Dershaneler Meselesi (!)
Türkiye’de niçin bazı konular en uç noktalarda tartışılır, anlamak mümkün değil! Hemen kılıçlar çekilir, üst perdeden konuşulmaya başlanılır…
Bence dershane tartışması hedefinden sapmış ve öyle mecralarda konuşulur olmuş ki, vatandaş bile, konu hakkında detaylı bilgisi olmadığı için “NELER OLUYOR!” diye düşünür olmuş. Doğrusu bilgi kirliliği etrafta kol geziyor.
Yazar-çizer olarak herkes konuyu haklı olarak kendi penceresinden değerlendiriyor. Bende şahsen, bu hakkımı kullanarak, değerlendirme yapacağım. Saygı duyulacağını umuyorum! Medeni insanların yapması gereken de budur.
Bence okul ile dershane arasında tam bir uyum yoktu. İki kurum da devletin denetimi altında olmasına rağmen, aralarında bir kan uyuşmazlığı olduğu düşüncesindeyim!
Birisinin eksiğini öbürü tamamlasa mesele yok! Çok güzel de olur! Fakat her iki kurum da kendi düzenini yürütmeye çalışıyor.
Okul ve dershane yetkilileri, zaman zaman bir araya gelebilse, elimizdeki öğrencileri nasıl daha ileri taşıyabiliriz noktasında kafa yorup öneriler getirseler çok iyi olur. Fakat fiiliyatta böyle bir durum gözükmüyor.
Öğrenciler de iki arada bir derede kalıyor. Özellikle lise son sınıf öğrencileri, dershaneyi mi okulu mu tercih etme noktasında tereddüt geçiriyor. Haklı olarak, okulu da dışlayamıyor dershaneyi de…
Bu çocuklar hepimizin çocukları… Bazısı dershaneye gitmek için rapor alabiliyor, bazısı alamıyor. Okullarda öyle günler oluyor ki, beş altı öğrenciyle ders yapmak zorunda kalıyor öğretmen!
Yani şunu demek istiyorum, DERSHANE ile OKUL el ele tutuşup aynı hedefe koşamıyor. İkisi de Milli Eğitimin Kurumu olmasına rağmen ayrı telden çalıyorlar!
Bence bu zıtlığın şimdiye kadar tedavi edilmesi gerekiyordu. Aralarını uydurmakta öncelikle devlet yetkililerine düşer. Zamanında bu yapılmadığı gibi bu uyumsuzluk yıllardan beri devam edip geliyor.
Hükümet, tabiri caiz ise mevcut duruma neşter vurmaya kalktı. Hani bir noktada haksız da sayılmaz! Fakat sert sayılabilecek bir şekilde olayın üstüne gitti.
Bana göre hükümet, dershanelere kanseri gösterip sıtmaya razı edecek! Yani kapatacağız mapatacağız deyip, statüsünü değiştirme yoluna gidecek düşüncesindeyim…
Mesela KPSS kursları gibi bir statüye tabi tutabilir dershaneleri… Bana göre doğrusu da budur!
Tekrar söylüyorum ki, zamanında bu kurumlar uyumlu hale getirilseydi, iş bu noktalara varmaz, kardeş kardeş geçinirlerdi. Bu yapılmadığı ve mesele bu gergin noktaya geldiğinden dolayı ben böyle düşünüyorum…
Yoksa “Kapatmak” sözcüğü bile hoş bir kelime değil. Bazı dönemleri çağrıştırıyor doğrusu!
İnşallah bu durum, ciğerparelerimiz olan çocuklarımız hakkında hayırla neticelenir! Taraflar da olayların üstüne sükûnetle gidip, vatanımız, milletimiz ve devletimiz için olumlu sonuçlar doğuracak adımlar atarlar. Yoksa birbirimize kafa tutup, arada çocuklarımız ezilmesin! Pişmanlığın bile fayda etmeyeceği günler gelebilir. Aman dikkat!