Suriyelilere Çalışma İzni Kolaylığı Geliyor
Suriyelilerin çalışma ve ikamet izni tartışmalarının kökeni aslında yeni değildir. 2011 yılından bu yana çok sayıda Suriyeli ülkemizde misafir edilmektedir. 22.10.2014 tarihinde yayınlanan Geçici Koruma Yönetmeliği ile ülkesinden ayrılmaya zorlanmış, acil ve geçici koruma bulmak için Türkiye’ye gelen yabancılara İçişleri Bakanlığı’nın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu tarafından geçici koruma veriliyor.
Türkiye, geçmiş yıllarda da bu tür savaş mağdurlarına kucak açmış bir ülkedir. Özellikle, 2. Dünya Savaşı sırasında Avrupa ülkelerinden Türkiye’ye gelen birçok Musevi kökenli insana iş ve çalışma olanağı sağlanmış, savaş boyunca Türkiye’de hem çalışabilmeleri hem de hayatlarını idame ettirebilmeleri imkânı verilmiştir. O dönemde Türkiye’ye gelen ve istihdam edilen Musevilerin Türkiye ekonomisine çok ciddi katkısı olmuştur. Türkiye’de bilimsel çalışmalarında, sanayileşmede, finans sisteminin kurulmasında büyük emekleri geçmiştir. Bugün, birçok üniversitenin çok önemli hocalarının yetişmesinde de katkıları olmuştur.
Bugünkü Suriye’de iç savaşı koşulları dikkate alındığında, Suriye uyrukluların çok zor koşullarda, açlık ve sefalet içerisinde, sokak başlarında, trafik lambalarında dilenmek suretiyle hayatta kalma mücadelesi vermeleri yerine, onurlu bir yaşamın sağlanabilmesi için geçmişte Türkiye’nin birçok kişiye yaptığı gibi iş, emek, istihdam imkanı sağlanmalıdır. Geçtiğimiz günlerde ABD Başkanı Obama’nın Suriyeli Refai Hamo’yı davet etmesi gibi Türkiye’nin de ülkemizde bulunan çok kalifiye kişilerden faydalanması gerekir. Ayrıca, başta, tarım ve hizmet sektörü olmak üzere birçok alanda (örneğin garsonluk, bulaşıkçılık, temizlik görevlisi, çocuk bakıcısı, vasıfsız işler, tarım işçisi vb.) personel bulma sıkıntısı hat safhadadır. Hizmet sektöründe yeterli eleman olmadığı için hizmet üretiminde aksamalar yaşandığı görülmektedir. Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş tarafından, bu yoğun misafirliğin altı çizilerek, Suriyelilerin sadece kırmızı ışıkta mendil satan çocuklardan ibaret olmadığı vurgulanmıştır. Gerçekten de artık Suriyelilerin, onlara bir takım yardımlarla ve destekler ile değil kendi çalışmalarıyla ekonomik kalkınmaya katkıda bulunmaları gerekmektedir. Numan Kurtulmuş’un Bakanlar Kurulu’nda görüştüklerini açıkladığı Suriyeli göçmenler düzenlemesi, belli koşullar altında Suriyelilerin de işgücü piyasası içinde var olmasını içeriyor.
Yapılan yeni düzenleme planlaması ile iç savaş nedeniyle Türkiye’ye gelen 2.4 milyon Suriyeli düzenlemeden etkilenmesi bekleniyor. Şu anda Türkiye’ye gelen Suriyelilerin sadece 7 bin 351’ine çalışma izni verilmiş. Geri kalan Suriyelilerde ise çalışma izni bulunmamakta. Bu durumun iki sonucu bulunuyor. İlki, bu kişilerin yasal statüde çalışamaması sebebiyle; sadece destek ve yardımlar ile geçinmesi, ikincisi ise; kayıtdışı ve yasal statüde olmayan istihdam biçimleri. İlk durum içler acısı bir görüntüye, ikinci durum ise insani olmayan çalışma biçimlerine ve haksız rekabete konu oluyor.
Düzenleme ile geçici koruma sağlanan yabancılar geçici kimlik belgesi düzenleme tarihinden 6 ay sonra çalışma izni için başvurabilecekleri belirtilmiştir. Bir işyerinde çalıştırılan Suriyeli sayısı işyerindeki toplam çalışan sayısının yüzde 10’ununu geçemeyeceği belirtiliyor. Bu durum da Türk çalışanlar için olumsuz etkiyi en aza indirmektedir. Bu yüzde 10’luk kural sadece, işyerinin 4 hafta içinde eleman bulunmadığı durumlarda esnetilebilecektir.
Suriyeliler de, Türkiye’deki çalışma mevzuatına (İş, Sosyal Güvenlik ve İş Sağlığı ve Güvenliği) bağlı çalışacaklardır. Bu kapsamda Türkiye’de asgari ücretin altında çalışma yaptırılamayacağı hükmü Suriyeliler için de geçerli olacaktır.
Yapılacak bu düzenlemeler ile Türkiye, ülkesine zor durumda sığınan kişiler için yaptığı düzenlemeler ile diğer ülkelere de örnek olacaktır. Umuyoruz ki, bu düzenlemeler Türk çalışma hayatı için de olumlu etkileri beraberinde getirir. Sonuç olarak, Suriye kökenli savaş mağdurlarının Türkiye’de belli kotalar halinde Türk vatandaşlarının işsizlik ve mağduriyetine neden olmayacak şekilde çalıştırılmasının önü açılmalıdır. Türkiye’de çok sayıda Suriye vatandaşının iş ve fabrika kurduğu, Suriye’den buraya fabrikasını taşıdığı, Türk ekonomisine ciddi katkılar sağladığı, vergi ve prim ödediği bilinen bir gerçektir. Türkiye’de akademisyen, sağlık personeli, hekim vb. kalifiye elemanların da istihdamına başvurulması ekonomimizi güçlendirecektir