YA TERÖRÜ DURDURUN, YA MİLLET DURDURACAK BEYLER!..

Abdulkadir İPEKOĞLU

Ana başta taç imiş, her derde ilâç imiş;

Bir evlât pir olsa da, anaya muhtaç imiş…

Evet,

Dokuz ay karnında bütün tehlikelere göğüs gerip sağlıklı bir şekilde bebeğini doğurup,pamuklara sarıp yetiştirdin çocuğunu. Bebekken geceleri kalkıp ayak ucunda nefesini yokladın, içinde her anne gibi hep bir garip korku, bebeğime bir şey olur da ya ölürse!.

Önce elinle okula getirip, okul kapısında bekledin çıkışını. Daha sonra pencere önünde gözledin dönüşünü... 5 dakika gecikse ruhun sıkıldı hep,araba mı çarptı, biri mi sataştı, düştü dizi mi yarıldı. Kapı çalınıp çocuğunu görünce gözün günlün açıldı!..Koklaya koklaya, öpe öpe oğluna sarıldın!...

Sonra büyüdü, "aman okusun" dedin, bin bir zorlukla bir üniversiteye girdi,hiç bir şeyini eksik etmedin. Evde, malda, mülkte değildi gözün. Yemedin yedirdin, giymedin giydirdin. Oğlunu üç kuruş "helal" maaşınla adam ettin adam. Okuyamadıysa onuruyla bir meslek sahibi yaptın onu değil mi!…

Ve bir gün vatan borcu askerlik geldi dayandı kapıya... Senin gibilerin evladı nerelere giderse o da oralara gitti. Otobüs terminalinde arkadaşları " En büyük Asker bizim asker" diye omuzlarına aldığında bile için titredi. "Aman düşeceksin oğlum, bir yerin incinecek, aman oğlum"!..Dünyada eşi benzeri olmayan törenle askere onu diğer arkadaşları gibi kutsal ana ocağı askere uğurladın!.

O nöbetteyse sen de nöbette, operasyondaysa tetikteydin. Bebekken nasıl dinliyorsan öyle dinledin nefesini kilometrelerce öteden. İçinde hep bir garip korku, ya ölürse-ya oğlum şehit olursa!...Tezkere alıncaya kadar böylece dikenler üzerinde hep hop oturdun, hop kalktın ve yaşadın.

Bir  gün kara haberi geldi oğlunun subaylar eşliğinde. Sonra basın mensupları yığıldı kapının önüne.. Haberi duyan geldi, duyan geldi. Ertesi gün cenazede tanıdığın, tanımadığın bir sürü insanın önünde, için taş kesmiş,damarların koparılmışken, son bir kez saramadığın oğlunu buz gibi çerçevelenmiş bir resimde arıyorken, herkes senden aynı iki kelimeyi bekledi. İçinden helal etmene rağmen,sen demedin, diyemedin, "vatan sağ olsun" diye. "Hakkımı helal etmiyorum" diye haykırdın, "hakkımı helal etmiyorum" sözlerini ister istemez gözyaşlarıyla mırıldandın!Çünkü bir yerlere güvenmiyordun!.

Hakkını helal etmediğin kişi ve yöneticiler,kendi çocukları Amerika'da-İngiltere’de okurken,kendi çocuklarını acemi eğitimden sonra ya paralı askerlik, veyahut şehir merkezinde askerlik yaptırırken, seninkini bile bile hem de tam silâh eğitimini almadan ateşe atanlar ve attıranlardı onlar!..Zenginin parası varken, fakir Anadolu halkının her zaman da Allah’ı olduğunu çok iyi bilenlerden olduğunu bilmeyenler vardı!...Ama merak etme, bir gün bu suret-i Hak’tan görünen kişiler de iyot gibi açığa çıkacaklardır!...

Hakkını helal etmediğin senin oğlun çelik yeleksiz, kimin eliyle beslendiği belli düşmanın kökünü kazımak için eller tetikte-gözleri hedefte komutanından emir beklerken, kanımızı emen ve uğruna savaşılan benim vatan toprağımı pazarlıkla satanların çocukları sıcacık yerlerde hiçbir tehlikeye maruz kalmadan en güzel şekilde yiyip,içip ve gezerek kısa sürede rahatça sözüm ona askerlik görevlerini yapıp sıcacıkyuvalarına, lüks hayatlarına varıyorlardı.

Hakkını helal etmediğin bile bile kul hakkı dediğimiz "haramı" yiyip, sözüm ona "helal" üzerinden basın ve toplum önünde hiç de yüzleri kızarmadan iflas etmiş siyasetten uzak, politika yapanların evlatları da aynıydı anam!..

