Afrin, Münbiç ve Kandil. Türkiye elini çabuk tutsun, gecikme intihar...
Suriye’nin kuzeyinden, Irak’ın kuzeyinden Türkiye’ye yönelen tehditlere karşı ne yapacaksak acilen yapmak zorundayız. Birileri çok kötü bir sürpriz hazırlıyor. Birileri önümüzdeki günlerde Türkiye’yi teröre boğma planları yapıyor, birileri Türkiye’nin Fırat Kalkanı ve İdlib müdahalelerini boşa çıkarmayı planlıyor.
Yapılacak tek şey, müdahale alanını genişletmek, daha kararlı hareketlere girişmektir. Son iki günde yaşanan terör saldırıları ve operasyonlar, önümüzdeki günlerde olacakların habercisidir. Savunma yerine taarruz dönemidir ve bu konuda hiçbir tereddüt gösterilmemelidir.
“Türkiye cephesi” açma hazırlığı var
Suriye’nin kuzey bölgesi, Türkiye sınırı boyunca uzanan o kuşak, ABD tarafından Türkiye’ye karşı bir cephe olarak planlandı. PKK/PYD üzerinden hazırlıklar yapıldı, olağanüstü silah stoklandı, gizli askeri üsler ve terör eğitim kampları kuruldu.
Bir NATO ülkesi, bir terör örgütünü silahlandırıp diğer NATO ülkesine saldırıyor. İşin özeti budur. Bu ülke de ABD’dir.
O koridorun öncelikli hedefi; Türkiye’yi kuşatmak, nefes alamaz hale getirmek, 15 Temmuz’un ikinci dalgasını bu cepheden başlatmaktır. Mesut Barzani’ye bağımsızlık referandumu yaptırılması da bu projenin parçasıdır. Yarın “Türkiye cephesini açın” talimatı verildiğinde bütün bu kuşaktan Türkiye’ye saldırılar başlatılacaktır.
İş; teröre desteğin çok ötesindedir. Kürt devleti projeleriyle alakası bile yoktur. Bu bir imha, küçültme, parçalama, harita çalışmasıdır. Bölgemizin kalbinde bir yabancı garnizon, istila haritası oluşturma hesabıdır.
Türkiye’yi K. Irak’tan da çevrelemeye çalışıyorlar
Fırat Kalkanı operasyonu, İdlib’e yönelik son operasyon ile Barzani üzerinden servis edilen projenin Türkiye, İran ve Irak tarafından boşa çıkarılması, bu büyük projeye, plana karşı en ciddi cevap olmuştur. Bu, bir şeylerin yapılabileceğinin açık göstergesidir. Ama yeterli değildir. Çünkü terör kuşağı, harita planı devam ediyor. Yüzlerce kilometrelik kuşakta çok sayıda ABD üssü faaliyette, terör kampı işletiliyor.
Şimdi bu kuşağı Irak’ın kuzeyine, İran sınırına kadar uzatmaya çalışıyorlar. Barzani sonrasında bölgeyi PKK üzerinden yeniden biçimlendiriyor, Suriye’deki tezgahın aynısını Irak’ın kuzeyinde uyguluyorlar. ABD ve İsrail, bütün bu planların arkasındaki ülkelerdir ve eğer bir boşluk bırakılırsa, gecikme devam ederse Türkiye bir süre sonra bölgeye müdahale edemez hale gelecektir.
Türkiye’yi Irak’ın kuzeyinden de çevreleme planı boşa çıkarılmalı, acilen harekete geçilmeli.
Bu pervasızlık, açık bir savaştır
Artık PKK ya da PYD ayırımına bile ihtiyaç duymuyorlar. Türkiye’den Suriye’ye ve Irak’a, oradan Türkiye’ye yoğun terör trafiği yönetiyorlar. Cepheyi birleştirdiler, tek bir proje olarak uyguluyorlar. Artık bütün saldırıları ABD-İsrail-PKK ortak cephesi olarak yapıyorlar.
Bu, açık savaştır. Bu, bütün gizli niyetlerin artık açığa çıkarılmasıdır. Bu pervasızlığın, düşmanlığın en ileri aşamasıdır.
Suriye’nin kuzeyindeki koridoru İran sınırına taşıyarak İran’a sıfır noktada bir İsrail askeri varlığı tesis edecekler. Türkiye’yi çepeçevre kuşatmış olacaklar, aynı zamanda İran’a Kuzey Irak’tan bir cephe açmış olacaklar. Tabi bu arada Irak’ı paramparça edecekler.
