Kudüs’ü satan “iki köle”.. * Muhammed Bin Selman ve Muhammed Bin Zaid, Mekke’yi, Medine’yi de satacak, göreceksiniz..
Trumpve Netanyahu’nun, Kudüs’ü İsrail’e veren sözde planı açıklaması umurumuzda değil. Bizi, bazı Arap yönetimlerin, liderlerin, rejimlerin ihaneti ilgilendiriyor. S. Arabistan’ın, BAE’nin, Umman’ın, Bahreyn’in Kudüs’ü İsrail’e satması ilgilendiriyor.
Onların İslam’ın kutsallarını, değerlerini, Müslümanların onurunupazarlık masalarında kirletmeleri ilgilendiriyor. Muhammed bin Zaid ve Muhammed Bin Selman gibi “iki köle”nin bu coğrafyaya, Müslüman dünyaya yaşattıkları çirkinlikler ilgilendiriyor.
Kudüs’ün dışında başka neleri sattıkları, ne tür ihanetlere imza attıkları, ülkelerinin ve coğrafyanın başına ne tür uğursuzluklar getirecekleri ilgilendiriyor. Bu “iki köle”nin ABD adına, İsrail adına İslam’la ve Müslümanlarla yürüttükleri savaşın başka nerelere yıkım getireceği ilgilendiriyor.
YÜZ YIL ÖNCE KUDÜS’Ü İNGİLİZLERE SATTILAR.YÜZ YIL SONRA KUDÜS’Ü İSRAİL’E SATIYORLAR.
Yüz yıl önce Kudüs’ü İngilizlere sattılar. Yüz yıl sonra Kudüs’ü İsrail’e satıyorlar. Yüz yıl önce Medine’yi, kendi şehirlerini İngiliz toplarıyla vuruyorlardı. Bugün Filistin’i, Gazze’yi İsrail uçaklarıyla vuruyorlar. Yüz yıl öncesinin hainleriyle bugünün hainleri aynı. Yüz yıl öncesinin direnenleriyle bugünün direnenleri aynı.
Yüz yıl önce İngilizlerle birlikte Osmanlı’yı vuruyorlardı. Osmanlı ise Kudüs’ü, Medine’yi savunuyordu. Yüz yıl sonra İsrail ve ABD ile birlikte coğrafyanın her köşesinde Türkiye’yi vuruyorlar. Türkiye ise Kudüs’ü, coğrafyayı savunmaya çalışıyor.
Hiç bir şey değişmedi. Hainler aynı, kahramanlar aynı. Coğrafyanın bağımsızlığı için mücadele edenler aynı, coğrafyada yeniden vesayet, kölelik düzeni kurmaya çalışanlar aynı. Kahramanlar aynı, köleler aynı. Daha önceki cümlelerimle devam edeyim:
MUHAMMED BİN SELMAN VE MUHAMMED BİN ZAİD: MEKKE/MEDİNE’Yİ DE SATACAKLAR.
Evet, Kudüs satıldı. İlk kıble satıldı, peşkeş çekildi, çok kirli bir pazarlığa kurban edildi. Bugüne kadar petrol verip iktidar satın alanlar şimdi Kudüs’ü vererek iktidar alıyorlar. Arap dünyasına İran korkusu pazarlayıp Kudüs’ü aldılar.
İran korkusu salıp Türkiye ile savaştılar. Kudüs’ü savunan herkesle savaştılar. Yarın aynı pazarlıkla Filistin’i de alacaklar. Yarın aynı pazarlıkla Mekke ve Medine’yi denetim altına, vesayet altına alacaklar.
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Veliaht’ı Muhammed Bin Zaid ile S. Arabistan Veliaht’ı Muhammed Bin SelmanABD ile, İsrail ile neyin pazarlığını yaptı?“Biz artık İsrail’in dostuyuz”, “Biz artık İsrail’le müttefikiz”, “Arap-İsrail kavgası bitmiştir” diyenler Kudüs’ü teslim ettiler. Onlar tarih önünde, İslam milleti önünde, kendi milleti önünde bunun hesabını çok acı biçimde verecekler.
ARAP SOKAKLARI BU BÜYÜK İHANETİN HESABINI SORMALI
Kudüs’ü peşkeş çekenler Mekke’yi ve Medine’yi koruyamaz. Böyle bir ehliyetleri, yetkileri, sorumlulukları yoktur. Şu an istesinler hemen verirler. Çok geçmeden İslam’ın kalbini de pazarlık konusu yapacaklar. Bunu yapacaklar, göreceksiniz.
