Yine dinleme fiyaskosu... CHP biter, paranoya bitmez!
Bunları Vakit yapsaydı; herhalde tefe koyarlar, bol bol alay ederlerdi... Ama, kartel medyası yapınca, adı habercilik oluyor... Hem de objektif(!) habercilik... Ama yaptıkları iş habercilik filan değil, düpedüz CHP yalakalığı!.. Bir komediyi, daha doğrusu bir paranoyayı öyle allayıp-pulladılar ve öylesine ciddi bir havaya soktular ki, izleyenler vay bee! demekten kendilerini alamadılar...
Sizi bilmem, ama benim sinirlerimi tepeme çıkaran olay, geçen Cumartesi günü kartel televizyonlarında geniş biçimde yer aldı...
İzleyenler görmüştür...
Avcıların CHPli Belediye Başkanı Mustafa Değirmenci, İstanbul Büyükşehir Belediyesine ait bir zabıta aracını, hem de kendi evinin 30 metre yakınında yakalar!..
Hemen kendi zabıtalarını ve CHPnin bindirilmiş tayfalarını yanına alır ve elbette kartel medyasından bir kamera ordusu ile birlikte zabıta aracına baskın yapar!..
Araçta bulunan 2 zabıta memurunu derhal aşağı indirtir!..
ZABITA ARACINI, DİNLEME ARACI SANMIŞ
Zabıta memurları, aracın içinde bulunduklarından, doğal olarak üzerlerinde ceket veya mont yoktur!..
Ama araçtan indirilince, üşümeye başlarlar!.. Çünkü hava, hayli soğuktur!..
CHPli Başkan Mustafa Değirmencinin; Niye buradasınız?.. Sizi kim görevlendirdi? türünden dedektiflik soruları peş peşe gelince; zabıta memurları, Üşüdük derler, İzin verin de, arabadan montumuzu alalım!
Ama, o da ne?..
Aracın kapısı, CHPli zabıtalar tarafından tutulmuştur!.. CHPli zabıtalar, düşman kalesini ele geçirmiş komutan edasıyla; Yasak derler, Araca giremezsiniz!
İstanbul Büyükşehir Belediyesinin zabıtaları; korkmayın derler, Sadece montumuzu alacağız... Hem, bu araç bir helikopter değil ki, binip de havalandıralım!
Neyse, CHPli görevliler ikna olurlar da, iki zabıta memuru montlarını alır ve böylece donmaktan kurtulurlar!..
Ama CHPli görevlilerin araç nöbeti devam eder!.. Askeri kışlada sancak nöbeti tutar gibi, aracın kapısında hiç kıpırdamadan nöbet tutup, kimseyi yaklaştırmazlar!..
Olay yerine polis gelince, Mustafa Değirmenci konuşmaya başlar;
Bu araç, yaklaşık iki haftadır evimin yakınında duruyor... İçinde dinleme cihazları olduğundan şüpheleniyorum!.. İstanbul Büyükşehir Belediyesi beni dinliyor olabilir!
Bir paranoya olsa da, suçlama suçlamadır!.. Dolayısıyla, polis gereğini yapmak zorundadır...
Polis, Değirmencinin iddiasını araştırmak üzere, aracı Emniyetin önüne çeker!..
Tam o esnada, CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal da karakola gelir ve Değirmenciye destek verir!..
ÖNDER SAV FİYASKOSU
Çetin Soysal, o an Önder Sav vakasını hiç aklına getirir mi bilmem!..
Kimbilir, belki de Önder Sav olayında çuvalladık, bari Avcılarda bir dinleme olduğunu belgeleyelim de, milletin gülmesinden kurtulalım diye düşünmüş olabilir!..
Öyle ya; Önder Sav vakasında gerçekten de çuvallamışlardı!.. Önder Savın, şu an Merkez Valisi olan M.Ali Serindağ ile, hem de mesai saatinde siyasi görüşmesinin bir ortam dinlemesi sonucu elegeçirildiğini ve görüşme kayıtlarının Vakite sızdırıldığını iddia etmişlerdi!..
Tam, Watergate Skandalı benzeri bir skandal senaryosu yazmaya hazırlanıyorlardı ki; Vakit, oyunu bozmuştu!..
Önce Türk Telekomdan, sonra Turkcellden temin edilen belgelerle ortaya koymuştuk ki;
Önder Savın dinlendiği hele hele ortam dinlemesine maruz kaldığı iddiası tamamen palavradır!
Ortada dinleme yok, sadece ve sadece açık bıraktığı telefondan konuşmalara muttali olmak vardır!
Çünkü efendim;
Önder Sav kendisini arayan muhabirimiz Aslan Değirmenci ile yaptığı kısa görüşmenin sonunda No tuşuna basacağı yerde Yes tuşuna basmış ve bir anlamda telefonu açık unutup, Vali ile görüşmesini Vakit muhabirine naklen yayında dinletmiştir!.
Olayın özü ve özeti budur!..
Ne var ki;
Hâlâ dinlenildikleri paranoyası içinde bulunan CHP kurmayları, odunum da odunum demekte ısrar etmektedir!..
TRAFOLARI DA MESCİD SANMIŞLARDI!
Dedim ya; CHP Milletvekili Çetin Soysal, Avcılar Emniyetine gelirken acaba Önder Sav vakasını hiç düşünmüş müydü?..
Sadece Önder Sav vakası da değil, bir de CHPlilerin Mescid zannettiği elektrik trafoları hadisesi var!..
Olayı, geçenlerde de yazmıştım...
