Covid nedir, ne değildir!
Covid biyolojik bir ajandır. Ve yeni Malthusçuların insanlığa karşı verdikleri biyolojik bir savaşın silahıdır. H1N1 adı ile bilinen İspanyol gribi mikrobunun DNA’sı ile oynanmak sureti ile geliştirilen bir grip türüdür.
Bu gribi diğerlerinden ayıran temel özellik de RF ve mikro dalga ile etkileşimle çok hızlı yayılmasıdır. İnsan, bitki hayvan ve maddenin manyetik dalgalarının rezonanslarında değişikliğe sebeb olduğunda, bütün canlılar bu radyo dalgalarına karşı tepki vermekte ve bunun sonucu olarak da Covid başta olmak üzere, birçok hastalık çok hızlı bir şekilde yayılmaktadır. Covid olmasa bile, akciğerde sebeb olduğu salgı sebebi ile semptomları itibarı ile grib, boğmaca, zatürre gibi hastalık semptomlarına benzediğinden bugünkü kurgulanmış tanı kitleri tarafından Covid olarak tanımlanmaktadır. Asıl sebeb görülmediğinden ve tedbir olarak gösterilen çözümler de sorunu daha da büyüttüğünden ölümlere sebeb olmaktadır ve Covid semptomları raporlandığından ölüm sebebi Covid olarak kayda geçmektedir.
-Çözüm ne?
-Önce, bunun sıradan bir gribden farklı olarak biraz fazla geni ile oynanmış bir grib mikrobu olduğunu bilelim. Bununla başedilmez değil, ama önce bugün insanların bekledikleri ilaç ve aşının çözüm olmayacağını bilelim. Henüz doğru bir tanısı yapılmamış bir hastalığa ne ilaç üretilebilir, ne aşı. Bu şekilde dünya oyalanıyor ve “korku pandemisi” yayılıyor, ölümler artıyor, ekonomiler çöküyor.
Dünya “Great Reset” sonrası “Yeni Normal” döneme hazırlanıyor. Bu bir cinayet ötesi katliamdır. Bu tarihin en büyük soykırım girişimidir. Bu mikrobu “izole ettik” deseler de sonuç değişmeyecek. Daha izole edilmeyen, tanı kiti bile olmayan, grip semptomlarını Covid diye raporlamak için sistem tarafından uydurulmuş tanı kitlerinin ötesinde bir tesbit cihazı yok. Hem zaten binlerce grip türü varken (Ki zaten onun için H1N1 seçildi. H1N1, ilk RF dalgaları ile etkileşim içinde giren en eski mutasyon örneği olduğu için, SARS, MERS, Kuş Gribi ve Domuz Gribi çalışmalarının tecrübe birikimi de kullanılarak Covid üretildi.) ve hâlâ sürekli mutasyona uğrarken bunu nasıl yapacaksınız. Zaten onun için RNA teknolojisi ile insan geni üzerinde etki yapacak bir aşı çalışması yapılıyor. Ve insanlara yüklenecek bu aşılar zaman içinde Chip’lerden gönderilecek sinyallere duyarlı insan DNA zinciri üzerinde etkiye açık mutasyonlara sebeb olacak. Bu konuda “yerli ve milli aşı çalışmaları” da bir illüzyondan ibaret. Aşı çalışması genel anlamda yapılmalı, ancak bu derde deva bir aşı yok. Dünyada 300’den fazla aşı çalışmasından söz ediliyor. Yeni Malthusçular, bu çalışmaların hemen hepsi ile bilgi ve teknoloji paylaşımı ve hammadde desteği gibi bahanelerle sisteme müdahil olarak, kendi senaryolarını bu projelere enjekte ediyorlar.
Semptom gösteren hastalar evinden çıkmasın ve evde sağlık desteği verilsin. Maskeden vazgeçin. Maske hem biyolojik, hem de psikolojik olarak zararlı. Korku Pandemisi sonucu herkes hastalık hastası oldu. Grib diye bir hastalık kalmadı. Tek ölüm sebebi var Covid. Bakın, RF maruzatı benzer semptomları veriyor. Grib olmadan da size Covid teşhisi konabilir. Ama zaten RF maruzatının ardından en kısa sürede en yaygın mikrop olan grib sizi yakalayacaktır. Maske sebebi ile de daha az oksijen, daha çok karbondioksit, daha fazla yoğuşmuş mikrop alarak ve vücudunuzun direncini, fiziki ve psikolojik olarak daha da düşürdüğünüz için hastalığa mahkûm edileceksiniz.
