Türkiye’yi “boğmak” istiyorlar: Dışarda temkin, içerde teyakkuz şart!

Yusuf KAPLAN

Türkiye referandum haftasına girerken, etrafı karıştı yine.
Hegemonik güçler, yeniden pozisyon almaya başladılar.
ABD, Suriye'de savaş tamtamları çalıyor: ABD'nin görünüşteki hedefi kimyasal silah kullandığı için güya Suriye'yi, rejimi cezalandırmak ama gerçekte hem Rusya'yı hem de özellikle Türkiye'yi biraz daha köşeye sıkıştırmak.

Referanduma girerken, sonucu etkileyecek, dolayısıyla Türkiye'yi zora sokacak, köşeye sıkıştıracak askerî operasyonlar yapabilirler ve Türkiye'nin içini “patlatabilirler”!

O yüzden Türkiye dik durmalı ama dikkatli olmalı: Dışarda temkini, içerde de teyakkuzu elden bırakmamalı.

AMERİKA'DA DA KÜRESEL SİSTEMDE DE İNGİLİZLERLE YAHUDİLER SAVAŞIYOR...

ABD'nin yeni yönetiminin Suriye stratejisi henüz netleşmedi.

Burada ezberlerimizi bozacak bir gözlemde bulunmak istiyorum.

Küresel mücadele İngilizlerle Yahudiler arasında yaşanıyor. Bu mücadelenin “minyatürü” bizzat ABD içinde bütün hızıyla sürüyor...

ABD'yi esas itibariyle İngilizler kurdular ama Yahudilerle birlikte.

Kapitalizmin palazlanmasında, önce serbest pazar ekonomisinin köksalmasında, sonra da gelinen noktada finans kapital'in hâkim olduğu kapitalist sistemin kurulmasında, İngilizler ve -Amerika'daki- Yahudiler kilit rol oynadılar.

Serbest pazar ekonomisi, coğrafî işgallerin ikinci plana atılmasını getirdi: Coğrafî işgaller zaten doyma noktasına ulaşmıştı (işgal edilecek yer kalmamıştı!) hem de coğrafî işgali veya sömürgeciliği sürdürmek her bakımdan pahalıya patlıyordu.

İşgale uğrayan ülkelerin veya toprakların halkları zamanla organize oluyor ve sömürgeci emperyalistlere başkaldırıyorlardı.

İNGİLİZLERİN “OYUN”U SERBEST PAZAR, OSMANLI'NIN VE RUSYA'NIN TASFİYESİ...

Emperyalistler, özellikle İngiliz aklının ön almasıyla, fiîlî sömürgeciliğe son vermeye karar verdiler ve ekonomik sömürgecilikle sömürülerini ve hegemonyalarını idame ettirmenin yolunu keşfettiler.

İşte adına serbest pazar ekonomisi denen ama ekonomik sömürünün daha serbestçe gerçekleştirilmesinin temellerini atan postkolonyal / sömürge-sonrası süreç bundan sonra işletilmeye başladı.

19. yüzyılın sonlarından itibaren hız kazanan serbest pazar ekonomisisonunda bizzat Avrupalı emperyalist güçlerin art arda iki büyük dünya savaşı yaşamalarına ve birbirlerinin boğazına çökmelerine yol açtı.

Bu süreç, önce Osmanlı tasfiye edilmesine, Rus Çarlığı'nın ve Almanya'nın çökertilmesine yol açtı. İngilizler, birinci hedeflerine böylelikle ulaşmayı başardılar.

Ama ardından patlak veren iki büyük dünya savaşı, İngilizlerin hayallerinin hayalete dönüşmesine neden oldu ve İngiliz imparatorluğu da çöktü.

YAHUDİLER VE FİNANS KAPİTAL

İşte tam bu karmaşık süreçte Yahudiler, Amerika'yı ele geçirdiler, kapitalist sistemi finans-kapital üzerinden yeniden dizayn ettiler.

Şu an özelde Amerika'da, genelde küre ölçeğinde hükümran olan sistem, finans-kapital sistem.

Yine şu an özelde Amerika'da, genelde küre ölçeğinde yaşanan savaş, İngilizlerin Yahudilerin kurduğu sistemi hem ekonomik hem de jeo-stratejik ve jeo-politik olarak çökertme savaşı.