Şimdi "Vatan sağ olsun" demeni bekliyorlar senden. Yarın Lübnan'da, Afganistan’da, Bosna’da muhtemelen üzerinde “madein USA” yazan bir kurşunla, veyahut İtalyan mayınlarla ve C-4 bombalarıyla yanlışlıkla öldürülen bir başka evlâdın annesinden de aynı şeyi bekleyecekler. Sen oğlunun hasretinden bayram sabahları şehitlikteki taş mermerleri severken, mezarlığındaki çimleri sulayıp ayıklarken; onlar havaalanında Amerika'dan veyahut Avrupa’dan dönen oğullarını lüks araçlarıyla bekleyecekler… Akşam haberlerinde onların oğullarının açtığı işyerlerini görecek, Doğum kan ağlarken, barut ve kan kokuları semaya çıkarken; onların oğullarının yaptıkları flörtleri bağışlayın ama televole veya boyalı basından öğreneceksin!... Ülkemizde belirli televizyon ve gazeteler de bunlara çanak tutmakta!...Onların oğulları Amerikan ve İngiliz bankalarında çalışacak. Onların oğullarının yaptığı ölümlü trafik kazaları usta ellerce örtbas edilecek, hatalarına ceza veren benim polislerim cezalandırılacak; ama sen her gün şu güzelim vatanım için taş keseceksin, biraz daha, biraz daha...Ama bütün bunlara rağmen bu güzel vatanın bizden başka gerçek dostu yoktur yok inancıyla yine mücadeleye devam; çünkü bu güzel vatan bizlere emanet kardeşlerim!.Her halükârda bu vatan için artık uykularımızda-geleceğimiz de  yok olmak üzere!!!...

Analar yanında babalar da uyanıyor efendim. Ama, anaların isyanından korkun beyler!..Siz ki hak üzerinden politika yaparsınız hep, anaların haklarını helal etmemesinden korkun, hiçbir şeyden korkmadığınız kadar!.. Çünkü artık inanmıyorlar size. Sizin vatan bildiğinizle onların vatan bildiği aynı değil, gerçekleri biliyorlar. Ve artık yüksek sesle soruyorlar. “Hangi vatan sağ olsun”, sizinki mi, bizimki mi?!..Lütfen, bu konularda da açıklık yapmak zamanı geldi sanırım yetkililerin!...

Siz ki kanundan, kuraldan, halktan, haramdan korkmazsınız. Ama yüreği yaralı anaların isyanından korkun!..Zulüm arşa değince, Hz.Allah elbette kurtarıcısını gönderecektir; bunu lütfen iyi bilelim!...

Onlar ki lüks Oteller'de bir gecelik konaklamanın bir çelik yelekten daha pahalı olduğunu bilirler. Efendim, Teşvikiye Camii'nden hiç şehit cenazesi çıkmadığını bildikleri gibi!.. Ahh Türkiyem ahh!..

Onlar ki Lübnan'a neden asker göndermek istediğinizi de bilirler, vatana-millete-bayrağa ve asil Türk milletine  ihanetin ne olduğunu her zaman bildikleri gibi!...

Kara Fatmaların,Nene hatunların,Zübeyde Hanımların,Atatürk’ün torunları;Onlar ki sıksan şüheda fışkıracak toprak için yıllarca oğullarını başlarına ve ellerine kına yakıp yolladılar kutsal asker ocağına...Ama bu asil ninelerin torunları olan kızlarımızı her halükârda en güzel şekilde yetiştirmek varken, başörtüsünden dolayı dedelerinin kanlarıyla aldığı üniversitelerin kapılarından geri döndüren rektör ve cenahlarıyla bir kısım basın ve medya ile hukuk adına karar verenlerin soy kütüklerinin çok iyi araştırılması, yıllarca akan kanın durdurulması için alt yapıyı teşkil edecektir sanırım.

Değerli okuyucularım,

Türk töresine göre kına üç şeye yakılırdı, değil mi!..

1-Kurbanlık koyuna yakılır                  =Allah’a kurban olsun diye,

2-Kocaya gidecek gelinlik kıza yakılır=Kocasına kurban olsun diye,

3-Askere giden erkek evlâda yakılır   =Vatana kurban olsun diye!..

Artık bıçak kemiğe dayandı…Benim yarbaylarım, binbaşılarım,subayım ve astsubaylarımla, er ve erbaşlarımın ardından   yarın da daha üst düzeydeki vatansever komutanlarımın sırada olduklarını çok iyi biliyor ve onlara artık yılanın başını ezmelerini bütün kalbimizle kendilerinden birlik ve beraberlik halinde can-ı gönülden istiyoruz…Komuta kademesinin çok ama çok uyanık olması gerekir!...

Karadeniz’de bir türkü vardır:

Denizun üzerinde, donanma var donanma;

Öyle bir güne gelduk, babana da güvenma!.

