Ar-Ge ve iİnovasyona Destek Var
Yazıma bildik bir örnekle başlamak istiyorum. Çoğu zaman, çarpıcı olduğu için, ‘bir kamyon domates ile el kadar teknoloji ürünün’ alınması örneği verilerek teknoloji ve Ar-Ge’nin ülkelerin kalkınmasındaki önemi vurgulanır.
İşte son yıllarda Ar-Ge ve inovasyon konularında birçok şirkete destekler sağlanıyor. Bu destek ve teşvikler sayesindedir ki artık Türkiye ağır sanayi fabrikalarını, ileri teknoloji ürünü ev ve sanayi ihtiyacında kullanılan ürünleri, savunma sanayinde başta Uçak, Uydu, Milli Gemi, Tank, Top, Füze ve çeşitli silah ve mühimmatlarını üretebilecek teknolojiye ulaşmıştır.
6676 Ar-Ge Yasası çıktı
Geçtiğimiz günlerde AK Parti Genel Başkanı ve Başbakanımız Sayın Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu’nun açıkladığı Ar-Ge destekleriyle ilgili 6676 sayılı Kanun Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından onaylanarak Resmi Gazete’de yayınlandı.
1 Mart 2016 itibariyle yürürlüğe girecek yasa ile Ar-Ge, tasarım ve destek personelinin bu çalışmaları karşılığında elde ettikleri ücretleri üzerinden asgari geçim indirimi uygulandıktan sonra hesaplanan gelir vergisinin; doktoralı olanlar ile 5746 sayılı Kanun kapsamındaki temel bilimler alanlarından birinde en az yüksek lisans derecesine sahip olanlar için yüzde 95’i, yüksek lisanslı olanlar ile temel bilimler alanlarından birinde lisans derecesine sahip olanlar için yüzde 90’ı ve diğerleri için yüzde 80’i verilecek muhtasar beyanname üzerinden tahakkuk eden vergiden indirilmek suretiyle terkin edilir. Bu süre içinde, anılan maddenin bu maddeye aykırı olan hükmü uygulanmayacak.
Çok kapsamlı ve birçok kanunda köklü değişiklik yapan 6676 sayılı Kanunun çok faydalı çalışmalara vesile olacağını düşünüyorum.
Araştırmacı hocaya teşvik
Ülkemizde üniversite hocalarının Ar-Ge faaliyetlerini destekleyici bir düzenleme de 2547 sayılı Kanunda yapıldı.
TÜBİTAK tarafından tespit edilen ve Yükseköğretim Kurulu tarafından kabul edilen ulusal ve uluslararası düzeyde düzenlenen bilimsel yarışmalarda ilk üçe giren öğrencilerin ilgili dallardaki lisans programlarına yerleştirilmelerinde, merkezi sınavlardan almış oldukları puanlara, hesaplanan ortaöğretim başarı puanı ve bu puanın Yükseköğretim Kurulu tarafından tespit edilecek katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak puan eklenecek.
Yine üniversite-sanayi işbirliği kapsamında araştırma ve geliştirme, tasarım ve yenilik projeleri ile faaliyetleri sonucunda elde edilen gelirler döner sermaye işletmesinin ayrı bir hesabında toplanır. Bu gelirlerden (b) fıkrası uyarınca yapılacak olan kesintiler de dâhil herhangi bir kesinti yapılmaz. Bu kapsamda görev yapan öğretim elemanına ödenecek gelirin yüzde 85’i, herhangi bir vergi kesintisi yapılmaksızın ilgili öğretim elemanına ödenir. Kalan tutar, (b) fıkrasında belirtilen işler için kullanılacak.
Bu kapsamda değerlendirilecek proje ve faaliyetlere, öğretim elemanının müracaatı doğrultusunda, üniversite yönetim kurulunun izni ile karar verilecek.
Bürokraside de değişim şart!
Esasen çok kapsamlı ve uygulamada sorun yaşanan sorunları çözerek sanayi-üniversite işbirliğinin önünü açarak Ar-Ge, Tasarım ve Yenilik’te yeni bir hamle başlatacağına ve kalkınma ve ihracatta motor görevi yapacağına inanıyorum.
Bürokrasinin de bu bağlamda “Olmaz da, olmaz” mantığını bir kenara bırakarak, hükümetin ve siyasetin bu anlamlı düzenlemesine sahip çıkması gerekiyor.
Sanayicinin, ihracatçının, işçinin, emeklinin, çiftçinin, akademisyenin, bilim insanlarının sürekli eleştirdiği ve adeta her girişimi kösteklemek için yoğun mücadele veren bürokrasi umarız bu tavrından vazgeçer.
Önceki gün, ihracatta yeni pazarlar arayışında olduklarını söyleyen İstanbul İhracatçı Birlikleri (İİB) Başkanı Zekeriya Mete “Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız ve Bakanlarımız tarafından her daim destekleniyoruz. Ancak alt kademede işin bürokrasi tarafı bize köstek oluyor.” Sözleri esasen bürokraside de bir değişimin şart olduğunu gösteriyor.
Gün ülkeye ve birlik beraberliğe sahip çıkma günüdür. Bürokrasi de değişmek zorundadır. İhracatçının, sanayicinin, iş adamının, işçinin, çiftçinin başarılı hizmet vermesi yetmez, aynı zamanda bürokrasinin bu kalkınma yolundaki taşları elleriyle tek tek toplayıp yollarını açması gerekir.