Aslında çevrenizde öksüren, aksıran, hapşıran kimse kaldı mı? İnsanlar öksürmeye korkar oldular. Normal grib bile kalmadı. Başka hastalıktan ölenlerin de sayısına bakın çok daha az. Kanserden, alzaymırdan, şekerden, tansiyondan, kalpten ölmüyor artık insanlar, ne sebeble ölürseniz ölün, ölüm sebebiniz Covid diye kayda geçiyor neredeyse.
Bırakın insanlar işine gücüne dönsün. “Kekik, zencefil, zerdaçal E, D, C vitaminlerini gıdalarınızla alın” deseniz dilinize mi yapışır. Hem önler, hem tedavi eder. Geleneksel tıpta grib için 40 tane reçete var. Ama bizim modernistler, FDA ve DSÖ’nün “norm”ları dışında düşünemeyenler bunu akıllarından bile geçirmiyorlar. Bir bilim kurulu üyesi de merak edip şu ölüm istatistiklerine bakıp bir yorum yapmadı. Bir yıl oluyor bakalım bir açıklama yapacaklar mı! Bakalım TUİK bir açıklama yapacak mı? Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü zaten internet sayfasından konu ile ilgili raporlarını sildi.
Aslında hemen şu RF maruzatından hemen kurtulmamız gerek. Bunun için 5G’den vaz geçmeliyiz. Şu radyo vericilerini şehirden uzak yerlere taşımalı, mevcutları ve diğer röle istasyonlarının altına ters şemsiye şeklinde kenevir kompos ürünleri ya da kurşun plakalarla bariyerler oluşturmalıyız. Şu akıllı telefonları daha az kullanmalı, Wifi’leri en azından kullanmadığımız zaman üzerini kenevir bezi ile örtmeliyiz. Ve tabii dağ taş her yere kenevir ekmeliyiz. Çünkü Starlink komplosu ile uzay işgal edildi ve tepemizden radyasyon yağıyor. Bu sebeble reçineli ormanlarda yangınlar artacak. Frekansı değişen oksijen atomları sebebi ile oksijen alamadığımızdan canlı hayat yeni büyük felaketlerle, toplu ölümlerle tanışacak. Birileri köpekleri sokağa salıyor, taşları ise toprağa bağlıyor. Hiç düşünmüyor musunuz batılı ülkeler neden keneviri serbest bıraktı. Kenevir radyasyonu emiyor ve oksijen salgılıyor. Tekstili sizi mikroplara ve radyasyona karşı koruyor. Yağı da öyle. Bu radyasyon olayı küresel ısınmayı artıracak. Hem fosil yakıtlar, hem de radyasyon bu anlamda küresel ısınma açısından risk oluşturuyor.
Göz göre göre ülke ve dünya bir felakete sürükleniyor. Bu böyle devam edemez. Yarın kitlesel ölümlerle karşılaştığınızda çok geç kalmış olursunuz. RF’nin beynin elektromanyetik alanı üzerindeki tahribatları sonucu birçok yeni genetik hastalıkla başımız belaya girecek, intihar olayları, kanser, alerjik hastalıklarla başedemeyiz. Koronavirüs salgınında Fransızların ve özellikle ekonomik zorluklar yaşayanlar ile 18-24 yaş aralığındaki kişilerin akıl sağlığının kötüleştiği, her kesimde depresif sendromlarda artış yaşandığı, salgından bu yana insanların çok daha endişeli, stresli ve yaşam memnuniyetinde azalma çoğunluğunda psikolojik sorunlara neden olduğu rapor edildi. Bu durum aslında her ülke için geçerli. Bu konu sağlık bakanlığından önce belki savunma bakanlığını ilgilendiriyordur. Çünkü RF teknolojisi, demir yığınlarına ihtiyaç duymayacak, hatta Humanoid teknolojisi ile insana da ihtiyaç duymayacak. Bu tehlikeli ve kör gidişe kim dur diyecek!?
Selâm ve dua ile.