Afrin, Münbiç, Kandil: Gecikme intihar olacak
Üç ülkenin, K. Irak’taki işbirliğini Suriye’nin kuzeyine kadar genişletmesi, Akdeniz’den İran sınırına kadar bu kuşağa mümkün olan her bölgeden müdahale etmesi gerekiyor. Çünkü tehdit ortaktır. Kimse, mezhep ve etnik kimlikle konuşmaya kalkıp bu büyük projeyi örtme telaşına düşmesin.
Türkiye, İdlib’den sonra Afrin ve Münbiç’e derhal, gecikmeden müdahale edebilmelidir. Aynı şekilde Kandil’e kadar Kuzey Irak’ta bazı bölgelere de müdahale geciktirilmemelidir. Gecikme intihar olacaktır. Bu bölgedeki PKK varlığı kırılmalı, coğrafyayı paramparça etmeye dönük büyük proje zayıflatılmalıdır.
Türkiye içinde gecikmeyi öneren herkes bu projeye doğrudan ve dolaylı destek veriyor demektir.
Suriye ve K. Irak’tan ağır saldırılar gelecek
Önümüzdeki günlerde Suriye’nin kuzeyindeki her PKK varlığı Türkiye’ye saldırılara başlayacak. Yine çok yakın günlerde Suriye’nin Irak’la sınırı olan kuzeydoğu bölgesinden ve Irak’ın kuzeyinden Türkiye’ye ağır saldırılar başlatılacak.
Birkaç yıldır Suriye’de yoğunlaşan terör grupları akın akın Türkiye sınırlarına, içlerine yönlendirilecek. Akdeniz’den Kandil’e kadar bütün cephe hareketlendirilecek.
Bu bir çokuluslu saldırıdır. Türkiye, kimlerin ne söylediğine aldırmadan, kararlı, cesur müdahalelere girişmelidir.
ABD ve İsrail artık onları koruyamaz
Kimse ABD ve İsrail’in bunu engelleyebileceğini zannetmesin. Türkiye’nin müdahalelerini durdurma, engelleme güçleri de imkanları da yoktur.
K. Irak’ta Barzani’nin bir günde her şeyini kaybetmesini engelleyemediler, engelleyemezlerdi. Türkiye, İran ve Irak’ın ortak iradesini kıramazlardı. Ortak tehdide karşı ortak müdahaleye karşı yine hiçbir şey yapamayacaklar.
Bu böyle devam etsin, Suriye’nin kuzeyindeki PKK/PYD varlığı tutunamayacak, Kuzey Irak’ta Barzani, akıbeti ile yüzleyecek, ABD ve İsrail onları koruyamayacaktır.
Üç ülke ortak hareket etmeli
Onlar, karşılarında kararlı bir müdahale gördükleri anda, Suriye’deki taşeronlarını da terk edip, yapayalnız bırakacaklardır. Üç ülke ortak model ortaya koymuştur ve bu model devam ettirilmeli, sınırlarımıza yakın bölgelerdeki yabancı işgali sona erdirilmelidir.
Akdeniz’den Kandil’e kadar koridor/cephe kurmaya çalışanlara Akdeniz’den Kandil’e kadar müdahale edilmeli, bütün bu kuşaktaki PKK/PYD varlığı her yerde hedef alınmalı, imha edilmelidir.
Bu mücadelenin başka hiçbir yöntemi yoktur.
Bölgedeki her ülke ile bu amaçla her türlü ortaklık mubahtır, elzemdir.
Türkiye elini çabuk tutmalı
Tekrar edelim; Irak’ın kuzeyinden ve Suriye’nin birçok yerinden Türkiye’ye çok ağır saldırılar başlayacak.
Türkiye elini çabuk tutmalı, yapmayı planladığı şeyi derhal yapmalı. Çünkü gecikme intihardır, gecikme Türkiye’yi savunmasız bırakmaktır. Dışarıda ve içeride oyun tamamen Türkiye’yi geciktirme, oyalama, zaman kazanma üzerine kurulmuştur.
Savaşı Türkiye içlerine taşımaya hazırlanıyorlar.
Kale’nin dışına çıkma, cepheyi onların başına yıkma zamanıdır.