Suçluyu cezalandırmaktan daha önemli suçu önlemektir. Suç işlendikten sonra mağdurun hakkını gözetmek tabii ki çok değerlidir, fakat ta baştan suça ve suçluya karşı tedbirler almak muhakkak ki, daha değerlidir.

Dikkat edersek anlarız ki, dinimiz İslamiyet’in öngördüğü cezalar, suçluya ceza vermekten daha çok potansiyel suçluyu o fiilden vazgeçirmeye yöneliktir. Yani, öyle cezalar öngöreceksin ki, suça meyyal kişiler o niyetinden vazgeçsin…

Dinimizin bir prensibi olan “Kısasta hayat var” sözü bu hakikati ifade etmektedir. Yoksa kan aktıktan ve namuslar payımal olduktan sonra tedbir almak sorunu çözmüyor.

Şimdi meselenin özüne gelelim. Geçen günlerde işittim ki devlet, cinsel istismara uğrayan kişileri korumaya alıyormuş. Ve böylece sorun sanki çözülmüş oluyor!

Kendimizi kandırmayalım!

Meselenin özüne inelim! Ve elimizi taşın altına koyup düşünelim! Acaba cinsel istismar ve taciz olayları niçin bu kadar çoğaldı. Niçin son senelerde gözle görülür derecede, korkunç bir artış gösteriyor.

Burada anlaşılmayacak bir durum yok! Televizyonlardaki insanın nefsini okşayan o korkunç diziler yayınlandığı sürece cinsel istismar, taciz ve tecavüz olaylarının azalma ihtimali yoktur.

Hangi kanaldaki hangi dizilerden bahsediyorsun? Derseniz, isim vermeme gerek yok. Her aklı başındaki kişi anlar!

O tür kanallara şahsen kanal diyesim gelmiyor. Kanalizasyon tabiri daha uygun düşüyor.

Her neyse!

Sonuç olarak diyeceğim o ki, milletin ahlakını bozup tahrip eden, aile yapımızı temelinden sarsan, nikâhı değil de nikâhsızlığı teşvik eden malum dizileri görün ve aile müessesemizi koruma adına o pespaye dizileri yayınlatmayın.

Bunu Allah rızası için yapın! Bundan sonra artık aileler bozulup, boşanmalar artıp, namuslar payımal olmasın! Veya en azından asgariye insin!

Bizler de o tür dizileri izlememekle protesto edelim!

Cenabı Hak bu milleti ahir zaman fitnelerinden korusun!