Arap toplumu, Arap sokakları bunun hesabını sormalı. Arap olmayan Müslüman dünya, bunun hesabını sormalı. Kim, hangi yetki ve cesaretle Kudüs’ü pazarlık konusu yapıp, kendi iktidarları için peşkeş çekebiliyor? Kudüs’ü savunmak sadece mazlum Filistin halkının mı sorumluluğu?
EY BU COĞRAFYANIN, KADİM ŞEHİRLERİN ÇOCUKLARI! SİZE ÖZGÜRLÜK HARAM MI?
Ey bu coğrafyanın, bu kadim şehirlerin çocukları!Çok büyük bir ihanetle yüz yüzesiniz. Yüz yıl sonra yeniden başlatılan ve Müslümanları tarih dışına itmeyi amaçlayan büyük istilanın en vahim tablosuyla karşı karşıyasınız.
“Savaşı İslam’ın kalbine, merkezine taşıyacağız” diyenler, “İslam iç savaşı” projesi yapanlar Irak’tan, Afganistan’dan, Libya ve Suriye’den İslam’ın kalbine yöneldi. Kudüs’e, Mekke ve Medine’ye yöneldi.
Bu, 21. yüzyılın hesaplaşmasıdır. Bir kez daha esarete altına girmeye, bir yüz yılı kaybetmeye hiç niyetimiz yok.Bu hesaplaşmanın Arap’ı, Türk’ü, Acem’i yok. Onları bu topraklardan sürmekten başka mücadele yöntemimiz yok.
Yüz yıl sonra bugün, aynı kavgayı bir kez daha veriyoruz, vereceğiz. Aynı istila ile yüz yüzeyiz, aynı direnişleri örgütlemek zorundayız. Yüz yıl önce kaybeden bizler, yeni bir yükseliş çağı yakaladık. Bu hesaplaşmayı kaybetmeye hiç niyetimiz yok.
HAKAN FİDAN: İSRAİL YENİ LİSTE Mİ HAZIRLIYOR.
- Aşırı sağa mensup İsrail gazetesi Türkiye’nin istihbarat Başkanı Hakan Fidan’ı hedef göstermiş. Kasım Süleymani gibi ortadan kaldırılmasını istemiş.
- Yeni bir liste yapıyorlar anlaşılan..
- 17/25 Aralık’ta bir liste yapıp FETÖ’nün eline tutuşturmuşlardı. İsrail istihbaratının sevmediği herkes o listedeydi. Yüzlerce kişi. Yok edilecekler listesiydi!
- 15 Temmuz’da bir listeleri daha vardı. Yine İsrail istihbaratının listesiydi. Öldürülecekler, infaz edileceklerdi. Darbe başarılı olsa, binlerce insanı kurşuna dizecekler, “efendileri” ne talimat vermişse onu yapacaklardı.
- Ne garip, 28 Şubat’ta da Çevik Bir ve avanesine böyle bir liste vermişlerdi. İsrail istihbaratının sevmediği herkes o listedeydi ve devlet düşmanı ilan edilmişti.
- Bugün Erdoğan’la yürüyen herkes İsrail istihbaratının listesinde. İçeriden ortaklarla bunu deniyorlar. Yüzlerce belki binlerce isim. Erdoğan onlar için 21. yüzyılın en büyük hedefi. Dışarıdan saldırdılar, içeriden saldırdılar, devam ediyorlar.
- Biz de devam ediyoruz.
- Göreceğiz bakalım..
YERYÜZÜ SARSILMALI,DÜNYA TERSİNE DÖNMELİ!
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın üç günlük Afrika turuna katıldım. Cezayir, Gambiya ve Senegal. İkisi eski Fransız sömürgesi, biri İngiliz sömürgesi. Üçü de Müslüman ve Türkiye’yi çok seven ülkeler.
Sömürgeciliğin iliklerine kadar tükettiği, mahvettiği ülkeler. Kuzey Afrika, Orta Afrika, “artık yeter” çığlığını yükseltmeli.
Cezayir Cumhurbaşkanı, Başkan Erdoğan’a “Fransızlar Cezayir’de 5 milyona yakın insan öldürdü” diyor. Erdoğan, bu soykırımın belgelerini istiyor.
Sadece bu cümle, coğrafyanın tarihinin tamamını anlatıyor.
Dünya tersine dönmeli. Yeryüzü sarsılmalı ve dünya tersine dönmeli.
Türkiye, bütün coğrafyanın tek savunma hattıdır.