''Kötüniyetli işveren tazminat öder''
İş güvencesinden yararlanmayan işçilerin iş sözleşmesinin işveren tarafından kötü niyetli olarak feshedilmesi durumunda kötüniyet tazminatı gündeme gelmektedir.
4857 sayılı İş Kanunu uyarınca iş güvencesinden yararlanma şartları şu şekildedir:
1. İşçinin İş Kanunu'na veya Basın İş Kanunu'na tabi çalışması,
2. İş sözleşmesinin belirsiz süreli olması,
3. İşyerinde en az otuz işçinin çalışması
4. İşçinin en az altı aylık kıdem süresinin bulunması
5. İşçinin, işletmenin bütününü sevk ve idare eden işveren vekili ve yardımcıları ile işyerinin bütününü sevk ve idare eden ve işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisi bulunan işveren vekillerinden olmaması.
Yukarıda yazılı şartların birlikte sağlanması halinde işçinin iş güvencesine sahip olduğu kabul edilir. Dolayısıyla işverenin keyfi şekilde iş sözleşmesini feshetmesi durumunda işe iade davası açabilir.
Ancak iş güvencesi kapsamında olmayan işçilerin işe iade davası açma hakları bulunmamaktadır. Tam bu noktada kötüniyet tazminatı hususu gündeme gelmektedir.
4857 sayılı İş Kanunu'nun 17'nci maddesinde işçinin kıdem süresine göre ihbar önelleri hüküm altına alınmıştır. Aynı maddede ek olarak şu hüküm yer almaktadır:
"İşverenin bildirim şartına uymaması veya bildirim süresine ait ücreti peşin ödeyerek sözleşmeyi feshetmesi, bu Kanunun 18, 19, 20 ve 21 inci maddesi hükümlerinin uygulanmasına engel olmaz. 18 inci maddenin birinci fıkrası uyarınca bu Kanunun 18, 19, 20 ve 21 inci maddelerinin uygulanma alanı dışında kalan işçilerin iş sözleşmesinin, fesih hakkının kötüye kullanılarak sona erdirildiği durumlarda işçiye bildirim süresinin üç katı tutarında tazminat ödenir. Fesih için bildirim şartına da uyulmaması ayrıca dördüncü fıkra uyarınca tazminat ödenmesini gerektirir."
Bu kapsamda Kötüniyet Tazminatı, iş güvencesinden yararlanamayan belirsiz süreli iş sözleşmesiyle çalışan işçinin, iş sözleşmesinin işveren tarafından kötü niyetli olarak feshedilmesi sonucu ödenen tazminattır. Ayrıca, işçilerin kıdemlerine göre belirlenen ihbar sürelerinin 3 katı tutarındadır.
Örneğin, İş Kanunu'na tabi A isimli işçinin çalıştığı X işyerinde, 25 işçi, belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalışmaktadır. Bu durumda A isimli işçinin iş güvencesine tabi olmadığı kabul edilmektedir. Aynı işçinin 4 yıllık kıdem süresi olduğu varsayılırsa, kötüniyet tazminatını gerektirecek bir eylemin gerçekleşmesi halinde 8 hafta (ihbar süresi) x 3 hesabı ile kötüniyet tazminatının miktarı bulunabilecektir.
4857 sayılı İş Kanunu'nun 17'nci maddesinin gerekçesinde, işçinin işvereni şikâyet etmesi, aleyhine dava açması veya tanıklık yapması nedenlerine bağlı fesihlerin kötüniyete dayandığı kabul edilmektedir.
Kötüniyet Tazminatının ihbar önellerine ait ücretin üç katı tutarında olacağı belirtilmiş ve ayrıca ihbar tazminatının da ödeneceği hüküm altına alınmıştır.
Diğer taraftan hangi hallerin kötüniyet tazminatını gerektireceği İş Kanunu'nda hüküm altına alınmamıştır.
Ancak Kanunun gerekçesinde kötü niyetli feshe çeşitli örnekler verilmiştir. Bu bakımdan:
* İşveren aleyhine mahkemede tanıklık yapılması veya işçinin işverene çeşitli gerekçelerle dava açması nedeniyle iş sözleşmesinin işveren tarafından feshedilmesi,
* İşveren aleyhine kamu kurum ve kuruluşlarına işçi tarafından ihbar ve şikayet dilekçesi verilmesi nedeniyle iş sözleşmesinin işveren tarafından feshedilmesi,
* Kadın işçinin gebelik, doğum vb. sebeplerle ayrımcılığa uğraması ve iş sözleşmesinin işveren tarafından feshedilmesi,
Kötü niyetli fesih olarak kabul edilir ve işçi arabulucu veya yargı sürecinde kötü niyet tazminatına hak kazanabilmektedir.