Dur!
Bazen bir daha göz atmak lazım yaşanmışlıklara…
Bazen yükü omuzlayanlara tok bir sesle seslenip“ sizi unutmadık” demek gerekir.
Bazen de hayatın cümbüşünde kendini kaptırmış; görünürlülüğün, gösterişin, havanın peşinde olanların yüzüne; “bu vaziyetinizden siz utanmasanız da biz her şeyin farkındayız” diye haykırmak gerekir.
Hak edene hakkını teslim etmek de gerekiyor; boş beleş ömür sürüp yüzü kızarmayanla, çalışmaktan yüzündeki harareti geçmeyenleri de ayırt etmek adına…
2021 yılı temmuz ayında Ordu iline tatilimi geçirmek üzere bir süreliğine bulunmaktaydım.
Başarılı bir kariyere sahip olan Ordu Valisi Sayın Tuncay Sonel Bey’i ziyaret etmek istedim. Sosyal medya üzerinden kendisiyle görüşmek istediğime dair talebimi ilettim. Sayın Vali, bir saat içinde dönüş yaparak “yarın saat 11:00 ‘ de bekliyorum sizi… ” diye mesaj yazdı.
Kibir abidesine dönmüş zevatların, bırakın randevu vermeyi burunlarından kıl aldırmayışlarına çokça şahit olduğumuz içindir ki Tuncay Valinin bu hızlı randevu verişine şaşırmadım değil.
Tuncay Sonel Bey, kaymakam olarak göreve başladığı günden itibaren başarılı çalışmalara imza atmış bir şahsiyet. Görev yaptığı yerlerde halkın gönlünde taht kurmuş bir kişilik. Komşu ilimiz Trabzon’un Of ilçesinde de dört yıl boyunca bulunmuş, burada da unutulmaz çalışmalar yapmıştır.
Valilik hizmetine başladığı Tunceli ilinde yapmış olduğu çalışmalarla terörle anılan şehri turizm kentine dönüştürmüştür.
Randevu günü saat 11:00’ de valimiz tarafından kabul edildim. İçeri girdiğimde, odasında Ordulu esnaflar ve iki kaymakam adayı bulunmaktaydı.
Valimiz, buyur edip oturttuğunda:
“Görüşmek istediğin adam karşında…” diyerek candan bir hoş geldin, dedi.
Gönülden bir karşılama,
Samimi bir sohbet,
Yürekten gelen bir muhabbet…
İçerdekilerle birlikte bir saate yakın sohbet etme imkânı bulduk.
Valimizin her anlattığı kulağa küpe edilmesi gereken cinsten.
Her bir tecrübesi not edilmesi gereken kıymette.
Konuşurken “ekibimle, arkadaşlarımla, takımımla…” derken başarının sihirli anahtarını adeta da itiraf ediyordu.
Ordu ili için düşündükleri, hayalleri, yapmaya çalıştıkları, mücadelesi gıpta edilecek cinsten.
“Yatırım, istihdam, proje…” say sayabilirsen.
Görüşmemiz esnasında valimizin birebir değindiği konulara burada yer verecek değilim. Ancak Ordu için gecesini gündüzüne kattığı, olağanüstü çaba sarf ettiği apaçık ortada.
Ayrıca sosyal sorumluluk kapsamında samimi gayretleri göz yaşartacak cinsten.
Devlet adamlığının her bir nüvesini gördük sayın valimizde:
Almak isteyene yetecek kadar yaşanmışlıklar,
Öğrenmek isteyene vermeye hazır bir niyet,
Yürümek isteyene destek olacak bir şahsiyet.
Oturdukları meşin koltukları eskitmekle ömür sürenler moralimizi bozsa da,
Mezar taşlarına doğum tarihiyle ölüm tarihinden başka bir şey yazmayan; üretmekten yoksun kişiler keyfimizi kaçırsa da,
Altına sürülen koltuğa oturmaktan gayri hiç bir becerisi olmayanlar rahatsız etmeye devam etse de her birimizi.
Her şeye rağmen bu toprakların “mayasıyla yoğrulmuş insanlar, ” olması gereken yerlerde bulunmaktadırlar.
Emin olun! Büyük bir medeniyete sahip olmanın bereketi hala devam etmektedir.
Yarınların endişesini taşıyıp gecesini gündüzüne katan ” dert sahibi ” şahsiyetler koşuşturmaktadırlar.
Tuncay Valimizi kendisi değil de başkaları onu böyle bir çabaya zorlasaydı ne kadar başarılı olunabilirdi? Dolaysıyla; özde var olan niyet, taşınılan sorumlulukla bütünleşir; aziz millete ödenilecek vefa borcu hissiyatıyla ve atalarımızdan bize bırakılan emanet bilinciyle verilen görevler yürütülürse hem başarı gelir hem de nice şahsiyetlerin isimleri tarihe altın harfle yazılır.
Selam olsun yüreği hizmet aşkıyla dolup taşanlara.
Selam olsun hizmetiyle abideleşen şahsiyetlerle.
Selam olsun “etrafımda kim var diye… ” arkasına bakmadan, kararlılıkla hedefe yürüyebilenlere.
Selam olsun sorumluluğunun gereğini yerine getirebilmek için gecesini gündüzüne katanlara.
Selam olsun bütün ömrünü son nefesi için yaşayanlara…