Ay gibi ‘’akıl’’ tutulması!
Ay ve güneş tutulmaları neticesinde oluşan Dünya’daki depremler, tsunami, sel vb. felaketlerle insanlık âlemi maddi ve manevi zararlar gördüğü gibi toplumu yöneten ilmi, siyasi ve ticari sınıflarda da akıl tutulması olduğunda başka acı felaketler yaşıyoruz!
Yaygın hastalık, açlık, sefalet, sefahat, yolsuzluk, yalan, iftira, aldatma, sahtekârlık, boşanma vb, gibi içtimai tsunamilerle de felaketten felakete sürükleniyoruz!
Toplumun yapı taşı olan ailenin sorumluları ana ve babaların akıl tutulmaları neticesinde;
Sevginin yerini nefret, saygının yerini kavga, merhametin yerini zulüm ve ittifakın yerini ihtilaf karanlıkları kaplıyor! Muhabbet ve diğergamlık kalplerden firak edip benlik ve ego çatışmasıyla da, iftirak (ayrılık-boşanma) felaketi ailenin büyük yıkılış depremini gerçekleştiriyor! Bu belalar neticesinde zavallı mazlum yavruların gözyaşları ve feryatları bile dağılan aile yuvalarını kurtaramıyor!
Esnaf, tüccar ve iş sahiplerinin akıl tutulması neticesinde;
Helal kazancın yerine haramı, ticaretin yerine faizi, dürüstlüğün yerine yalanı, merhametin yerine aşırı zamlı zulmü, zekât ve infakla oluşan cömertliğin yerini cimriliği, dürüstlüğün yerine sahtekârlığı, tasarrufun yerine israfı, bereketin yerine kıtlığı, kanaatin yerine doyumsuzluğu, şükrün yerine nankörlüğü, huzur ve huşunun yerine kalb kasveti depremlerini yaşayan işadamlarımız, esnaflarımız rızkının değil, hırsının peşine düşmeye maalesef devam ediyorlar!
Toplum ve bir takım yöneticilerin akıl tutulmasının neticesinde de;
Kardeşliğin yerine düşmanlığı, birliğin yerine parçalanmışlığı, emanetin yerine ihaneti, ehliyetin yerine beceriksizliği, liyakatin yerine liyakatsizliği, doğruluğun yerine yalan ve iftiracılığı, kollektif aklın yerine üst akıllılığı, istişarenin yerine keyfiliği, arabulucuların yerine arabozuculuğu, uyarıcıların yerine şakşakçılığı, gıbtanın yerine hasedçiliği tercihle maalesef ayrışma, ötekileştirme, milli birlikten uzaklaşma tutulmalarını yaşıyoruz.
Akıl tutulmalarını ve neticesindeki maddi ve manevi depremleri önleyecek ilaçlar!
Hepimize bir nefes yakın olan ölümümüzle gideceğimiz Ahiret (sonsuzluk) âleminin sonsuz zevk ve sefasının nimetlerinden eşi ve benzeri olmayan Cennetteki mal ve makamlarını unutarak mutlaka terk edeceğimiz fani (geçici) Dünyanın mal ve Makam süsüne aldanmamalıyız.
Dünya’ya aşırı meyletmemiz ve doyurulamayan nefsi arzu ve hırslarımız hikmet, feraset ve basiretimizi kör ederek akıl tutulmasına sebep olacak her kötülükten, günahlardan süratle kaçmalıyız!
Mal ve makamkolik hastalığının ana sebebi bu akıl tutulması felaketinden kurtulmanın en önemli bir çaresi de Hak, ehliyet, liyakat, ahlak, hayâ, edeb, adalet, sadakat, uhuvvet ve meşveret ilkelerinden asla taviz vermemektir!
Ve nefislerimizi, gönüllerimizi ilmiyle amil, muhlis, hakiki mürşid-i kamil hocalarımızın manevi sofralarında sohbet, zikir ve şükür gıdalarıyla doyurmaktır! Her şeyin hesabının verileceği Ahiretin buluşma ve duruşma gününün Hâkimi Allah olan o büyük mahkemede hesap verecek olmanın şuuruyla, imanıyla, telaşıyla, korkusuyla ve hazırlığıyla yaşamaktır!
“Mal sahibi mülk sahibi, hani bunun ilk sahibi? Mal da yalan, mülk de yalan, var biraz da sen oyalan!” gerçeğini asla unutmamaktır!
“Bu dünya hayatı, kesinlikle çoluk-çocuk sahibi olma zevki, bir eğlence, bir oyundur. Ahiret yurdundaki hayat ise, bütün canlılığıyla devam eden sonsuz, asıl hayattır. Keşke (ölmeden önce) bilmiş anlamış ve İman etmiş olsalardı.” (Ankebut S.64) İlahi Mesajına göre nefsimizi ve nesillerimiz manevi bir eğitim ve öğretimle ıslah etmektir!
Rabbimiz Allah (c.c), hepimizi her türlü ataletten, gönlün, aklın ve dimağlarımızın tutulmasından kurtararak muhafaza etsin. Rızası ve sevgisiyle yaşatsın! Kullarına, mallarına ve makamlarına kul ve köle olmaktan kurtarsın ve sadece kendisine kulluğundan ve kulluk görevlerini yaşamaktan ayırmasın! Amin
Nefsimizde, ailemizde ve ülkemizde “İslam Sözleşmesi ”nin uygulanması, Mescid-i Aksa’mızın, Osmanlıcamızın özgürlüğü, tatil olması dileğiyle Cuma Bayramımız mübarek olsun.
Selam, sevgi ve duayla...