Arıların başı dertteyse bizimki de dertte!
Dünya genelinde arıları kaybediyoruz. Avrupa’da yüzde 30,Orta Doğu’daysa yüzde 80 bal arısı kaybı var. Kayıp yüzdemizşaibeli ama bizim de arıları kaybettiğimiz kesin! Einstien “Arılar biterse, insanlık biter” derken çok net konuşmuş, o halde neyi bekliyoruz? Haydi çiftçiler “Bu Bahçede Arı Var” diyelim!
Uzun zamandır meyveyle mesafeliyim. İşim gereği tarım meselesinde fazla şey biliyorum. Bu da market alışverişlerinde farkında olmadan bana bir bariyer koyuyor. Birkaç gün önce Hero Baby markasının bir basın toplantısındaydım. Bebek mamaları için aldıkları meyveleri ne kadar ince eleyip sık dokuduklarını, meyve seçimlerindeki kriterleri dinledim. Şu ana kadar meyve satın alırken zaten seçici olan bendenizin bundan böyle işi iyice zorlaşacak. Birkaç internet alışverişi yapabileceğim güvenilir yer var. Ama itiraf ediyorum bugüne kadar onlardan sadece bir kaç kez sipariş verdim. Bundan böyle sipariş ettim ettim aksi takdirde bebek maması yemem olası.
ARI VE MEYVE DENKLEMİ
Domates bile botanik açıdan bakıldığında bir meyve. Topraktan hasat edilen her meyvenin arılarla ilişkisi var. Nasıl mı? Hero Babby sadece kendi mamalarında kullandığı meyveler için değil, ülkemizde genel olarak meyveciliğin gelişimini, çeşitliliği sürdürülebilir projeleri desteklemekte. Özellikle bebeklerin beslenmesi metabolizma hızından dolayı çok daha önemli. “Bebeğinizin karnını doyurmak için yedirmeyin, besin değeri çok önemli. Obez çocuklar yaratmayın” diyorlar. Doğal tarımın bebek sağlığı için vazgeçilmez olduğunu ve arılar olmadan da bu amaca ulaşılamayacağının bilincindeler. Bu sebeple 2015 senesinde küresel çapta Bee Careful projesini başlatmışlar. ‘Bu Bahçede Arı Var’ temalı projenin amacıysa arı sağlıyla ilgili araştırmaları, eğitimi ve arıcılığı destekleyerek kamuoyunda arıların ekosisteme katkısı hakkında bilinç geliştirmek. Bir başka değişle arıcıyla her daim kavgalı olan çiftçinin arasını düzelterek meyve bahçelerinde arıların özgür dolaşmasını, bizlerin de ağız tadıyla meyve yemesini sağlamak. Gıdaların yüzde 90’ını sağlayan 100 bitki cinsinden 71’nin polenini arılar taşıyor. Meyve bahçelerinde bal arısı kolonilerinin kullanılması, üretici için daha fazla ve kaliteli ürün, tüketici içinse daha sağlıklı ürün anlamına geliyor. ‘Bu Bahçede Arı Var’ projesi için neler yapılmış? İlk olarak seçilen pilot bahçelere arı kolonisi yerleştirilmiş, ardından da arazi koşullarında birer aylık periyotlarda veri toplanmış. Ziraat fakültesi öğrencilerinin de gönüllü olarak katıldığı, ağaçların çiçeklenme döneminde zamanla yarışılan ve gece gündüz nöbetleşe çalışılan bu dönemin sonundaysa laboratuvar koşullarında toplanan veriler analiz edilmiş. Sonuçları ise heyecan veriyor. Peşinen söyleyeyim, arısız tarım olmaz! Sonuçlar bize arıların işini sürdürmesine izin verirsek şekli düzgün, vitamin ve antioksidan değeri yüksek faydalı meyveler yiyebileceğimizi söylemekte. Arılar sayesinde yapılan iyi tarımda meyve şekillerinin düzgün olması meselesi de bence, bugün organik diye yamuk yumuk meyve satanların kulağına küpe olmalı.
Tarımda kimyasal ne zaman bitecek?
Ziraat mühendisleri, öğretim görevlileri, gıda teknisyenleri ve iyi tarım isteyen Hero Baby gibi bazı markaların oluşturduğu eğitim grupları çiftçiyle sürekli çalışıyor. Kimyasalın toprağı öldürdüğünü, fazla su ve gübrenin mahsülü çoğaltmadığını anlatıyorlar. Ancak çiftçi yine de tarlasında böcek istemiyor ve böceğin yararlı mı zararlı mı olduğuna aldırmadan ilacı basıyor. Bundan arılar da, meyve ağaçları da, biz de zararlı çıkıyoruz.
DAHA ÇOK ARI DAHA ÇOK KALİTELİ MAHSUL
Bu mesele beş yılı aşkın süredir önümüzde duruyor. Buğday Derneği’nin geçtiğimiz yıl başlattığı ‘Arıları Yaşatalım’ kampanyasında da Türkiye ile ilgili çarpıcı bilgiler elde edilmişti. Dünyada en fazla bal kovanına sahip ikinci ülke olduğumuz ama bal veriminde dünya ortalamasının çok altında olduğumuzun gerçeği ile karşı karşıya kalmıştık. Bal arılarının neden topluca yok olduğu konusunda net cevap bulamadığını iddia edenler Polonya’da geçtiğimiz sene yapılan araştırmaya bakmalı: Araştırma, zirai ilaçların, arıların savunma merkezini bozarak, onları parazit ve virüslerin hedefi haline getirdiğini kanıtlamıştı. Bal arısı kanatlarını dakikada ortalama 11 bin 400 kez çırpacak güçte ama doğadaki kirlenmeye ve zirai ilaçlara karşı savunmasız. Bu gerçeği görmeli ve onlar için havayı, suyu, toprağı kısaca dünyayı temiz tutmalıyız.