Valla yaşlanıyoruz…

Ali TEZEL

Çarşamba akşamı Aile Bakanımız Fatma Şahin ile Kalkınma Bakanımız Cevdet Yılmaz’ın akşam yemeği konuğuydum. Konumuz da yaşlanma ile çalışma ilişkileri idi. Güzel ve bilgilendirici ve karşılıklı görüş alışverişiniz içeren bir birliktelik oldu.

Bakanımız Fatma Şahin ise konuyu çok güzel özetledi;

“Gerçekten yaşlanıyoruz ve eğitimli-çalışan kadını doğurmaya ve aynı zamanda çalışma hayatında tutmaya yarayacak tedbirler peşindeyiz bizim bu çabalarımızın arkasında sakın art niyet aramayın” dedi.

Nüfusumuz azalacak…

Mevcut durumda ülkemizde doğurganlık hızı 2,1’e kadar düşmüş durumda ve aynı projeksiyonla, halen 75 milyon olan ülke nüfusumuz, 2050’de 93 milyona ulaşacak ama sonrasında düşerek 2075 yılında 89 milyon olacak..

Piramidin üstü şişiyor

Halen genç nüfusa sahip gibiyiz ama mevcut doğurganlık hızı aynı kalırsa veya projeksiyondaki gibi düşmeye devam ederse  üçgen şeklinde olması gereken nüfus pramidimizin alt tarafı (genç-çocuk) azalacak, yaşlı nüfusu gösteren üst tarafı ise şişmeye başlayacak. Buna karşın bir çalışanın bakmakla mükellef olduğu bağımlı nüfus da artmaya devam edecek.

Eğitimli nüfus çalışıyor

Ülkemizde kadınların işgücüne katılımı ile eğitim durumları incelendiğinde, eğitim düzeyi yükseldikçe işgücüne katılım artıyor. Yüksek eğitimliler yüzde 70,9 oranında işgücüne katılırken bu oran okur-yazar olmayanlar da yüzde 16.7’ye kadar düşüyor. Bu arada normal lise mezunları yüzde 30,6 oranında işgücüne katılırken, aralarında İmam Hatip mezunlarının da olduğu mesleki eğitim görmüşlerde bu oran yüzde 38,1 oranında.

Eğitimli nüfus doğurmuyor

Eğitimli kadın işgücüne daha fazla katılırken, doğurganlık konusunda ise eğitimsiz nüfusa göre daha az çocuk yapıyor. Ayrıca, eğitimli nüfusun ideal çocuk sayısı ile gerçekleşen çocuk sayısı arasında da ciddi negatif fark var. Yani eğitimli-çalışan kadın istediği çocuk sayısına ulaşamıyor, eğitimsiz-çalışamayan kadın nüfus ise aklındaki idealindeki çocuktan daha fazla çocuk yapıyor.

Doğu doğuyor, batı doğurmuyor

Doğurganlığın bölgelere göre dağılımı da ilginç bütün bölgelerede genel olarak yıllar itibariyle doğurganlık hızı azalmış ama genelde doğu illerinde çocuk sayısı batı bölgelerine göre iki katına varan oranda fazla.

Kadını hem istihdam tutmak hem de çocuk sahibi yaptırmak

İki bakanımızda gerçek amaç ve niyetlerinin hem ülke doğurganlık hızını artırmak hem de kadını istihdam da daha da var etmek için önerilerimizi de aldılar kendi politik amaçlarını da açıkladılar. İşte politik amaç alanı;

Politika Alanları

* Doğuma bağlı izinlerin işverenleri kadın istihdam kararından caydırmayacak şekilde artırılması

*Doğum sonrası yarı zamanlı çalışma modelinin geliştirilmesi Esnek çalışma imkanlarının geliştirilmesi

*Gençlerde evliliğin desteklenmesi Kreş ve bakım hizmetlerinin yaygınlaştırılması

*Aile ve çocuk dostu sosyal ve kültürel ortamın geliştirilmesi Aile refahının korunması

*Aile ve iş yaşamının uyumunun artırılması

İşte benim önerilerim;

*Kreş parası; Çalışan kadına her ay en az 300 lira kreş parası-fişi verilmeli ki kadın işe giderken çocuğunu güvenle ellere bırakabilsin ve aldığı ücretle, çocuk bakım ücretini karşılaştırdığında evine dönmeyi beklesin…

*Kadın-İş-Kreş uyumu olmalı;

Çalışan kadının en büyük dertlerinden birisi de kreşin çocuğu alış saati ve geri alma saatleri ile işe başlama ve işten çıkma saatlerinin uygunsuzluğudur. Sadece çocuk sahibi olan çalışan kadınlara esnek çalışma modeli getirip, iş-kreş-kadın uyumlaştırılması şart.

*İşverene teşvik; Çalışan kadın doğurup, esnek çalışma modelleri getirilirse işverenler kadını işten çıkarma konusunda hevesli olabilirler bu sebeple çalışan kadını, işyerinde (işverenin) tutması için işveren teşvikleri getirilmeli ve işveren daha az vergi ve prim ödemesi sağlanmalıdır.

*Sezeryanı azaltma; Kadının doğurganlığını azaltan en önemli unsurlardan birisi de sezeryan uygulaması ve bunun mutlaka yasal proedüre bağlanması gerekir.

İlk yorum yazan siz olun
OKUYUCULARIMIZIN DİKKATİNE !... Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.