Türkiye’nin en büyük altı özel eğitim kurumunu ziyaret etme fırsatım oldu. Aslında böyle bir yazı yazma amacım yoktu. Edindiğim izlenimler beni çok etkilediği için ne kadar dirensem de kendime engel olamadım. Yanlış mı hatırlıyorum 3 Mart 1924 yılında bu ülkede Tevhid-i Tedrisat Kanunu ilan edilmemiş miydi? Bu kanunla beraber bütün eğitim kurumları tek bir çatı altına toplanarak; eğitimdeki var olan çok başlılığa son verilmemiş miydi? Ya da ben yolumu kaybedip başka bir ülkeye mi gittim. Ya da Tevhid-i Tedrisat Kanunu askıya alındı.“Milli Eğitim Bakanlığı” diyoruz. Galiba Milli kısmını kaybettik.
Tevhid-i Tedrisat Kanunu kısaca hatırlatmak istiyorum. Bu kanunun ilan edilmesinin en önemli nedenlerinden bir tanesi eğitimdeki çok başlılığı ortadan kaldırmaktı. Yani Osmanlı Devletinin son dönemlerinde vakıf okulları, yabancı ülkelere ait okullar ve devlete ait çeşitli okullar çıkarılan bu kanunla tek bir yapı altında toplanılması amaçlanmıştı. Böylelikle eğitim ve öğretimin millileştirildiği ifade ediliyordu. Teorik olarak bir sorun gözükmüyor. Peki ya uygulama nasıl oluyor?
Eğitim bir kültürleme sürecidir. Yani eğitim bir milletin kültürünün nesillere aktarılmasının ana yoludur. Ülkemizde doğup yurt dışında eğitim gören küçük yaştaki bir öğrenci zamanla bu baskın kültürün etkisiyle asimile olur. Küçük çocuklar bir tarafa yetişkin bir insanı bile asimile etmek çok kolaydır. Davranış bilimcisi john watson’un ünlü bir sözü vardır. “Bana rastgele bir bebek verin, soyu-sopu, yetenekleri, eğilimleri, becerileri ne olursa olsun, ondan istediğim şeyi yaratayım: bir doktor, avukat, tüccar, hatta bir hırsız, bir katil.” Evet, son iki ifade hoşunuza gitmedi sanırım. Yüzlerce insana en tehlikeli silah nedir diye sorsak herkes çeşitli teknolojilerde üretilmiş birçok silah ifade eder. Oysaki en tehlikelisi eğitimdir. Şaşırdınız sanırım, yanlış okumadınız! Kötü amaçlı kullanılacak bir eğitim dünyadaki bütün silahlardan çok daha fazla zarar verebilir.
Tevhid-i Tedrisat yani günümüzdeki Milli Eğitim Bakanlığının cumhuriyetin ilk yıllarındaki adıdır. Yanlış anlaşılmasın Milli Eğitim Bakanlığını eleştirmek gibi bir amacım yok. Sadece bir öğretmen olarak beni rahatsız eden bu durumu sizlerle paylaşarak dikkatinizi çekmek istiyorum. Yabancı ülkelerde uygulanan eğitim modellerinin kültürümüze uygunluğuna bakılmaksızın, taklide dayalı yapılan uygulamalar yarardan daha çok zarara yol açtığını görmemiz gerekir. Kültürel olarak yapılan birçok hata vardır. Ziyaret ettiğim bir okulda; yaklaşan yılbaşı öncesinde yapılmış olan inanılmaz derecede süsleme gözüme takıldı. Okulu gezdikçe kendi kendime galiba yurt dışında bir caddeyi tasvir etmek istemişler diye düşünüyordum. Bir eğitim kurumun da yılbaşı gecesi için bu denli bir hazırlık yapılması doğal mıydı? Dayanamayıp hemen yetkili kişiye sordum. Bütün önemli günlerde bu şekilde bir hazırlık yapılıyor mu acaba? Aldığım cevap beni tatmin etmedi tabi ki. Görüşme odasına geçtik. Sorduğum bütün sorulara büyük çoğunluğu yabancı ifadelerden oluşan süslü cevaplar aldım. Prof.Dr Oktay SİNANOĞLU’nun çok güzel bir sözü vardır. Türkçe konuşurken yarı İngilizce laflar sokuşturmak marifet değil, kimliksizlik, haysiyetsizlik alametidir.”
Gezmiş olduğum okullar öyle sıradan eğitim kurumları değildi. Devlet okullarına göre inanılmaz imkânlara sahiptiler. Her şeyden önce binalar baştan salma değil öğrencilere göre tasarlanmıştı. Benzer imkânlar devlet okullarına tanınsa gerçekten sonuçlar şimdikinden çok farklı olurdu. Sorun binalarda ya da öğretmenlerde değildi. Sorun eğitim felsefesindeydi. Yani sorun o şaşalı yapıların içinde öğrencilere empoze edilmeye çalışan kültürdeydi. Kültür deyip geçmeyelim. Milli benliğini yitirmiş uluslar, başka milletlerin avıdır.” Diyor Mustafa Kemal ATATÜRK!
Milli Eğitim Bakanlığı devlet okullarını bir kere denetliyorsa; özel okullar on kez denetlenmeli bence ve hatta o okullarda sürekli görev yapacak bir bakanlık yetkilisi de bulundurulabilir. Bakanız burada ülkemizdeki bütün özel okulları ifade etmiyorum. Eleştirim özellikle yabancı kültürlere yönelik eğitim veren kurumlaradır. Altı özel okulda edindiğim izlenimleri tek cümleyle ifade edebilirim. Bu okullarda yetişen bir öğrenci bizim ülkemizin askeri olamaz!