Öncelikle şunu söylemek istiyorum ki, her hangi bir beldenin, ilin, ilçenin belediyesi, o yerin “EV SAHİBİ”dir. Halkın oyunu alıp gelen en etkili kurumdur. Vali olsun, Emniyet Müdürü olsun, Garnizon Komutanı olsun bunlar hep tayinle gelen ve her an gidebilme ihtimali olan kurum müdürleridir. Fakat Belediye Başkanı, oranın temel taşı, tayininin çıkma ihtimali olmayan, tabiri caizse demirbaşıdır.

Bunu, şunun için söylüyorum. Kurumlar arası şayet uyumsuzluk ve koordinesizlik mevcut ise, o yerin “EV SAHİBİ” olan Belediye Başkanı, olaya hemen el atıp problemi, tarafları görüştürerek çözüme kavuşturur. Bu, Belediye Başkanı’nın aslı görevidir.

Ayrıca Belediye Başkanı “PROJECİ” olmalı. Her hangi bir vatandaş veya kurum yetkilisi, kim olursa olsun, projeyle Belediye Başkanı’nın kapısını çalınca, onu saygıyla karşılamalı, sunulan projenin uygulanırlılığı varsa, hemen yetkili kurullarla görüşüp, uygulamaya koymalı. Şayet o anda uygulanırlılığı yoksa, kendisine teşekkür edip projenin bir örneğini, ilerde değerlendirilmek üzere yanında bulundurmalıdır.

Belediye Başkanı, kendisine oy verip vermediğine bakmadan, vatandaşlar arasında ayırım yapmadan, seçimden sonra her şey unutulmalı, hizmet genele yaygınlaştırılmalıdır. Seçim sürecini bir “HİZMET YARIŞI” olarak görmelidir.

Belediye Başkanı , özellikle “YATIRIMCI”lara itina göstermeli, onları başının üstünde tutup, hatta arayıp bulup Belediye imkanlarını onların önüne serip, kanunlar çerçevesinde vatandaşın lehine yatırımcıya kullandırtmalıdır.

Belediye Başkanı, “PROBLEM ÇÖZÜCÜ” olmalı. Vatandaşların sıkıntılarını dinleyip, olabilecekleri hemen halletmeli. Halledilmesi zor konuları da yine koordine ve danışarak, gerekirse meclis ve encümenini devreye sokarak, kamu yararını gözeterek, hal yoluna gitmelidir…

Bir Belediye Başkanı, kendi bünyesindeki kurullarını ve müdürlüklerini çalıştırmalı. Onlara yetki verip hizmet istemelidir. Belediye Başkanı her şeyle bizzat ilgilenmemeli, bu kurulları ve müdürlükleri etkili bir şekilde devreye sokmalıdır.

Belediye Başkanı, ANKARA ve Büyük Belediyeler ile sıcak ilişkiler içinde olmalı, kendi kurullarında veya ilin diğer kurumlarında hazırlattığı projeyi Bakanlıklara götürmeli. Sadece Belediye imkanlarını değil, devletin imkanlarını da kamu hizmetine sunmalı, özellikle İLLER BANKASI kapısını her zaman aşındırmalıdır. Çünkü İller Bankası makul projeleri onaylayıp sürekli destek vermektedir.

Belediye Başkanı, “KÜLTÜREL” imkanlarını vatandaşın ve diğer kurum ve kuruluşların hizmetine azami bir şekilde sunmalıdır.

Belediye Başkanı yaya kaldırımları, oraların asli sahibi olan yayaların hizmetine sunmalı, bu konuda ayırım yapmamalı, dükkan sahiplerinin, vatandaşın hakkını yemesine müsaade etmemelidir. Bu tür konularda büyük bir “HAK” ve “VEBAL” olduğunu, müessese sahiplerine hatırlatmalıdır. Anlamak istemiyorsa devletin kanununu devreye sokmalı, maşa varken elini yakmamalıdır.

Benden şimdilik bu kadar… Allah hayırlısını nasip etsin…