşları üzerine kendilerine iktidar ve servet üretmeye devam ederler. Herkes ötekinin gözünde çöp aramadan önce kendi gözündeki merteği çıkartsın.
Gelecek günler, geçen günleri aratmasın istiyorsanız, yeryüzünün bütün erdemli, namuslu, şerefli insanları, ortak bir kelimeye gelin. Birleşin!
Selam ve dua ile.