CHPnin Kırıkkale Milletvekili Halil Tiryakinin mescid zannettiği boyalı kulübecikler, birer elektrik trafosu çıkmıştı ya... Halil Tiryaki; gazetecilere Kusura bakmayın demişti ya;
Kusura bakmayın!.. İrtica avına çıktık, kendimiz avlandık!.. Bu olaydan kimseye söz etmeyin ki, millet münasip yeriyle gülmesin bana!
Acaba diyorum;
CHPli Soysal, bu elektrik trafoları ve telefon olayında nasıl çuvalladıklarını, elaleme nasıl rezil olduklarını hiç düşündü mü?
Hiç şüphe duydu mu acaba;
Yahu, trafo olayında da, telefon olayında da çuvallayıp, milleti kendimize güldürdük!.. Bari bu olayda çuvallamasak!.. Yoksa, adımız paranoyaklar partisine çıkacak!
CİHAZ ARADILAR, ÇADIR ÇIKTI!
Çetin Soysalın bunları düşünüp düşünmediğini bilmiyorum... Ama bildiğim bir şey var:
CHPliler bu dinleme işini, tam bir paranoya derecesine vardırdılar!..
Çünkü efendim;
Önder Sav, Mesut Değer ve Algan Hacaloğlunun telekulak iddialarından sonra, işte şimdi de CHPli Belediye Başkanı Mustafa Değirmencinin dinleniyorum iddiası fos çıktı!..
Değirmencinin iddiaları üzerine, Emniyetin önüne park ettirilen zabıta aracı, savcının talimatı üzerine, olay yeri inceleme ekipleri tarafından didik didik arandı!..
Hem de gazetecilerin gözleri önünde!..
Peki, sonuç?..
Arama sonucunda, dinleme aracı zannedilen zabıta aracında neler çıktı biliyor musunuz;
Çadır ve demir kesme makası!
Ne dinleme cihazına rastlandı, ne de ona benzer bir şeye!..
Soruşturmalar sonunda ortaya çıktı ki;
İstanbul Büyükşehir Belediyesine ait zabıta aracı, orada bir kaçak inşaatı gözlemektedir!..
Evet, evet; aslında CHPli Avcılar Belediyesinin ilgilenmesi gereken ve fakat ilgilenmediği, dahası yapılmasına göz yumduğu kaçak inşaatı gözlemektedir!..
Onun için oradadırlar!..
Gelin görün ki;
Daha önceki çuvallamalardan ders almayan CHPli Başkan, bir çuvallamaya da kendisi imza atar!..
CHP Milletvekili Halil Tiryakinin elektrik trafolarını mescid sanması gibi!.. CHPli Önder Savın, telefonunu açık unutup, dinleniyorum demesi gibi!.. CHPli Avcılar Belediye Başkanı Mustafa Değirmenci de, zabıta aracını dinleme aracı zannetti ve milleti yine güldürdü!..
Size bir şey söyleyeyim mi;
Bu CHPliler varken, tiyatrolara gitmeye, hele hele komedi oyunlarını seyretmeye hiç gerek yok!..
Gülmek isteyenler, CHPlilerin hallerine bakıp katıla katıla gülebilirler!..
Hem de, istedikleri yerleriyle!..
UZLAŞMAYA YANAŞMIYORLAR, ÇÜNKÜ!
Haaa, ya kaynak kurursa filan diye de düşünmesinler... Çünkü; CHP biter, paranoya bitmez!
Alın size, bir son dakika haberi;
AK Partinin gündeme getirdiği, MHPnin de destek verdiği Nisanda yeni anayasa görüşmelerine, CHPli Hakkı Süha Okay dün yine taş koymuş:
Bizim gündemimizde uzlaşı yok!
Olmaz zaten!.. Kavga ve gerilim varken, CHP hiç uzlaşmaya yanaşır mı?..
Hem 1982 darbe anayasasından kurtulup yeni anayasa yaparsan, daha demokratik, daha özgürlükçü olur!..
Peki CHP, demokrasi ve özgürlük ister mi hiç!?!..
İstemez!.. Çünkü, ülkede demokrasi ve özgürlük hakim olunca, CHPnin biteceğini zannederler!..
Al sana bir paranoya daha!..
==========
Fahişelik... Fosfor... Livni!
Öncelikle Mazlum-Deri tebrik ediyorum... Ne değişecek ki demeyip, Gazzeden toprak numuneleri getirmişler ve onu Yıldız Teknik Üniversitesine tahlil ettirip; İsrailin Gazze saldırılarında hem yasak hem de savaş suçu olan fosfor bombası kullandığını kanıtlamışlar!..
Bu bombayı kullanmak, bir insanlık suçudur... Peki, bu bombayı kullananlar veya kullanılması talimatı verenler insan mıdır?..
İsrail Hükümet üyelerinden birine yani Dışişleri Bakanı Tzipi Livniye ait bir olayı anlatalım da, kararı siz verin...
Efendim, Tzipi Livni, henüz 22 yaşında iken bir MOSSAD Ajanı olarak Pariste görev yapar... Birçok suikasta imza atar!.. Öyle ya; ona göre, adam öldürmek ve suikast yapmak meşrudur!..
Peki, daha başka neler meşru(!)dur?.. Livniye MOSSADın bal tuzağı yöntemi sorulur... Verdiği cevap şudur:
Eğer, benden ülkem için biriyle yatmamın istenip istenmediğini soruyorsanız, cevabım hayır. Ama benden böyle bir şey istenmiş olsaydı ne derdim bilmiyorum. Ofiste herkese uygun bir iş vardır.
Bunları söyleyebilen bir kadın, Gazzeye fosfor bombası attırıp, çocukları katlettirmiş çok mu?!?.