Bizim de aralarında bulunduğumuz Ortadoğu toplumları, yöneticilerinin rahatlıkla “yolda bulunmuş sahipsiz cüzdan” muamelesi yapabildiği, “bu benim oldu, istediğimi yaparım” diyebildiği toplumlar.
Baksanıza, arabuluculuk yaptığı İsrail-Filistin ateşkesinin baş mimarı olarak Amerika’nın gönlünü kazanan Mısır Cumhurbaşkanı Mursi, bu büyük diplomatik başarısının akşamına kendini “firavun” ilan etti.
Şimdi kendisiyle halkı arasındaki çatışmaları durduracak bir “arabulucuya” muhtaç.
Ortadoğu’nun liderleri iktidara doymuyor.
Hiçbir şey yetmiyor bu adamlara.
Mursi cumhurbaşkanı olmuş, yüzde elliden fazla oy almış, uluslararası başarılarıyla dünyanın takdirini toplamış bir lider olarak ülkesini demokrasiye ve huzura götüreceğine, ancak firavunlarda bulunabilecek yetkileri kendine tanıyan bir yasa çıkartarak bir anda Mısır’ı karmakarışık etti.
Sadece 24 saat süren uluslararası prestijini de ezip geçti.
Asker ya da sivil Ortadoğulu yöneticilerin iktidar oburluğu ve açgözlülüğü aklı ve mantığı da yok ediyor.
Biz de benzer bir süreçten geçiyoruz.
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın lideri olduğu AKP, “başkanlık sistemine” geçmemiz için bir teklif getiriyor Meclis’e.
Önerdikleri sisteme göre halkoyuyla seçilecek başkan hükümeti atayacak, yönetecek ve canı istediğinde Meclis’i de feshedebilecek.
Bir zamanlar AKP için bugünküne kıyasla çok ileri bir anayasa taslağı hazırlamış olan Profesör Ergun Özbudun, AKP’nin önerisini değerlendirirken “böyle bir sistem olmadığını” söylüyor.