Bizleri insan olarak yaratan, akıl nimetiyle donatan, sayısız nimetlerinin en üstünü Müslümanlardan kılan ve kurduğu dünya ve diğer Âlem sofrasında sayısız nimetleriyle yaşatan ve tüm nimetlerinin hesabını hepimize bir nefes yakın olan ölümümüzle başlayan Kabir Hayatımızdan sonra Ahiret’in büyük buluşma ve duruşma gününde soracak olan Yaratıcımız, Yaşatıcımız ve Yöneticimiz Allah (c.c)’a hamd ve Eşsiz Önderimiz, sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a) Efendimize, tüm Peygamberlerimize, izinden gidenlere, Ehl-î Beyti’ne, Ashabına, canımız Ana ve Babamıza, Hocalarımıza, Allah (c.c)’ın ilke ve inkılabı İslam’a tabi Olanlara, Din ve Vatan muhafızı Gazi ve Şehidlerimize salat ve selam olsun!
Korona Salgını nedeniyle alınan tedbirlere uymak, sosyal sorumluluğumuzu yerine getirmek için belirlenen sağlık tedbirleri sebebiyle canlı yayın tv programlarına katılamamış ve ara vermiştik. Nasipse 9 Haziran Salı akşamı “Milli Diriliş!” programlarına kaldığımız yerden Bismillah diyerek yeniden başlıyoruz İnşAllah!
Firavun’un sihirbazları olan şeytani medya (Tv, Radyo Gazete, Dergi ve sosyal Medya) sihirleri ve algı operasyonları saldırıları altında olan akıllarımızın, namuslarımızın, canlarımızın, ahlakımızın ve ailelerimizin korunmasının en önemli yolarından biri Hz. Musa’nın asası gibi güçlü bir Milli Medya’ya sahip olmaktır!
Tüm canlı, cansız varlık âleminin kendisine hizmet için görevde olduğu yeryüzünün en şerefli varlığı olan insan; “Her şey insan için, insan da Rabbi Allah’a Kul olmak için yaşar!” gerçeğini unutarak hayvanlardan daha aşağı bir esfel ve erzel hayatı tercih etmeye devam ediyor!
Şeytani algı operasyonlarıyla toplumlar; sadece yemek, içmek, giyinmek, gezmek, eğlenmek, nefsani arzularını doyurmak, mal ve mülk sahibi olmak gibi geçici vasıtaları, hayatın tek gayesi bunlarmış gibi, dönüştürülmeye ve bunu bir yaşam biçimi haline getirilmeye devam ediliyor!
Ve insan; emrine verilen dünya’yı köle yapacağına dünya ve içindekilerine kul ve köle olmaya devam ediyor!
Bu büyük belanın, musibetin, inkâr ve gaflet virüsünün önüne geçebilmek için toplumlara; dünya’ya niçin geldiğimizi, niçin yaşadığımızı, hayatın gayesini, niçin öldüğümüzü, niçin dirileceğimizi, Dünya ve Ahiret hayatımızda nasıl mutlu olacağımızı öğretecek yazılı, sözlü ve görsel programlara mutlaka ağırlık vermeliyiz!
Konferans ve sohbetler başta olmak üzere, dizi filmlerden çizgi filmlere ve dijital oyun platformlarına kadar her mecrada tüm insanlığa kulluk gayesini hatırlatmak hepimizin İmani ve Cihadi görevidir!
Şeytani hareketler yalanla, iftirayla, fuhuşla, faizle, uyuşturucuyla, silahlı işgallerle, darbelerle ve zulümlerle güçlenirler! Rahmani hareketlerse Sohbetle, ehliyet, adalet ve güzel ahlak ilkeleriyle güçlenirler!
(Ey Resulüm!) Sen (yine de) öğüt verip-hatırlat; çünkü gerçekten öğütle-hatırlatma, mü’minlere yarar sağlayacaktır. ( Zariat S.55)
“(Resûlüm), öğüt ver. Çünkü sen ancak öğüt vericisin. Onların başında dikilip inanmaları için baskı yapan bir zorbacı değilsin! ( Gaşiye S.20-21) ilahi Mesajlarında da belirtildiği gibi Peygamber (s.a) Efendilerimiz sohbet, adalet ve güzel ahlak silahıyla Silahlı Eşkıya güçlerini yenen kahramanlardır!
Cami kürsülerinin etkisini kaybettiği adeta müzeye dönüştüğü günümüzde, Görsel ve Sosyal Medya Kürsülerini mutlaka güçlendirmeliyiz!
Kınayıcıların kınamasına, hasetçilerin hasedine aldırmadan İslami İlkeleri, İmani Hakikatleri anlatmaya yorulmadan ve yılmadan devam etmeliyiz! Zira;
Saidi Nursi (r.a)’ hazretlerinin “Karşımda müthiş bir yangın var. Alevleri göklere yükseliyor. İçinde evlâdım yanıyor, imanım tutuşmuş yanıyor. O yangını söndürmeye, imanımı kurtarmaya koşuyorum..” dediği gibi bu, imansızlık, Namazsızlık, hayasızlık, ahlaksızlık, adaletsizlik, zulüm, küfür ve şirk yangıları karşısında oturmak ve susmak tam bir gaflet, dalalet ve ihanettir!
Atina Mahkemelerindeki Hâkimin, “Ey Sokrat! Bu tevhidi düşüncelerini kendinde sakla, evinde istediğin kadar tek İlah inancını yaşa, ama başkalarına anlatma seni idam etmeyelim!” sözüne karşı, “Düşüncelerini, inancını ifade edemeyen ve susturulan Hatip zaten idam edilmiştir!” cevabını verdiği için baldıran zehriyle öldürülen Sokrat’ın Tevhidi İman üzere Şehadeti bizim de şiarımız ve duamız olmalıdır!
“Ey Rabb’im! Bu ağır görevi başarmam için bana cesaret, kararlılık ve özgüven bahşederek yüreğime genişlik ver! İşlerimde bana kolaylık bahşet. Ve dilimdeki şu bağı çöz; düzgün ve akıcı konuşmamı sağla ki, hakîkati tebliğ edeceğim insanlar ne dediğimi iyice anlayabilsinler Allah’ım!” (Taha S.26-28) Amiin.
Salı Akşam saat 20.30’da, Akit TV ve Kanal 68 TV’den canlı “MİLLİ DİRİLİŞ” programında daha kapsamlı anlatabilme temennisiyle Allah’a emanet olunuz!
Hak, Adalet, İlim, İman ve Terbiyeyle oluşacak ahlak ve İrfan toplumuyla Fethin sembolü Ayasofya’mızın açılması, Mescid-i Aksa’mızın özgürlüğü, tatil olması dileğiyle...
Selâm, sevgi ve duayla...