Düşman içimizde değerli okuyucularım…Benim ülkemde yıllarca lâiklik ve başörtü teraneleriyle ülkemizde terörü saklayan kişi ve bir kısım siyasi ve basın mensupları, bugün şehit olan 7 şehidimizle, yıllarca bu cennet ülkem için kanını ve canını veren bütün şehitlerimizin hesaplarını vermek zorundadırlar artık…Kaçacak delik de yok!.. Bugün meslek lisesi çıkışlılar ve İmam Hatip Lisesi mezunlarının geleceğinin karatmak isteyenlerin de teröre açık veya gizli destek verdiklerini artık bu necip millet çok iyi bilmekte…

Ülkemde milli birlik ve beraberlik çimentosunu sağlayan tek unsun Türklük ve İslâmiyet’tir…Hal böyle iken ülkemizdeki bir kısım kendini bilmez değil, çok iyi bilen; Prof.Halaçoğlu’nun dahi ifade ettiği gibi elimizde bu kişilerin soy kütüklerinin olduğu  ve yıllardır ülkemde yöneticilik vasfına haiz bu kişiler sürekli hiç ortada yokken laiklik ve başörtü” teraneleriyle halkımızın gündemini meşgul ederlerken, teröristleri en güzel kalorilerle besleyerek bu günlere taşımışlardır…Onlar bulundukları koltuklarda halkımızın kanlarını emerlerken, ülkemin kaymağını yerlerken; benim Atatürk’ümün Cumhuriyeti emanet ettiği asil Türk gencim ise, işte gördüğünüz gibi yıllarca doğuda,şimdide TOKATIM’DA teröristlerin kurşunlarını yemekle meşgul!...Eğer, ülkemin yönetiminde bulunan vatansever ricallerim, ince eleyip-sık dokuyarak yedi sülalesinde bozuk mayalı yöneticileri tespit edip, ülkemizin her biriminden bukalemun kişi o insan dışı varlıkları kadro dışı kılmadığı ve bunlardan hesap sormadığı bu şehitler arasında kendi çocukları olmadığı müddetçe bu ateş ülkemin bütün ufuklarını saracağından korkarım!.. Niçin garip gurabalar şehit olmakta!..

Evet, son birkaç gündür bütün ülkemde gözyaşları varken, bazı televizyonlarda dansöz oynatılması, bazılarında sokak olaylarının abartılarak gösterilmesi, müzik programlarını kesmemesi, ülkemdeki satılmış basının da kim adına hareket ettiğinin açık ispatı olsa gerek…Atatürk’üm sağ olsaydı,şu anda bu kişileri “İstiklâl mahkemelerine” göndermekle ne kadar aceleci olacağını tahmin etmek de zor olmasa gerek!... Lütfen basınımızın değerli mensupları, teröristlerin değil, halkın gözü ve kulağı olun efendim.

Bütün bu acı olayları yaşarken iktidar ve muhalefet arasında dünyada eşi benzeri görülmeyecek köprülerin atılması karşısında necip Türk halkı her şeyi ince eleyip sık dokumakta.Sandık önlerine geldiği zaman gerekli tarihi cevabı vereceğinden asla şüphem yoktur.Siyaset adına çok yazık efendim!..

Sayın Cumhurbaşkanımızın yuvarlar masa etrafında iktidarı ve muhalefeti bir araya getirip ülkemin sorunları hakkında kendilerini iyice dinlemeli, dağa çıkmak isteyenlerin pasaportları kesilmeli!...Kuzu kuzu cennet ülkemde yaşamak isteyenlere gerekli ortam bir an önce hazırlanmalıdır!..

Hazır fırsat varken, GELİN CANLAR BİR OLALIM FERYADIMIZI LÜTFEN RİCALLER DUYSUNLAR ARTIK!..

Türk milleti olarak feryat ederek herkese bilâ istisna sesleniyoruz:

Bu gidişle, YA TERÖRÜ DURDURUN-YA MİLLET DURDURACAK beyler!...

Bu inançla Hz. Allah, kahraman Türk silahlı kuvvetlerimizle-emniyet güçlerimizi karada-denizde-havada her zaman ve her yerde Hak ve hakikat yolunda daima mansur ve muzaffer eylesin.

Aziz şehitlerimizi rahmetle, yaralı gazilerimizi minnet ve şükranla anıyor; vatansever Türk milleti ve Kahraman Türk Silâhlı kuvvetlerimle, şehit ailelerinin başı sağ olsun dileklerimle aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum…

Not:Boğazda içkisini yudumlayan bir kısım yöneticilerimizin, lütfen şehidimizin gecekondusunun durumunu basından gördükten sonra içkisi ve lokması boğazına takılmadıysa, inşallah bundan sonra bu kişilerin tümünün boğazına takılır da hayatın ne olduğunu öğrenirler artık!.. Asker maaşını annesine gönderen aziz şehidimin o güzel alnından öpüyorum, şefaatine Rabbim cümlemizi nasip etsin diyorum.

Şehit anamızın ifadelerindeki: Apoya 12 m.kare yer yetmezken, bizim çocuklarımıza 2x80 mezar yerini layık görenleri Allah’a havale ediyoruz sözünü asla unutmayalım!...

Yorum Yap
OKUYUCULARIMIZIN DİKKATİNE !... Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Yorumlar (4)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.