Tarih, iktidar kavgaları ve hesaplaşmalarının teferruatlarıyla, bin bir çeşit örnekleriyle doludur. Bu havuzun içinde kimler yok ki… Ordu ehli, ilim ehli, din-inanç ehli, hukuk ehli, para-pul ehli vs, vs...
Daha düne kadar din ve iman yolcuları olarak çoklarının takdir ve beğenisini kazandığı, muhaliflerinin bile eleştirilerinde edep takındığı pek çoklarına nasip olmayan bir özelliğe sahip şimdilerde Paralel diye dilimize pelesenk ettiğimiz Gülen Cemiyeti son örnek…
17-25 Aralık operasyonları görünüşte sıradan adli bir vaka ama hakikatte tepeden tırnağa iyi hesaplanmış iktidar darbesiydi. Fakat göklerden gelen karar başkaydı. Ellerinde patladı. Balta, taşa denk geldi.
17-25 Aralık sonrasında da her türlü şeytanca plan ve teşebbüslerin ardı arkası kesilmedi. Ve nihayet 1 Kasım… Mağluplar çok… Ama en çok Fuat Avni maskeli Paralel Yapı kaybetti. Bundan sonrasını öngöremez oldular. Ati daha karanlık görünüyor. Nihayetinde ekmeğini onun işlerinden kazananlar ile ganimet avcısı gemi nöbetçilerinden başka kimseleri kalmayacak…
Belki bütün mesele devlet erkini ele geçirmekti ama hâlihazırda güzel bir noktaya erişmişken iktidar hesaplarından vazgeçilemez miydi? Zaten mevcut halinizle her türlü siyasi yapıdan beslenebilen bir yapıya sahiptiniz. Siyaset işi ne kadar cazip bir şey ki uğruna varınızı yoğunuzu feda ettiniz.
Vazgeçmediler, geçmeyecektiler, geçemeyecektiler. İlahi Adalet bir şekilde tecelli edecekti… Din ve iman hizmeti deyip Allah’ın ayetleri ile gayrı meşru yolda hesap tutanlar er ya da geç o hesaplarının altında inim inim inlemeliydi. Zoru gördükçe çirkinliklerinin daha da ayan beyan olması bundandır. Fakat dikkatli olmak gerek… Her şeyini kaybetmek üzere olanlar sınır bilmez, mücadele ahlakından uzaklaşır. Yine dikkatli olmak gerekir, Paralelden kopmuş gibi yapıp iktidara yanaşmaya çalışan takiyyeciler önümüzdeki süreçte çoğalacaktır…
Sultan Abdülhamit’in haini Fuat ile Sultan Abdülaziz’in haini Avni, Erdoğan’a karşı ittifak kurup Fuat Avni oldu. Hesapta gizli ve gizemli olmayı marifet bildi.
Fuat Avni maskenin ardında saklanadursun… Gizemli bu şebekenin bizatihi kendisi Fuat Avni aynasında Paralel Çetenin ne denli pervasız, ne denli tehlikeli, ne denli sinsi, ne denli işbirlikçi, ne denli münafık olduğunu maskesiz haliyle gözler önüne serdi.
Millet, din ve iman hizmetinde olduğunu düşündüğü bu yapının kılcal damarlarını gördükçe ürküyor, dehşete kapılıyor. Yapı, ne denli güçlü olduğunu göstermeye çalıştıkça milletin gönlünde şimşekler çakıyor, aldatılmış olmanın gururuyla öfkeleniyor, nefret ediyor.
Belki pabucun pahalı olduğunu ancak gördüler. Belki milletin-devletin hafızasını balık ve vicdanını Mevlana bellediler. Belki kuyruk acısını evlat acısına ödeşmiş saydılar. Belki uzmanı oldukları takiyeciliğe büründüler. Belki 17 Aralık öncesinin özlemi sardı zihinlerini ama 1 Kasım sonrasında AKP’nin bir anda AK Parti oluşu Fuat Avni’nin çark edişi ya da yanlış yolda olduklarının tezahürü değil. Puslar içinde kalmışlar işte, öngöremiyorlar.
Tahmin etmek güç değil. Şu an 17 Aralık öncesinde olmayı çok arzu edersiniz. Hatta iktidarmış, hükümetmiş bana ne, ben kendi hizmetime bakarım, kafasındasınız. Lakin biliniz ki bazı günahlar vardır, tövbesi kabul olsa dahi bedel ödetmeye devam eder…
Yaşananlar bir şefkat tokadı değil maalesef… İlahi Adaletin ta kendisi.
Yanıyorsun Fuat Avni… Farkında olmasan da yanıyorsun… Artık ne yandan esersen es, ne yana kaçarsan kaç yangınını körüklemekten başka bir işe yaramayacak.