Favori gibi oynadı, favori gibi kazandı
GALATASARAY, önce kontrollu başladı oyuna. Bir duran topla öne geçti. Oyuna hükmederek, deneyimiyle, oturaklılığıyla, her geçen gün üzerine koyarak çok uzun süredir ilk deplasman galibiyetini aldı. Bu, birkaç yıldır sallanan bir takım için özellikle güven açısından önemliydi. Sarı-kırmızılıların özgüvenlerinin her geçen gün arttığını görüyoruz.
Bir kere kesinlikle bam-güm oynamıyor Galatasaray... Ayağa oynayarak hücum yapmaya çalışıyorlar. Yapamadıkları tek bir şey var: Hız... Topun hızında problem var. Bir kere hızlı hücum yaptılar. O da muhteşem bir Kazım vuruşuyla golle sonuçlandı.
4-1-4-1'DEN VAZGEÇMEDİ
Pas organizasyonlarını seviyor Fatih Hoca... Bunu da takımına yerleştirmeye çalışıyor. Ve oyunun tamamında 4-1-4- 1'e sadık kalarak yaptırdı dün... Hatta Baros'u soktuğunda da bu dizilişi bozmadı; Elmander'i sola aldı.
Ankaragücü'nün Rajnoch ile kaçırdığı pozisyon, hemen aynı dakikada aynı oyuncunun kendi kalesine attığı gol takımın oyun disiplinini kaybetmesine yol açtı. Oyuncular ve teknik direktör maksimum güçlerini sarfetmeye çalışıyorlar ama gerçekten arada güç farkı var. Bu fark da zaten sonuca yansıyor.
Baros yine Karabük'tekine benzer bir penaltı kazandırdı. Skordaki rahatlık ve oyunun sonlarında olmasından dolayı Melo ile kullanmadılar atışı herhalde... Bir takımın mutlaka birinci penaltıcısı olması lazım. Burada Baros'a moral sağlamak da düşünülmüştür. Ama Baros'un gereksiz kart görme hastalığı devam ediyor. Kısa bir süre görev yapmasına rağmen yine maçın sonlarında sarı kartı aldı.
Galatasaray çok iyi oynamasa da her gün üzerine koyarak, ayağa pas yapma yüzdesini arttırarak yoluna devam ediyor.
Riera daha henüz kuvvetlenemedi. Engin'in de fizik olarak arkadaşlarının gerisinde olduğunu söyleyebilirim.
Maçın hakemine gelince... Fırat Aydınus'un yüksek formu devam ediyor.