KÜRESEL ÇATIŞMANIN MERKEZ ÜSSÜ OSMANLI COĞRAFYASI

Bu savaşın Amerika dışındaki merkez üssü, Osmanlı coğrafyası, özellikle de Türkiye'nin güneyi.

İngilizler, son derece sinsi bir şekilde ve derinden geliyorlar...

Yaklaşık iki asır önce ekonomi-politik devrimi yapanlar İngilizlerdi. Küresel kapitalist sistemi kuranlar, kodlarını belirleyenler İngilizlerdi.

Bunun sonucu olarak da Osmanlı coğrafyası başta olmak üzere Hint-Pakistan coğrafyasının, Malay havzasının ve Afrika'nın hem sınırlarını İngilizler çizdiler hem de sorunlarını ve sorun alanlarını İngilizler belirlerdiler.

Balkanları, Kafkasları, Arap dünyasını, Hint-Pakistan havsasını, Malay havzasını en iyi tanıyanlar, sorunlarını, sorun alanlarını en iyi bilenler İngilizler.

O yüzden, bütün bu coğrafyaları “patlatan” stratejileri geliştirenler İngilizler, uygulayanlar bir şekilde Amerikalılar oldu.

DÜNYANIN GELECEĞİNİ SURİYE'NİN ALACAĞI ŞEKİL BELİRLEYECEK...

Dünyanın geleceğini Suriye'nin alacağı şekil belirleyecek.

Suriye, tampon bölge. Suriye'de ipleri ele geçiren aktörler, bölgenin ve muhtemelen de dünyanın geleceğini belirleyecek.

Suriye'yi kontrol etmek demek Doğu Akdeniz'i, Arap dünyasını ve Kuzey Afrika'yı kontrol etmek demek.

O yüzden Rusya da, İran da, Çin de, tabiî Amerikalılar ve İngilizler de bütün stratejilerini Suriye üzerinden geliştiriyorlar. Hatta Fransa ve şaşırtıcı bir şekilde Almanya da Suriye satrancında “biz de varız” demeye başladılar!

AMERİKA'DA DA, BÖLGEDE DE İPLER İNGİLİZLERİN ELİNE GEÇTİ...

Ama şu kesin: Suriye'nin alacağı şeklin stratejik haritalarını İngilizler çiziyorlar derinden ve sessizce... İpler, yeniden İngilizlerin eline geçmeye başladı.

Trump yönetiminin Suriye'de ilk kez işgalci bir güç olarak müdahil olmasının birincil nedeni, İngilizlerin geliştirdiği adına “Anglo-Amerikan gücü” diyebileceğimiz stratejiyi hayata geçirecek şartların oluştuğunu görmesi.

Burada Anglo-Amerikan gücü, kısa vadede Rusya'nın hızla genişlediği görülen hegemonya alanını daraltmak istiyor; ama orta ve uzun vadede asıl hedef, Türkiye.

TÜRKİYE'Yİ KÖŞEYE SIKIŞTIRIP
BOĞMAK İSTİYORLAR... AMAN DİKKAT!

Anglo-Amerikan gücü, orta ve uzun vadede Türkiye'yi Suriye'de köşeye sıkıştırmak ve boğmak istiyor. Yani Türkiye'nin bölgede ilerleyen ve artan gücünü kırmak, bunun için de genişleyen nüfûz alanını büsbütün yok etmek için Türkiye'ye büyük tuzaklar kurabilirler...

O yüzden Türkiye'nin, Birinci Dünya Savaşı'na da tam da bu tür tuzakların sonucunda sürüklendiği gerçeğini gözönünde bulundurarak Suriye'de Türkiye'ye karşı kurulabilecek, bizi köşeye sıkıştırıp boğabilecek tuzaklara karşı çok dikkatli olması şart.

Özetle, dışarda tuzaklara karşı dikkatli, içerde de Türkiye'yi karıştıracak tezgâhlara karşı teyakkuz hâlinde olmak zorundayız.

Her zaman söylediğim gibi, dik duracağız ama dikkatli olacağız, büyük hatalar yapmamak için kılı kırk yaracağız.

İlk yorum yazan siz olun
OKUYUCULARIMIZIN DİKKATİNE !... Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.