Geçen hafta Manisa’da sezonun en iyi futbolunu bize sunan Ç.Rizespor, bir kez daha içerde kaldığı yerden devam ederek istikrarını sürdürdü.
Evet bu sezon evimizde tam bir fiyasko yaşadık. Bunun ana nedenlerini önceki aylarda sizlerle paylaşmıştım. Tekrar makarayı başa sarmanın bir anlamı yok. Elinde özellikle orta sahada kalite yok. Kapanan takımları açacak kilidin yok. Santraforuna derin paslar atacak bir beynin yok.
Konyaspor maçında Hikmet hoca bir nevi deplasman formatında takımı oynattı. Topun arkasında kaldı, ani hücumlarla gol aradı bunu ilk devre çok güzel uyguladı. Deniz’le biri buldu, ikiyi, üçü çok net Holosko ve Deniz’le kaçırdı. Fişi ilk devre çok rahat çekecekken, ikinci devre Aykut hoca’nın iki değişikliği sonrası bizim fiş çekildi ve bir puana razı geldik. Yine bu devre bana göre Ümit’e yapılan net bir faul ve dolayısıyla penaltı var. Bülent Yıldırım bu sezon bizi içerde hayli hırpaladı. Bir Bursaspor maçında tüm takdir haklarını onlara çaldı, Konyaspor maçında ise penaltıyı es geçti, yine ilk devre Kıvanç’ın bileğine bodoslama basan Konya’lı oyuncuyu kırmızı kartını esirgedi, sarı bile vermedi.
Geçen hafta Akhisar Belediye karşısında kazanan 11’ini bozmayan Hikmet Karaman bence doğru bir onbirle takımını sahaya sürdü. Elde ki mevcut kadronun en iyisi maalesef bu. İlk devre top rakipteyken , “aç kurtlar” gibi saldıran bir Rizespor izledik. Kazandıkları alın teri paslar Ludovic’in ayağından derin paslara dönüştü ve tehlike yarattık. Deniz usta işi bir gol attı, hemen ardından tam kelleyi alacağımız pozisyonlarda ise Kwkeue’nin pasında “acemi” bir vuruş yaptı. Yine ilk devre sağdan Eren’in kestiği “lokum” pasa bom boş pozisyonda Holosko , topun altına girerek berbat bir kafa vuruşu yaparak devreye 2-3 fark yerine tek golle yetinerek girdik.
Rakip Konyaspor ilk devre kötü oynama şansını kullandı, ikinci devre özellikle 60’dan sonra Aykut hocanın yerinde yaptığı iki değişiklikle tüm insiyatifi eline aldı. İşte burada yedek kulübesinden gelecek olan kalite farkı ortaya çıkıyor. Maalesef bizde bu sezon yok. Üç merkezi orta saha oyuncusu Mehmet Güven, Uğur İnceman ve Ali Çamdallı bizim orta sahayı eline geçirdi. Sağdan Ali Turan’ın yerine giren Fuchs, soldan Torje derken oyunu kanatlara yaydılar. İlerleyen dakikalarda gol geliyorum diyor ve geldi. Tabi yine “delikanlıca” bir gol yemedik. Çok basit bir gol kalemize gördük. Sağdan başlayan sinsile hatalar, solda bom boş Konyalı oyuncu unutuldu, çok sert vurdu direkte patladı, dönen top o kalabalıkta Djalma’nın önünde ve tek vuruş 1-1…
Şimdi gelelim saadete…
Bu takım ikinci devre oynanacak olan 18 maçta demlenir.
Tabi demlikte yer alan çayları değiştirmek lazım.
Bazılarının fosası çıktı ve hiçbir katkı yapmıyorlar, artık o çaydanlığın içinde çay çöpü oldular..
Bunlar için “yatak, yorgan” toplama zamanı geldi de, geçiyor..
Profesyonel futbolda duygulara yer yok..
Kulübün menfaati ne gerekiyorsa o yapılacak..
Devre arası kış transferinde “doğruldum kıbleye uydum imama” diyerek saf tutacaksınız.
En az 4-5 oyuncuyu yola koyarak bir o kadar noktanın noktası hazır oyuncu alınması gerekiyor.
Özellikle yabancı oyuncu konusu nokta olması gerekiyor.
Geçen sene Hikmet Karaman, Portekiz liginden Edinho yu son gün almış ve bu oyuncu Eciyes’i ligde bırakmıştı. İşte böyle nokta olacak…
İkinci devre telafisi olmayan maçlar oynayacağız. Bu işin şakası yok. Biran önce transfer işi bitmesi gerekiyor. Çok sert bir fikstürle başlayacağız. G.Saray, Gençlerbirliği deplasman, Bjk ve Mersin içerde Bursa deplasman…
Hülasa kelam, her sezon başı kaleme aldığım gibi bu sezonda sancılı bir şekilde ligde kalacağız. Bunları zaten Temmuz ayında dile getirmiştim. "Bu takım sevindirmez ama öldürmez" de demişti. Benim içimi acıtan olay ise içeride bu devre kaybedilen puanlar. Evimizde kaybettiğimiz bu puanları çok ararız, ikinci devre bulabilirmiyiz?
Buluruz, buluruz..
Bisiklet yarışlarında tek bir gerçek vardır… Var olmak için, ayakta kalmak için hep “Pedala basmak zorundasınız”
Yönetim, devre arsında pedala çok daha kuvvetli basması gerekiyor..
Tek gerçek budur. Yönetim pedala basacak, hoca yağı suyu ayarlayacak.. O makinanın dişlileri oturacak ve biz bir kez daha “hamdolsun” diyerek liglerin bitimi olan Mayıs ayı sonunda yani 1. Çay sürgünü bittiğinde yeni filizleri beklemeye başlayacağız..